Finansal tuzak (08 Aralık 2020)
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Kasım ayı finansal yatırım araçlarının nominal ve reel getiri oranlarını açıkladı.
Mevduat brüt faizinin, TÜFE'ye göre aylık reel getirisi eksi 1,25 oldu. Eylül'den Eylül'e bir yıllık reel getiri oranı da yüzde eksi 1,34 oldu.
Brüt faizden mevduata 6 aya kadar yüzde beş, bir yıla kadar mevduata yüzde 3 stopaj uygulanıyor. Stopajı da düşersek mevduat sahibinin eline geçen faiz daha düşük kalacaktır.
Faiz politikası tek başına düzeltmez ama tek başına bozar. Kur şokunun ekonomik nedenlerinden birisi yabancı yatırım sermayesinin çıkması ise, bir diğer nedeni de tasarruflara verilen eksi reel faizdir. Eksi faizin baş sorumlusu Merkez Bankası, ikinci sorumlusu bankalardır.
Bankalar yüzde 15 fonlama maliyeti ile aldıkları fonların üstüne 6-7 puan ilave ederek, tüketiciye kredi veriyorlar. MB verilerine göre, güncel kredi faizi, tüketici kredilerinde yüzde 20,54 ve ihtiyaç kredilerinde yüzde 21,86'dır.
Üstelik bankalar, mevduat faizini yıllık üstünden kredi faizlerini aylık üstünden yapıyorlar. Aylık faiz belirsizliği daha çok artırıyor.
Kasım ayında TÜFE oranı yüzde 14 oldu. Yıl sonu 14,5 veya 15 olur. Bu şartlarda mevduat reel faizi ve devlet iç borçlanma senetleri reel faizi de eksi olur. 24 Aralık Merkez Bankası Para Politikası Kurulu kararları da ay sonu olduğu için reel faiz oranlarını etkilemez.
Devlet iç borçlanma senetlerinde eksi faiz bir ezberi daha bozar. Devlet iç borçlanma senetleri reel faizi eksi olunca, devlete borç verenler zararlı, devlet karlı çıkar. Eksi reel faiz bir yerde gizli vergi demektir. Söz gelimi DİBS'te yıllık reel faiz eksi 3,86 oldu. Bu demektir ki, devlete borç verenler satın alma gücü olarak devlete verdiği her 100 liraya karşılık 3 lira 86 kuruş eksik aldılar. Bu 3 lira 86 kuruş gizli vergidir. Demek ki devlet borç alırken hem para alıyor hem de gizli vergi alıyor. Şu sıralarda bütçe görüşmeleri varken, politikacılar bütçenin faiz yükünü konuşurken dikkatli olsunlar.
Kasım ayında, aylık bazda yalnızca BİST 100 endeksi, reel getiri sağladı. BİST 100 reel getiri oranı Kasımda yüzde 7,72 oldu. Yıllık reel getirisi ise yüzde 6,09 oldu.
Külçe altın Kasım ayında reel kayıp getirdi fakat yıllık bazda yüzde 54,49 oranı ile en yüksek reel getiriyi sağladı.
Yıllık reel getiri olarak ikinci sırada yüzde 30,62 yıllık getiri oranı ile Euro geliyor. Doların yıllık reel getirisi daha düşük yüzde 22,05 oldu. Bunun nedeni Euro'nun son bir yılda dolar karşısında değer kazanmasıdır. Mamafih Euro/ Dolar paritesi 2019 Kasım sonunda 1,1006 iken 2020 Kasım sonunda 1,1979 a yükseldi. Euro'nun değer kazanmasının nedeni Euro Bölgesi'nde ekonomik verilerin beklentilerden daha iyi çıkmasıdır.
Türkiye'nin faiz takıntısı, döviz kurlarının artmasına neden oldu. Kur artışları enflasyon ve halkın satın alma gücü olarak yoksullaşmasına yol açtı. Dün medyada ''Asgari ücretli ithal malı almıyor. Ücret artışı ithalat talebini artırmaz.' şeklinde bir yorum vardı. Bu yanlış bir tespittir. Çünkü yüzde 100 yerli malımız yok. Üretimde yüzde 40 oranında ithal girdi var. Her mal ithalat talebini artırıyor ve ayrıca bu fiyat artışından herkes aynı oranda etkileniyor.
Öte yandan kur artışının maliyeti bu kadarla da sınırlı kalmadı. MB kuru tutmak için rezervleri kullanınca portföy yatırımlarında da çıkış oldu. MB verilerine göre, Ocak-Eylül 9 ayda portföy yatırımlarında net çıkış 14 milyar 953 milyon dolar oldu. Hisse senetlerinden net çıkış 5 766 ve devlet iç borçlanma senetlerinde net satış 7 milyar 483 milyon dolar oldu.
Hukuk ve demokratik altyapının düzeleceği varsayımı altında kurları orta ve uzun dönemde tutmanın yolu, dışa bağımlı üretimi önlemektir. Ancak bir geçiş dönemi içinde reel faiz ve spekülatifte olsa yabancı sermayeye ihtiyaç vardır.