Faiz faiz deyu deyu…
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Bursa gezisinde, Orhangazi Cami Altı Çarşısı''na da uğruyor.
"Diyanet''in kiracısı" durumundaki çarşı esnafı neden yakınsa beğenirsiniz!
"Faiz"den!
Evet evet, yanlış duymadınız faizden!
Dedikleri şu:
-Bu iş yerleri Diyanet''in. Pandemide kapalı olduğumuz günleri bırakın, kira 1 gün geçse Diyanet bizden FAİZ alıyor.
Hoş, bir yandan "faizin haram" olduğuna dair fetva ve hutbeler yayınlar, imamların maaşlarının faizsiz katılım bankalarına ödenmesi yönünde talimatlar verirken, diğer yandan sadece 2019 yılında 2 milyon 197 bin 374 lira, 5 yılda ise, döner sermaye gelirlerinden 7 milyon 431 bin 693 lira faiz geliri elde ettiği yazılan Diyanet için bu yeni bir gelişme sayılmaz ama unutanlar veya görmezden gelenler için not etmiş olalım.
Bakarsınız, "faiz ihaneti"ne karşı kalemlerini kılıç gibi çekmiş haldeki AK Parti medyasının yahut "faiz" yüzünden bozuk para gibi bakan, başkan, üye harcayan ve "mahalle"de, "para politikası" oluşturacak yahut uygulayacak kimse bırakmayanların da dikkatini çeker!
SORU-YORUM
Birinci olay:
Gazeteci Özlem Gürses, sosyal medya üzerinden hakarete uğruyor. Ama öyle böyle değil. Taciz boyutunda. Sapıklık, sapkınlık da içerir şekilde.
Bunun üzerine/haliyle, adı belli, sanı belli, yeri yurdu belli, olan hakaretçi/tacizcisine dava açmak istiyor.
Avukatlarının bu yöndeki girişiminin sonucunda savcının verdiği karar "Takipsizlik".
Gerekçe olarak, hakaretçinin "Özlem Gürses…" diye, direkt Gürses''i hedef alarak başladığı cümlelerinde, "Hakaretin kime yapıldığının anlaşılmadığı" öne sürülüyor!
İkinci olay:
Korkusuz yazarı Memduh Bayraktaroğlu, hakkında Cumhurbaşkanı''na hakaretten dava açıldığını yazdı ve yöneltilen suçlamadan bir bölüm paylaştı:
"Şüphelinin konuşma yaptığı, videonun kaldırılmış olması nedeniyle bir örneğinin temin edilemediği…"
İddia edilen ama yapıldığına dair bir kanıt bulunamayan yani teknik olarak "olmayan konuşma"dan dolayı yargılanacak gibi görünüyor!
***
Üçüncü olay:
Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, 17/25 Aralık süreciyle ilgili olarak "Dosyamda ne varsa hepsi doğrudur, hem tapeler hem teknik takip" diyor. Üç bakanı Yüce Divan''ın kıyısından döndüren, Bayraktar''ın görevden istifa ettirilmesine yol açan ve bizzat bakan tarafından doğrulanan iddialar hakkında "soruşturma yapılmasına yer olmadığına" karar veriliyor.
***
Sorum hukukçulara:
Bu kararların "hukuki ölçüsü" nedir?
Yahut…
Var mıdır?
Marmaris, Anka Kuşu gibi…
Belediye Başkanı Mehmet Oktay, boşuna "Küllerimizden doğacağız" demiyor. Anka kuşu gibi Marmaris.
Türkçe olsun; Anka değil de Tuğrul/Togrıl veya Sungur diyelim!
Bölgenin fabrika ayarları "yeniden doğmak", "kendini doğurmak" üzerine kurgulanmış sanki.
***
Siteler sahilinden başınızı sağ tarafa çevirdiğinizde denize nazır kül tepelerine tosluyorsunuz. "Kara bir leke" gibi duruyor doğa harikası coğrafyanın ortasında; hepimizin lekesi.
İster istemez o kabus günleri canlanıyor gözünüzde; insanların feryatları, kaçışan, kimi de kaçamayan hayvanlar…
Ormanlar arasında uzanan bol virajlı, ulaşımın normal şartlarda bile dakikalar değil saatlerle sağlanabildiği o yollardan gelecek "yardım"ın beklendiği, "uçaksızlık" sancılı o günler… O çaresizlik…
Nefesiniz kesiliyor. Gayriihtiyari diğer yöne kaçırıyorsunuz bakışlarınızı. 20-25 yıl önce, o tarafın da kül tepeleriyle bezeli olduğunu anlatıyor bir Marmarisli.
10 bin hektar kızılçam ormanının yok olduğu 1996-1997 yangınlarından sonra başlattıkları ağaçlandırma çalışmasının sonucuymuş daha yeni yeni ormana dönmeye başlayan o yeşil tepeler de meğer…
***
1955''te yanmış Marmaris.
1979''da yanmış.
1996''da yanmış.
1997''de yanmış.
2021''de yandı; 13 bin 600 hektar orman alanı son yangının faturası.
Üzerine iki şehit; pırıl pırıl iki evladı ilçenin; Görkem ve Şahin…
255 yapı hasar görmüş son yangında; bunların 108''i konut.
2''si okul.
60''ı ahır.
Geri kalanı resmÎ kurumlar, ticarethaneler, depolar…
***
Tablo ağır. Ancak bu ağır tabloya rağmen, "Marmaris haritadan silinmişçesine" bir algı oluşmuş/oluşturulmuş olmasından rahatsız Belediye Başkanı Oktay.
"Biz buradayız" diyor; "Gelin, yaralarımızı birlikte saralım. Marmaris her şeye rağmen ayakta, her şeye rağmen güzel."
Maden aramayı aklınızdan bile geçirmeyin!..
Geçtiğimiz yaz mevsimini, Türkiye için, deyim yerindeyse "cehenneme" çeviren orman yangınlarından sonra hepimizde oluşan kaygı ortaktı:
Yanan ormanlık alanlar imara açılır mı?
Marmaris''te ev sahipliğini yaptığı "Anadolu Buluşması"nın açılışında yaptığı konuşmada, sadece imar değil maden ruhsatlandırmalarına da izin vermeyeceklerini kesin bir dille ilan etti Mehmet Oktay.
Bu tür niyetler taşıyanlara, 2000''lerin başında, yine Marmaris''te, Osmaniye Köyü ormanlık alanındaki maden arama girişimlerine karşı sergilenen direnişi hatırlattı.
Başta Fevzi Topuz olmak üzere dönemin CHP''li Milletvekilleri, belediye başkanları, Marmarislilerce oluşturulan sivil toplum kuruluşları, Marmarisli hukukçular ve köy halkı hem sahada, hem adliye koridorlarında hem de TBMM''de verdikleri mücadele sonunda, -şirket sonradan tekrar ve tekrar, her fırsatta girişimlerini yinelese de(!)- o gün için, ruhsat iptali kararı çıkartmayı başarmışlardı.
Oktay, yanan ormanlık alanlarla ilgili benzer planları olanları, reaksiyonun bu defa daha fazla olacağı konusunda peşinen uyardı.