Eroğlu-Küçük dayanışması şart...
Yılbaşından itibaren bazı görevlerim icabı haftanın 3-4 gününü KKTC’de geçirmekteyim. Üzüntü duyarak belirtmek zorundayım ki KKTC’de hali hazırda çözüm bekleyen birçok sorun vardır. Ekonomik sorunlar ise ilk sıradadır. Bir türlü çözümlenemeyen Kıbrıs sorunu, müzakerelerin nereye varacağı gibi konularla ilgilenen yok gibidir. Halkın çoğunluğu ekmek parası peşindedir. Bankalara, tefecilere borçlanmayan yok gibidir. Birçok insan malını mülkünü haciz memurlarına ya da, üç beş banka ve tefeciye kaptırmış durumdadır. KKTC’de ekonomik felakete doğru gidildiğini söylemek zor değildir. Anavatan Türkiye’nin yardımları olmasa KKTC çoktan batmıştı.
Maliye Bakanı Ersin Tatar ve ekibinin aldıkları tedbirlerle denk bütçe ve mali disiplin konusunda önemli adımlar atılmıştır. Ancak bunlar yeterli değildir. Adaletli bir vergi düzeni maalesef kurulamamıştır. Zenginin vergi kaçırdığı, bordrolunun ve sabit gelirli vatandaşın ise vergi yükü altında ezildiği bir düzen sürmektedir. Bu yapı sürdürülebilir mi? Hayır; gerekli düzenlemeler acilen yapılmazsa çöküş kesindir.
İktidardaki UBP hükümeti sorunlarla boğuşabilecek güçte ve beceride değildir. Başbakan ve birkaç bakan dışında ülkeyi düzlüğe çıkaracak ekip kurulamamıştır. Başbakan İrsen Küçük, maalesef Bakanlarına ve bürokratlarına söz geçirememektedir. UBP hükümettedir ancak iktidar değildir, olamamıştır. KKTC’yi kuran ve bugüne kadar da devletimiz KKTC’nin gelişmesi, dirliği ve birliği misyonunu yürüten UBP’nin bu durumda olması hoş değildir. Başbakan Küçük ile Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun aralarının açık olması ve ülke sorunları ile ilgili birbirleriyle yardımlaşmamaları olacak iş değildir. Üç beş kendini bilmez, iki liderin arasını açmak için ellerinden geleni yapmakta ve UBP’ye zarar vermektedir. Son yapılan anketlerde UBP’nin halk desteğini kaybettiği görülmektedir. Bu desteğin azalması kritik bir sürece girdiğimiz Kıbrıs sorunu açısından da bazı tehlikeleri gündeme getirmektedir. Ekonomik sorunlardan bunalan halk olası bir referandumda, 2004’teki gibi amacından ve hedefinden uzaklaşarak, kurtuluşu yine emperyalist güçlerin işaret ettiği odaklarda bulabilir. Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti yeniden bir kurtuluş yolu olarak destek görebilir. Bu nedenle biran önce hükümet gerekli tedbirleri almalıdır.
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ülke idaresindeki sıkıntıları bilmekte ve zaman zaman da gerekli uyarıları
yapmaktadır.
KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı görevinde 2 yılı geride bırakması nedeniyle Pazartesi günü televizyonlardan yaptığı “Halka Sesleniş Konuşması”nda hem 2 yılda neler yaptığını, planladığını ve düşündüğünü anlattı hem de bazı uyarılarını tekrarladı.
KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu “Anayasal görevimin bilincindeyim. Siyaset yaşamımda gelinebilecek tüm makamlara siz halkım sayesinde gelmiş bulunuyorum. Amacım Kıbrıs Türk halkının güven, refah ve mutluluk içinde yaşamasıdır. Hükümete yardımcı olmaya, tecrübelerimi onlara aktarmaya hazır olduğumu defalarca basın yolu ile veya bizzat hükümete açıkladım. Ama daha fazlası benim niyetimden çok hükümetin takdirine kalmıştır” diyerek hükümete bir kez daha yardım elini uzatmıştır. Ülkeye uzun süre Başbakan olarak hizmet vermiş Eroğlu’nun tecrübelerinden muhakkak faydalanılmalıdır.
Vakit kaybetmeden Cumhurbaşkanı ve Başbakan bir araya gelmelidir. Aralarındaki sorun neyse çözmeli ve ülke sorunlarına odaklanmalıdırlar. Geçmişte yaşanmış siyasi liderlik kavgalarının (Dr. Küçük-Denktaş, Denktaş-Eroğlu v.s. gibi) kimseye faydası olmamıştır, bundan sonra da olacak değildir... Tek düşünce iktidar koltuğu değil, KKTC ve halkının refahı ve huzuru olmalıdır.