Eşitlik ilkesi uygulanacak mı?

HDP'lilerin ve selefi olan partilerin yöneticilerinin Anayasa'yı, Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğünü, millî birliği hedef alan ve yasalarımız çerçevesinde de "suç" olduklarına şüphe bulunmayan eylem ve söylemleri karşısında, yıllarca "Nerede bu devlet", "Nerede bu yargı", "Nerede Cumhuriyet'in savcıları" demiş biri olarak, HDP'yi yahut HDP'lileri hedef alan bir iddianamenin kendisine hiçbir itirazım olamaz.
Ben de "Cumhuriyet'in savcısı" olsam, ben de "HDP'nin, terör örgütü PKK-KCK'yı açıkça desteklemekten öteye geçerek onun bir organı gibi faaliyette bulunduğunu" iddia ederdim.
***
Ve fakat…
***
Bu iddiamı sadece yahut ağırlıklı olarak "6-8 Ekim/Kobani/çukur" olaylarıyla sınırlandırmazdım.
O vahametle sonuçlanan "sürecin" bütün kilometre taşlarını sorgulardım;
2002 yılında, kanlı eylemleri sıfırlanmış halde olan PKK terör örgütü, sadece 8-10 yıl sonra nasıl yeniden, Dağlıca'ları, Çukurca'ları, Reşadiye'leri hedef alabilecek, "metropolleri cephanelikle doldurup" Ankara'nın, İstanbul'un göbeğinde katliam yapabilecek, makamında kaymakam katledebilecek, öğretmen kaçırıp katledebilecek, asker, polis kaçırıp katledebilecek kabiliyet ve cürete erişmiş olabilir diye bir bakardım.
İş birlikçileri var mı, yok mu?
Varsa kimler?
PKK'nın sıfır noktasına dayandığı 2002 seçimlerinde, Osman Baydemir'li, Tuncer Bakırhan'lı, Ahmet Türk'lü, Pervin Buldan'lı, Hasip Kaplan'lı, Sırrı Sakık'lı, Tahir Elçi'li, Pınar Selek'li, Aysel Tuğluk'lu, Mihri Belli'li listesiyle ancak yüzde 6'lar dolayında oy alan ve Güneydoğu'nun bir bölümü dışındaki hiçbir ilde barajı geçemeyen DEHAP'ın, tabela değiştirerek varlığını sürdüren halefleri hangi politikalar doğrultusunda oy oranlarını ikiye katlayabildi, nasıl TBMM'nin üçüncü partisi haline gelebildi; etkenleri inceleme ihtiyacı duyardım.
Hangi iklimin sonucu?
O iklimi kim ve hangi saiklerle oluşturdu?
***
Kandil'e gitmek suç ise, Kandil'e göndermek değil mi?
Değilse neden?
Ve bu "neden" meşruiyetini nereden alıyor?
Meşruiyet kaynağının meşruiyetinden emin miyiz mesela?
***
Teröristlerin cenazelerine katılmak, öldürüldükleri çatışmaları teröristler açısından bir kahramanlık, gurur vesilesi sayıp devlet açısından cinayet olarak değerlendirmek suç ise; bu cenazelerin, alenen, bildiğiniz "tören" düzeninde kaldırılmasına, terör örgütü propagandasına dönüştürülmesine "göz yummak" ne?
***
HDP'lilerin PKK terör örgütünün cani başı Öcalan'ı övmesi suç ise, başka partililerin PKK terör örgütünün cani başı Öcalan'ı övmesi ne?
Biri suç ise, diğeri neden değil?
Anayasa'nın "eşitlik ilkesi" nerede?
***
PKK terör örgütünün cani başı Öcalan'dan talimat almak suç ise Öcalan'a talimat verdirmek, cezaevinden terör örgütü yönetebilme koşullarını oluşturmak, İmralı'dan Kandil'e, Avrupa'ya "özel ulak"la mektup yollatmak, devletin televizyonu dahil medyada Öcalan'ın talimat mektuplarını okutmak ve HDP'yi o talimatlara uymaya çağırmak, uymamakla suçlamak ne?
***
Terör örgütleriyle iltisak siyasi partiler için kapatma, siyasiler için siyaset yasağı sebebi ise, PKK terör örgütüyle iltisakı olanlar için işletilen yargı, FETÖ'yle iltisakı olan, misal ona "ne istediyse verdiğini" tekraren itiraf etmiş olan siyasiler ve partileri için neden işletilmemekte?
HDP'liler de "Allah affetsin" derlerse, işledikleri bütün suçlardan beraat etmiş sayılacak mı aynı şekilde?
***
Bu ülkenin binlerce evladının kanı üzerinde siyaset yapan hiçkimse "saygın", "değerli" vs. olamaz benim gözümde.

Aybüke öğretmenlerin, Necmettin öğretmenlerin katlini "hak" sayan bir zihniyet, hangi meşru kavramın arkasına saklanmış olursa olsun canı cehenneme…
Dolayısıyla, benim açımdan HDP değil mesele.
Mesele;
HDP'nin siyasal temsilini üstlendiği terör ve bölücülükle mücadeledeki samimiyetsizlik.
Bugün HDP'ye atfedilen her bir "suç", geriye dönük olarak, "Çözüm Süreci"nde ve iktidarla "mutabakat" halindeyken işlendiğinde de "suç" sayılmadığı ve bütün muhatapları eşit şekilde yargılanıp, eşit şekilde cezalandırılmadığı, bir de üzerine, HDP'yle yahut Gergerlioğlu örneğindeki gibi herhangi bir HDP'liyle ilgili, işlediği iddia edilen suçtan bağımsız olarak "uygulama"dan kaynaklanan "mağduriyet" algısına yol açıldığı sürece, hiçbir "yerli ve millî" duyguyu okşayamayacağı gibi, 5 yıl sonra, nurtopu gibi yeni bir "demokrasi, hak ve özgürlükler uğruna bedel ödemiş kahramanlar" belamızın doğmasını da kaçınılmak kılar bu hamle…
SORU-YORUM
MHP, dünkü Büyük Kurultay'ında ilan ettiği üzere "Andımız"dan asla vazgeçmeyecek ise neden ısrar ediyor "Andımız"dan çoktan vazgeçmiş olan AK Parti ile kurduğu Cumhur İttifakı'nı devam ettirmekte? Neden ısrar ediyor Türkiye Cumhuriyeti'nin, Andımız'ı 'Ezanı Türkçe okutan zalimlerin, ırkçı ve militarist metni' varsayan bir zihniyet tarafından yönetilmesinde?

Yazarın Diğer Yazıları