Fırat Çakıroğlu Ağıdı...
Dile kolay 4 yıl geçti Fırat gideli... Yüreğim öyle yanmıştı ki ardından yazamamıştım. Elim gitmedi 4 yıl boyunca. Geçtiğimiz gün Sayın Meral Akşener hıçkırarak anınca saldım göz yaşlarımı "unutmak ihanettir" şiarı ile sarıldım kaleme... Sevgili Mustafa Önsel'in "Hüzünle gülen adam" diye tarif ettiği bu satırların yazarı ile "tebessümün abidesi Fırat Çakıroğlu" arasında gizemli bir rabıta var aslında... Gözümün önünden gitmiyor siması... Bizim "yitik kuşak"ın sarkık bıyıklı, asık suratlı tiplemesinin aksine günümüzün "genç Türk Milliyetçisi-ülkücüsünün sembolü" oldu Fırat... Kaderi ağabeyleri gibi olmaz inşallah. Romanı yazılmalı. Sinema filmi çekilmeli... Parklara, bahçelere, caddelere ismi verilmekle yetinilmeyip bir de heykeli dikilmeli canımın canının.
Gidenlerin ardından yazmak çok zor. Nedense zor işler hep bu fakire düşüyor. Ozan Arif'i Samsun'dan uğurlayıp Ankara'ya dönerken Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış olan değerli dostum, Türkiyem Tv. Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ünser ve Fırat'ın yaşıtı, Ülkücü camiada son yıllarda kendisini yetiştirmiş, gerçek bir entelektüel olan Bahadırhan Dinçarslan ile uzun yolda derin sohbete takıldık... Bahadırhan, Avşar olmanın avantajı ile Ozan Arif'in vefatını duyar duymaz ağıt yakmış ve ağlatmıştı beni. Ozan'ın cenazesi sırasında üçümüz ayrı ayrı olduğumuz halde namazı kıldırıp, konuşma yapan imama takmışız. Hoca belli ki Ozan'ı hiç tanımamış. Sağ taraftan sol taraftan verilen defteri uzun uzun anlatırken, bir kez olsun Türk Milliyetçiliğinden, tek satır ülkücülüğünden bahsedemedi. Bahadırhan; "Cübbeyi giyip namazı sen kıldırsan, helallik isterken de konuşsan ne olurdu be ağabey!" deyince önce titredim. Sonra böylesi ulvi görevi neden yerine getiremedim diye hayıflandım. Ve dönüp iki can dostuma; "Benim cenazemi sünepe bir diyanet imamı değil, Türkçü-ülkücü hoca kıldırsın" vasiyetinde bulundum...
Dinçarslan ailesi müthiş... Annenin müthiş hikaye ve romanları var. Duran Ağabey Kayseri'mizin Sarız'ındaki Avşar geleneğini yaşatan büyüğümüz Bahadırhan babadan, dededen mi el aldı bilmem. Ozan için yazdığı ağıt sosyal medyada en çok okunanlardan. Yine canımı okudu attı Fırat için ağıdı. Babası Duran Dinçarslan ilk şehadet haberini alınca yazmış. Nasıl da gıpta ettim. Bir ağıt bu kadar anlamlı olabilir mi?
Fırat oğlum, Çakır oğlum
Dava haktır haykır oğlum
Nerede Devlet Bahçeli,
Hiç mi yoktu hatır oğlum
*
Seni vuran senle yaşıt,
Dört bir yana dolmuş çaşıt,
Eşkıyalar kol geziyor
Üniversite oldu düşüt
*
Çakır oğlum Fırat oğlum
Serbest sana sırat oğlum
Uçmakta yoldaşın bekler
Tanrı vermiş berat oğlum
*
Hele dön bir bak maziye
Yürek dayanmaz sızıya,
Ege'den Bozkurt yolladım
Özmen ile Önkuzu'ya
*
Irmak olmuş akar Fırat
Coşmuş bendin yıkar Fırat
Tasviri durur karşımda
Bakanları yakar Fırat
*
Karalar giymiş hocası
Ağlıyor genci kocası
Bir ocağın bir umudu
Söndü tütmüyor bacası
*
Kanı akmış ılgıt ılgıt
Düşmanları çalmış zılgıt
Bunu görmeyen gafilin
Ya bakar kör ya aklı kıt
*
Kartal bakışlı Kültegin
Davran bire gardaş yekin
Hiç mi emmi dayısı yok
Toplanın da gayret çekin
*
Dağlar kadar acımız var
Dayanacak gücümüz var
Sahipsiz sanman Fırat'ı
Alınacak öcümüz var
Duran Dinçaslan
***
Fırat'ın ruhu şad olsun...
Sağolsun Veysel Gökberk Manga besteleyip seslendirmiş "Çakıroğlu Ağıdı"nı youtube'dan indirdip dinleyin. Yüreğiniz coşsun.