FETÖ gitti zihniyeti kaldı
Gülşen''in konserde "imam hatipte okuyordu kendisi, sapıklığı oradan geliyor" sözleri 4 ay sonra soruşturma konusu oldu.
Çünkü görüntüler yeni servis edilmişti.
Neden şimdi? Neden 4 ay beklendi?
Çok uzun zamandır sahnede giydiği kıyafetler ile hedef gösterilen Gülşen, imam hatipliler ile ilgili sözleri nedeniyle hakkında soruşturma başlatıldı ve tutuklandı.
Tutuklanma sebebi ne?
"Halkı kin ve isyana teşvik"...
Gülşen söylediklerinin yanlış olduğunu kabul edip özür diledi. Ancak siyasetçisi, trolü, dincisi, dinbazı, gericisi, yobazı hepsi Gülşen''i hedef gösterdi.
Çünkü Gülşen''in giydiği kıyafetlere, yaptığı açıklamalara, sahnedeki hareketlerine kusamadıkları öfkelerini kusacak fırsat buldular.
Aslında mesele Gülşen değil. Mesele Metin Akpınar, Müjdat Gezen, Sezen Aksu, Şahan Gökbakar değil.
Dinci vakıfların ve gericilerin isteği ile gençlerin buluştuğu festivallerin iptal edilmesi, okulların İmam Hatipleştirilmesi hepsi bu kapsamda değerlendirilmeli diye düşünüyorum.
Çünkü mesele gözdağı vermek ve kendi fikrini dayatmak, yaşam tarzlarını genelleştirmek.
Onlar gibi yaşamamızı istiyorlar.
Çünkü onlar gibi yaşarsak itiraz edemeyeceğiz, ezilip kafamızı kaldırmayacağız, el pençe divan, karşılarında duracağız.
Asgari ücretin altında çalıştırılacağız, tarikat liderleri, "Allah" adını ağzından düşürmeyen abileri gibi 3-5 kişi zengin olacak. Bunlar da önüne atılanlarla bizlere kendi düzenini dayatmaya çalışacak.
Yaşanan haksızlıklara, ülkedeki hatalara sessiz kalmayan kişilere verilen bir gözdağı.
Ülkede hukuk var kardeşim!
Evet ama ülkede hukuk kişiye göre var.
Kişiye özel hukuk!
Bu hukuk düzeninde, millete "sürtük" diyebilirsiniz bu suç değil, hatta Yusuf Kaplan gibi ekranlardan "Bu millet salak, bunların kafası basmıyor, beyinsiz adamlar. Beyin özürlü, beyin özrü olmasa laik olmaz zaten. Beyin sorunu var ortada" diyebilirsiniz.
Hatta Yeniden Refah Partisi Eski İlçe Başkanı olursanız hoşuna gitmeyen cümle duyduğunuzda Gülşen için "Katli Vaciptir" diye paylaşım yapıp bir kadının öldürülmesini isteyebilirsiniz.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hatırlattı:
"Atatürk''ün anasına sövüldü bu ülkede. ''Genelevde çalışıyor'' dendi. Bir Allah''ın kulu, ''bu bir dil sürçmesi midir, bir hakaret midir, bir iftira mıdır'' demedi. Bunu söyleyene kimse soru sormadı. Sonra aynı şerefsizi Saray''da ağırladılar.''''
Bu ifadeler "ifade hürriyeti olarak değerlendiriliyor" ancak amaç eğer "gözdağı" ve "kimliksel kutuplaştırma" ise hemen dava açılır ve tutuklanırsınız.
Peki kim şikayetçi oldu?
Gülşen''in sözleri sarf ettiği kişi mi? Hayır?
Sözleriyle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı şikayet olmaksızın, soruşturma başlattı. 4 ay önce söylenen sözler kamu güvenliğini sarstığı gerekçesi ile gözaltı kararı verildi. Türk Ceza Kanununun 216. maddesinde yer alan "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama" suçundan dava açıldı.
Hukukçu değilim ama o kadar çok davadan yargılanıp gözaltına alındım ki artık ezberledim.
Ne tutuklama şartları, ne de, bahse konu kanunun gerekçeleri yok.
Barış Pehlivan, Halk TV''de anlattı.
Soruşturmayı açan Savcı mezun olur olmaz sınavları kazanmış ve Osmaniye''de göreve başlamış. Başlamış ama günler sonrasında hemen İstanbul Başsavcılığında görevlendirilmiş.
Mevzuata aykırı böyle bir şey. Yani hukuk, ta en baştan çiğnenmiş.
Kıymetli Savcının ilk işlerinden biri Sedef Kabaş''ın gözaltına aldırılması olmuş.
İsmail Saymaz, Halk TV''de yazdı. Aynı Savcı, Sezen Aksu hakkında "Dillerini keseceğiz, beyinlerine sıkacağız" diyen 15 Temmuz Şehitler ve Gaziler Platformu Başkanı Erol Bulut hakkında aynı suçtan kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş.
Yani Savcı, Sezen Aksu''nun evinin önüne adamları ile birlikte gidip açıklama yapan ve ölüm tehdidinde bulunan kişinin sözlerinin sert eleştiri kapsamına girdiğini, ulusal güvenlik ve kamu düzeni bakımından tehlike oluşturmadığı görüşünde…
Ama Gülşen''in ekip arkadaşına kendince espri niyetinde söylediği sözlerinin kamu düzenini bozduğunu ve halkı kin ve isyana teşvik ettiğini düşünüyor.
İşte kişiye özel hukuk budur.
İşte bu ülkeyi yıkacak olan budur. Adaletsizlik budur.
Bu aslında bilerek istenerek yapılan bir durumdur. Amaç çok aleni ve açıktır.
Şer''i hukuk tesis edildi de yasa önünde eşitlik ortadan mı kaldırıldı?
Aynı yasa maddesi kapsamında olan suçlar siyasal İslamcı, gerici için ayrı, laikliği savunan isimlere ayrı mı uygulanıyor?
Gülşen''in tutuklanma kararında mahkemenin gerekçesinin son kısmını okumak gerekiyor:
"Şüphelinin bu konuşmasına ilişkin video kaydının bir çok hesap ve grup tarafından olumsuz yorumlar ile bir çok defa paylaşıldığına dair açık araştırma raporu…"
Yani mahkeme sosyal medya trollerinin hedef göstermesini delil olarak kabul etmiş!
Bu metodu FETÖ zihniyetinden biliyoruz.
Aynısını yaşadım.
Önce işlerine gelmeyen bir kişi hedef seçilir. Sonra bu kişi, hakkında bul buluştur paylaşımlar ile linç ettirilir. Sonra bir Savcı ve mahkeme ile "hukuki" karar aldırılır.
Ve verilmek istenen mesaj verilir.
Biz devletiz, kanunuz, hukuk biziz. Sizi yakarız!
Bu sayede toplum susturulur, korkutulur ve alıştırılır.
FETÖ gitti, zihniyeti kaldı.
İşte bu yüzden yıllardır korkmayın, susmayın, alışmayın diye bağırıyorum.