AB'ye girişimize müzahir olacağını düşündüğümüz Yunanistan'a jest olsun diye 2004 yılında verdiğimiz 18 adanın 10'unda Yunan askeri üssü kuruldu. Bu üslerde konuşlanan silahların namluları 13 yıldır bize dönük...
Yunan radarları sürekli çalışıyor, mevzilerdeki askerler de sürekli kara sularımızı gözetliyor...
Silahlandırılan 10 adaya ek olarak bu defa Muğla'nın Koçbaba ve Ardacık adalarında da iki Yunan üssü kuruldu...
Böylece İzmir, Aydın ve Muğla illerimizin kadastrosunda görülen ve resmen bize ait olan adaların neredeyse tamamında Yunan bayrağı dalgalanıyor...
* * *
AKP iktidarı tarafından Meclis kararı olmadan Yunan'a verilen adalar yüzünden, üniter devlet yapımız zedelenmiş, topraklarımızın bölünmez bütünlüğü de yaralanmıştır...
Evet, 12'sinde Yunan askeri üssünün bulunduğu 18 adanın Yunanistan'a bırakıldığına ilişkin Meclis kararı yok!
* * *
Değerli okurlar, 1950'den beri iktidar olan siyasal iradeler, birkaç kez Meclis kararı olmadan değişik tasarruflarda bulundu ve anayasa ihlâllerine imza attı.
Onlardan biri Demokrat Parti'ye ait...
İktidara gelir gelmez ABD'ye yaranmak ve Marshall yardımını almak için Kore'ye savaşmak üzere bir tugay yolladı. ABD birliklerine yardım amacıyla gönderilen askerimiz için Meclis'ten karar çıkarılmadı. Meclis DP ağırlıklıydı, Menderes Hükûmeti'nin bu kararına kimse karşı çıkmadı. O günkü anayasanın 26. maddesi ihlal edilmiş oldu...
Yassıada duruşmalarında bile bu ihlâl söz konusu edilmedi, unutuldu gitti.
* * *
Gelelim AKP iktidarı dönemine...
2003 yılında Irak savaşı sırasında Meclis kararı olmadan ABD askerlerinin topraklarımızdan geçerek cepheye gitmelerine hükûmet izin verdi. Ne olmuş yani demeyin, anayasanın 92. maddesi ihlâl edilmiş oldu, yani anayasal suç işlendi...
2007 yılında ise Suriye'yi bombalayan İsrail uçaklarına Meclis kararı olmadan hava sahamızı açtık, o uçaklara havadan yakıt ikmali yaptık. Bu suretle anayasanın 92. maddesi bir kez daha ihlâl edilmiş oldu...
2004 yılında Yunan'a yine Meclis kararı olmadan 18 adamızı vererek hem anayasanın 92. maddesini ihlâl ettik, hem de üniter devlet ilkemizi önemsemediğimizi gösterdik...
Bu iktidar döneminde millî ilkelerimizi, topraklarımızı ve anayasamızı yok saymak siyasal bir gelenek şeklini aldı...
* * *
AKP'lilere sorarsanız Yunan'a 18 ada verilmedi, adalar hâlâ bizim...
Soruyoruz, o zaman topraklarımızda Yunan askerinin ne işi var, neden Yunan bayrağı dalgalanıyor, neden emsali görülmemiş bir siyasal teslimiyet içindeyiz!
Eyyy AKP'liler, buyrun, söz sizin!
İki yüzlülüğün sonu iyi değil
------------------------------ -------------------------
Bütün yanlışlarını, münasebetsizliklerini, kötü niyetlerini milliyetçilik söylemleriyle kapatmaya ve unutturmaya çalışıyorlar...
Vatan, millet, Sakarya diye hamaset yüklü bir tekerleme var ya, ona sığınıyorlar...
Oysa daha düne kadar Türk Milleti demiyorlardı, Atatürk demiyorlardı, cumhuriyetin kazanımlarını kabullenmiyorlardı...
O süreçte milleti unuttular, ümmete sarıldılar...
Milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık dediklerini unuttuk mu sanıyorlar...
Devlet Bahçeli'nin desteğine muhtaç hale gelince milliyetçileri kucaklamaya kalktılar...
O gün bugün peşlerindeki yurttaşları milliyetçi söylemlerle kandırmaya çalışıyorlar...
* * *
12 Eylül sürecinde tanık olduk...
İstanbul Emniyet Müdürü -ismini vermiyorum- milliyetçi geçindiği halde, önüne gelen ülkücüyü emniyete çektirip sorguluyordu. Buna rağmen milliyetçiliğiyle övünüyordu...
Oysa herkes biliyordu ki dönemin İçişleri Bakanı'na yaranmak ve çalışıyor gözükmek için, devlet güçlerine direnmeyen ve silah çekmeyen ülkücüleri toplamayı iş edinmişti...
Hem milliyetçi ülkücü insanların yakasına yapışıyor, hem onlardan yana gözüküyordu...
Onu bugün AKP'liler yapıyor; vatan, millet, Sakarya diyerek hak ve özgürlükleri baskı altına alarak insanların yakalarına yapışıyorlar...
* * *
Alenen söylüyorum, bu iki yüzlülüğün sonu hayırlı değil!
ANLAMLI SÖZLER
------------------------------------------
Önyargıları yok etmek, atomu parçalamaktan zordur. (EİNSTEİN)
