Feyzioğlu ve Anadolu izlenimleri
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 30 Ağustos davetiyesinde “Cumhuriyet” ibaresini çıkardığını yeniden hatırlatalım.
Türkiye Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Meclis Başkanı, Genelkurmay Başkanı, bakanlar, yüksek yargı mensupları ve bürokratlar önünde Türkiye’deki hukuksuzluğa dikkat çeken Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu adeta ders verdi. Dün tecrübeli haberci Uğur Dündar, köşesinde “Benim Cumhurbaşkanı adayım Feyzioğlu’dur” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Feyzioğlu’nun merhum dedesi Turhan Feyzioğlu 12 Eylül öncesi ısrarla “Atatürk” ü işaret edip sağ’ın sol’un ideolojik dogmalarından kurtuluş yolunun Atatürk’ten geçtiğini vurgulamıştı. Bu yüzden Feyzioğlu ile bazı kesimler dalga geçmişti. CHP içerisindeki fikir ayrılığından dolayı Atatürk’ün kurduğu partiden merhum babam ile beraber istifa etmek zorunda kalan Feyzioğlu’na 12 Eylül darbesinden hemen sonra Kenan Evren Başbakanlık teklif etmişti. Merhum Feyzioğlu bu teklifi şiddetle reddederken “demokrasi” yi işaret etmişti.
Bugünkü ortamda Feyzioğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı ilan etmek de onu hedef tahtasının ortasına koymak demektir. Metin Bey’in TBB Başkanı olmasını hazmedemeyen AKP zihniyetinin onu yıpratmak için çeşitli tezgâhlar hazırladığı biliniyor. Bana kalırsa Metin beyi her şeyden önce hukukçular ve Türk milleti koruma altına almalıdır. Türkiye’nin her yerinde sahip çıkmalıdır.
Muhalefet partilerinin yapamadıklarını yalnız başına gerçekleştiren Feyzioğlu için en anlamlı temenniyi sevgili Yılmaz Özdil yaptı. Barolar Birliği Başkanlığı seçimlerinden sonra “Profesör Metin Feyzioğlu’nun Barolar Birliği başkanı seçilmesi, bu memleketin geleceğine dair her platformda bütün seçimlerin ’ortak akıl’la kazanılacağı ’umudu’dur” diyen Özdil, Dündar gibi cumhurbaşkanlığı seçimini işaret etmek yerine, ilk etapta “başbakanlığı” hedef göstermiştir. Başbakanlığa giden yol da demokrasilerde bellidir...
Milli Merkezin panellerine katılarak tüm yurdu geziyorum. Dün Bozüyük’teydim. Bozüyük’te İstiklal Harbinin en önemli muharebelerinin yapıldığı Metris Tepe ve civarındaki altın madeni çıkarma çalışmaları. AKP hükümeti memleketimizin ciğerlerine öylesine saldırıyor ki orman alanları bir bir yok ediliyor. Bozüyük’ten 11 ton altın çıkarmayı planlayan konsorsiyum şirketi milyonlarca ağacı katledecek. Bilecik halkı ile beraber, gönüllü kuruluşlarımızın itirazlarına hükümet kulak tıkıyor. Varsa yoksa rant...
Yerel seçimler yaklaştıkça arayış da hızlanıyor. AKP’den kurtulabilme formülleri üzerinde kafa yoran aydınlarımız CHP-MHP ve diğer milli kuruluşların bir araya gelmesi yönünde düşüncelerini beyan ediyorlar. Sadece Bilecik-Bozüyük değil. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere yerel seçimlerde AKP’nin belini kırmak için bir araya gelmenin farz olduğunu ifade ediyorlar. İdeolojik saplantı, parti taassubunu tabanda sonlandırmış haldeler. Anadolu’nun tamamı Suriye savaşına karşı. Ortadoğu ve İslam coğrafyasından akmakta olan kanın sona ermesi için Türkiye’de iktidarın değişmesi gerektiğinde hem fikirler. AKP’den önce “dünya barışının teminatı olan Türk ordusu” nun hapishanelere doldurularak, tasfiye edilmesini hazmedemiyor insanımız. Suriye’deki savaşın sebebinin de Türk ordusunun rehin tutulması olduğunu geç öğrendikleri için de üzgünler.
Not: Genelkurmay Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ertuğrul Gazi Özkürkçü telefonla aradı. Geçtiğimiz haftaki yazım ile ilgili son derece nazik bir açıklama yaptı. Yarın bu sütunlardan paylaşmak üzere. Hoşçakalın.