Devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) kuruluşunun 29’uncu yıldönümünü Perşembe günü (yarın) büyük bir heyecan, coşku ve onurla kutlamaya hazırlanmaktayız. Mukavemetçi Kıbrıs Türkünün Kıbrıs’taki varoluş mücadelesi henüz tamamlanmamıştır; milli davamızın gerektirdiği şekilde çalışmalarımıza ara vermeden devam etmekteyiz. Emperyalist güçlerin başımıza örmeye çalıştığı yeni planların yakında gündeme geleceğini hesaplayarak her zamankinden daha uyanık olmamız şarttır. Bu bağlamda yeni yılda devam etmesi dayatılan müzakere sürecinde çok dikkatli olunması ve kurulacak yeni tuzaklara düşülmemesi gereklidir. Kıbrıs Türkünün en büyük şansı Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun görevde olmasıdır. Cumhurbaşkanı Eroğlu Rum’u iyi tanımakta, emellerini ve hedeflerini çok iyi bilmekte ve tecrübesiyle kolay kolay herhangi bir oyuna gelmeyecek şekilde müzakereleri yürütmüştür. Bundan sonraki süreçte de Kıbrıs Türkü kendisine güvenmektedir.
Cumhurbaşkanı Eroğlu geçtiğimiz hafta sonu, Girne-Alsancak’ta vatandaşlarla bir araya gelerek, Kıbrıs sorunu hakkında bilgi verdi.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, yeni dönemde görüşmelerin zaman limiti konularak başlaması gerektiğini belirterek, ucu açık müzakereleri kabul etmeyeceğini söyledi. Eroğlu, “Kıbrıs sorununun görüşülmeyen tarafı kalmadı. Artık bir antlaşma olacaksa olmalı, olmuyorsa daha fazla mağdur edilmemeliyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, yeni süreçte de bir çözüm olmaması halinde BM Genel Sekreteri’nin Güvenlik Konseyi’ne yazacağı raporla, bunu belirtmesi gerektiğini söyledi.
Ziyaret sırasında sohbet ettiği vatandaşların Kıbrıs konusundaki sorularını da yanıtlayan Eroğlu, “Rum lider Hristofyas’a, soruna süratle çözüm bulmak için Kıbrıs Türk tarafı, Rum tarafı, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin katılacağı çok taraflı bir toplantı önerdiğini, ancak bunun reddedildiğini” anımsattı.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’de kendilerine koşulsuz destek çıkacağını bilen Rumların tutum değiştirmemekte ısrar ettiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Bilindiği üzere Genel Sekreter’in Kıbrıs Türk Halkı’na uygulanan haksız ambargoların kaldırılmasıyla ilgili raporu da Rusya tarafından veto edilmişti. Güvenlik Konseyi’nde böyle bir sıkıntı var. Bu nedenle yeni dönemde görüşmelerin ucu açık olmasını kabul etmeyeceğiz. Rusya’nın tutumu ortada. Halbuki Kıbrıs sorununun görüşülmeyen tarafı kalmadı. Artık bir antlaşma olacaksa olmalı, olmuyorsa daha fazla mağdur edilmemeliyiz.”
Rum tarafında Başkanlık koltuğunu devretmeye kısa bir süre kala EOKA’cı faşist Hristo-fiyasko hala daha ada gerçeklerini kabullenmemekte ve uzlaşmazlığını sürdürmektedir.
Rum tarafında yayınlanmakta olan Haravgi gazetesinin haberine göre, bir dizi temasta bulunmak için gittiği Selanik’te, “Kıbrıs’ın İşgal Altındaki Bölgelerindeki Kültürel Mirasın Tahribi” konulu serginin açılışında konuşma yapan Hristo-fiyasko, Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı’nın, doğrudan müzakerelerin bitmesi için bahane olduğunu ve bu bahanenin ardında, Türkiye ile Kıbrıs Türk liderliğinin, “taksimin” kalıcı ve yasal hale getirilmesiyle ilgili felsefesinin bulunduğunu iddia etti.
Habere göre Hristo-fiyasko, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun etkisi altındaki Kıbrıs Türk tarafının müzakerelerden uzaklaştığını ve bu şekilde de 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın liderliği döneminde uzlaşıya varılan tüm noktaları iptal ederek, müzakerelerin altını oyma ve mayınlama taktiğini doruğa çıkardığını öne sürdü.
Hristo-fiyasko ve diğer Rum liderlerin saçmalıklarını dinlemekten hakikaten bıktık. Yarın 29. kuruluş yıldönümünü kutlayacağımız egemen devletimiz KKTC’ye dört elle sarılmamızdan başka yol yoktur. Anavatanımız Türkiye ve Anadolu’daki kardeşlerimizle ilişkilerimizi her zamankinden daha çok pekiştirmek için elimizden geleni yapmak temel hedefimiz olmalıdır.
Devletimizin kurucusu rahmetli Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş, varoluş mücadelemizin lideri Dr. Fazıl Küçük, ‘Mutlu Barış Harekatı’ kararını alarak bizleri özgürlüğümüze kavuşturan rahmetli Başbakanımız Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcısı rahmetli Necmettin Erbakan, kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, şehitlerimiz ve gazilerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Devletimiz KKTC’nin ilelebet var olması için yardımlarını esirgemeyen tüm Anavatan hükümetlerine şükran ve minnetlerimi sunuyorum. Yaşasın Büyük Türkiye, yaşasın KKTC...
