Evet, mağduriyet var!..

Bir dokun bin âh dinle derler ya, aynen öyle oldu. Geçen hafta bu sütunda FETÖ operasyonları dolayısıyla yaşanan mağduriyetlere tuttuğumuz ayna çok yoğun bir ilgi gördü. İnsanlar yaşadıkları haksızlıklar yüzünden bunalmışlar, âdeta nefes alamaz hale gelmişler. Benim gibi kimsenin tanımadığı, bilmediği bir kaleme gösterilen yoğun ilgi bu mağduriyetin, bu yalnızlığın, bu çaresizliğin ve bu kimsesizliğin apaçık bir delilidir. Söz konusu yazımızın altına (ve mail adresimize) gözyaşları içinde yazılan (200'ü aşkın) mesajları okuyup da kahrolmamak mümkün mü?

İşte o mesajlardan birkaç nümûne:

Hocam çok teşekkür ederim, yazınızı okuyunca gerçekten ağladım. Çünkü yazdıklarınızın hepsini yaşadım. Kendi okulumdan hiç bir arkadaşım değil ziyarete gelmek, bir telefon bile açmadılar.

***

Bir tane bile mi yürekli gazeteci yok diyordum. Sözümü geri aldım. Varmış. Lütfen, lütfen daha çok kitleye sesimizi duyurun.

***

Sayın hocam kimsiniz necisiniz bilmem ama bütün medyanın yalakalıktan ne diyeceğini şaşırdığı, Allah dostlarına bile torpille ulaşıldığı, lafa gelince cenneti kimseye bırakmayan müslümanların bile düşene bir tekme de biz vuralım dediği bir dönemde hiç korkusuzca yalnız Allah'tan korkarak bunu söylediniz ya torunlarıma kadar anlatacağım bir insansınız. Ben uzaktan yakından fetöyle alakam bile olmadığı halde başıma neler geldi. Allah sizin gibi insanlara yönettirsin bu dünyayı. Sağolun varolun.

***

Yazdıklarınızın çok daha fazlasını yaşıyoruz. Yüreğim yangın yeri. Ben ve 2 kardeşim ve eşleri ihraç edildik. Hepimiz çok zor durumdayız. Bir anda açlığa mahkûm edildik. Tek sebep yıllar öncesine ait bir banka hesabı. Annemin gözünde yaş kalmadı. Bunca insan ne yapacağız? Hiç kimse iş vermiyor. Açık açık söylüyorlar, sizi işe alırsak bize de dokunurlar diye. Rabbim suçsuzluğumuza ve mağduriyetimize şahit. İki cihanda da bize bunları yaşatanlara hakkımızı helal etmiyoruz.

Parça bütünün aynasıymış, genel manzara bu... Devletler mazlûmlarına ve mağdurlarına sahip çıktığı ölçüde büyüktür. Altta kalanın canı çıksın diyen bir anlayışla değil büyük devlet olmak, ayakta kalmak bile mümkün değildir.

Kanaatimizce, hiç beklenmedik bir anda hiç beklenmedik bir yerden gelen ihanet (darbe teşebbüsü) devlet büyükleri ve insanlar arasında -haklı olarak- büyük bir öfkeye sebep oldu. Buna toplum olarak "vur" deyince öldürmeye meyilli yapımız da eklenince kantarın topu kaçtı. Dolayısıyla banka hesabı, sendika üyeliği gibi -kanunen hiç de suç teşkil etmeyen- sebeplerle mağdur edilen vatandaşlarımızdan başlamak üzere bir an önce mağduriyetler giderilmelidir. Öfkeyle kalkan zararla otururmuş. Devlet adamı idare ettiği fertlerin refahından önce mağduriyetlerinden sorumludur. Unutmayalım ki bir mahallede bir tane bile mazlum varsa o mahallede gerçek anlamda Müslüman yok demektir. Biz böyle bir kültürden gelmekteyiz.

"Kenâr-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu//Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer'den onu."

Yazarın Diğer Yazıları