Felaketin sonbaharı!..
Rusya, coronaya karşı aşı geliştirdiğini açıklayınca dünya kamuoyunun dikkati Moskova'ya yöneldi... Ancak Putin'in açıkladığı aşının, "testlerin tamamından geçmedi"ğine ilişkin iddialar salgının geleceği ile ilgili belirsizliği daha da artırdı...
Coronaya yakalananların sayısının 20 milyonu aştığı dünya genelinde, can kaybı 750 bine ulaşırken, 100'den fazla merkezde aşı ve ilaç geliştirmeye çalışan bilim insanları sadece bu dehşet verici salgını alt edebilmenin heyecanını yaşamıyorlar, aynı zamanda "sonbahardaki olası grip salgını" ile birlikte virüsün daha da yayılabileceği endişesini taşıyorlar...
Salgın Türkiye'den Amerika'ya, Afrika'dan Avrupa'ya kadar can almaya devam ederken, virüsün yaz aylarında etkisini yitirmemesi, bu illete karşı nasıl çare bulunacağına ilişkin soruları daha da artırıyor...
Bu arada, başta Microsoft'un kurucusu Bill Gates olmak üzere, hem Dünya Sağlık Örgütü hem de bilim adamlarının, dehşet verici kabusun ancak 2022'de biteceğine ilişkin açıklamaları da kaygılara zirve yaptırıyor...
Hem Türkiye, hem de dünyanın birçok ülkesi, toplumları salgınla birlikte yaşamaya alıştırırken, bir yandan tedbirleri aksatmamaya çalışıyor, diğer yandan da hem toplum sağlığını korumak hem de salgının büyük darbe vurduğu ekonominin daha da çökmemesi ve zararın büyümemesi için çareler arıyor...
Ancak uzmanların görüşü aynı konuda birleşiyor; Salgın şu ana kadar dünya genelinde trilyonlarca dolar zarar vermişken, coronanın 2022'ye kadar etkisini sürdüreceği endişesi, ekonominin geleceği ile ilgili küresel tehdidi daha da büyütüyor...
Çünkü iş dünyasındaki büyük sarsıntı, üretim- istihdam-kazanç üçgeninde, vahim bir gidişatı da haber veriyor!!!
İşsizlik, mevduat, kaygı!..
Dünyanın her tarafında 300 milyon kadar insanın corona salgını nedeniyle işsiz kaldığına dikkat çeken haberler medyaya yansımaya devam ediyor... Türkiye'de, İŞKUR'un verilerine yansıyan bilgiye göre, ücretsiz izine çıkarılan işçi sayısı 1.9 milyonu aşmış...
Zaten 8 milyondan fazla resmi işsizin olduğu Türkiye'de, kangrenleşmiş istihdam sorunu daha da büyürken, aynı zamanda onbinlerce iş yerinin kapalı olması, oteller ve tatil köylerinin beklenen devinimi yakalayamaması, milyarlarca dolara ulaşan turizm kaybı, ithalat-ihracat ve sanayi üretimi ile tarımdaki gerilemenin yıkımı sadece Türkiye'nin değil, dünyanın birçok ülkesinin de en önemli sorunu haline geliyor...
Yazının başında dikkat çektiğimiz tehlike giderek zirve yaparken, sadece geri kalmış ülkeler değil, hem gelişmekte olan ülkeler ve hem de büyük devletler salgının etkilerinden kurtulamıyor...
Zaten yoksul olan ülkelerin çaresizliği daha da büyürken, ekonomisi güçlü Amerika, Avrupa devletleri ile Çin ve Japonya gibi ülkeler öz kaynaklarıyla ayakta durmaya çalışırken, "hazıra dağ dayanmaz" gerçekliği herkesi giderek daha çok korkutuyor...
Velhasıl, iki tarafı keskin bir kılıç gibi dünya genelinde toplumları adeta biçiyor, tüketiyor, çaresiz bırakıyor corona!..
Çünkü bir yandan yüzbinlerce can kaybının ardından yeni vakalar olağanüstü biçimde artıyor, diğer taraftan bunun yarattığı panik, travma ve erozyon ekonomileri patlama noktasına getiriyor...
Örneğin; Türkiye'de ekonomideki durgunluk nedeniyle büyüyen gelecek belirsizliğinin paniğinde savrulan milyonlarca insan dövize yönelirken, yabancı paradaki dalgalanmalar enflasyonu arttırıyor, bankalarda 220 milyar dolara ulaşan döviz mevduatı Türk ekonomisinin nasıl bir kaosa sürüklendiğini gözler önüne seriyor... Küresel ekonominin kodları birbirine bağlı olduğu için, Avrupa'daki bir dalgalanma ve Amerika'daki bir küçük sarsıntı en çok da Türkiye gibi ülkelerde travma yaratırken, coronanın kontrol altına alınması geciktikçe dünyadaki panik de iyice büyüyor...
Peki, gidişat nereye?.. Dünya ekonomisine her açıdan yön veren "FED" gibi merkezlerin son günlerdeki ürkütücü açıklamaları, ne yazık ki "beterin de beteri var" tehlikesini gündeme getiriyor!!!
Amerika'dan başlayan tehlike!..
Salgının sosyal sarsıntısı yerkürenin her köşesinde etkisini hemen hemen aynı biçimde gösterirken; yeni vakalar ve can kayıpları ülkelerin nüfus oranlarına göre yıkımlar yaratırken, konu "ekonomi" ise gidişat, dünyanın neredeyse tamamındaki ülkelerde çok daha ciddi felaketler başlayacağının işaretlerini veriyor...
İşte ABD Merkez Bankası (FED) San Francisco Başkanı Mary Daly, Amerika genelinde, iş dünyası içinde iflaslar ve şirket tasfiyelerinin "sonbahardan itibaren" yükselmesini beklediğini açıklamış...
Corona salgınının etkilerine ilişkin konuşan Daly, bazı ekonomik sektörlerin kriz öncesi düzeylerine gelmekte başarılı olamayacakları uyarısı da yapmış...
Daly, pandemi nedeniyle verilmekte olan fazladan işsizlik ödemelerinin kesilmesinin ardından tüketici harcamalarında da düşüşler olacağına dikkat çekmiş...
Unutulmasın ki, FED Başkanı Jerome Powell da, 30 Temmuz'da düzenlediği toplantıda, corona vakalarındaki artışın ekonomi üzerinde baskı yaratmaya başladığını açıklamıştı...
Powell, ekonomik toparlanmanın uzun zaman alacağını, çünkü salgından ağır biçimde etkilenen sektörlerde çalışan milyonlarca işçinin kısa sürede işe geri dönemeyeceğine de vurgu yapmıştı...
Evet: corona tehdidine karşı yıl sonuna kadar çare bulunmaması halinde, kürsel ekonominin ürkütücü bir çöküşe gideceğinden artık kimsenin kuşkusu yok...
Sonbahara kadar coronanın kökü mü kazınacak, yoksa salgın yeni bir küresel felaketi mi tetikleyecek soruları, bilimin çabasıyla yanıt bulacak ama asıl gerçek ortada duruyor;
Tüm dünyanın sosyo ekonomik geleceği coronayla yıpranan incecik bir ipliğin mukavemetine kalmış...
O halde dünyanın süper devleti Amerika bile, sonbaharda başlayacak iflaslarla ilgili, felaketi haber veren açıklamalar yaparken, uyarıyı yineleyelim;
Sizi sağlıklı tutacak ve yaşama bağlayacak gerçeklere sımsıkı sarılın, direnciniz, sosyal yaşamınız ve ekonominizle ilgili önlemleri alınız... Gidişat vahim vesselam...