Eroğlu-Anastasiadis yine anlaşamadı anlaşamayacaklar da...
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu Pazartesi gecesi BM gözetimindeki ara bölgede, BM yetkililerinin hazır bulunmadığı, yaklaşık 3 saat süren ve gayriresmi olarak nitelendirilen akşam yemeğinde bir araya geldiler. Görüşmenin amacı yaklaşık iki buçuk aydır üzerinde bir türlü uzlaşılamayan müzakerelerin yeniden başlaması için Rum tarafının öngördüğü “ortak açıklama” metni konusunda görüş alış verişinde bulunmak idi. Ne var ki Rum’un bilinen uzlaşmaz tutumu nedeniyle bu görüşmeden de herhangi bir sonuç çıkmadı; bundan sonra yapılacak temaslardan bir netice alınması mümkün değildir. Rum lider Anastasiadis “Federal” bir yapıda çözümü içine sindirememiştir. Aslında her iki tarafta da “federasyon” isteyen yoktur.
Anastasiadis’in yaptığı, siyasetteki babam dediği ve geçen hafta vefat eden Klerides gibi “müzakere yapar gibi görünerek dünya kamuoyunun sempatisini toplamak ve Türk tarafının uzlaşmaz olduğu iddiasını yaymak” tan başka bir şey değildir.
Anastasiadis KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ile buluşmadan bir gün önce, geçtiğimiz Pazar günü, Limasol-Ciberunda’da yaptığı bir konuşmada Kıbrıs Rum tarafının özlü diyaloga oturmaya hazır ve kararlı olduğunu yineleyerek “Suçlanmak umurumuzda değil, çözüm istiyoruz ve bunda tamamen samimi ve kararlıyız” dedi. Anastasiadis, ‘sadece diyalog prosedürü uğruna diyaloga girmemiz söz konusu değildir’ vurgusunu yaparak, “Bir diyaloga girmemizden önce Kıbrıs sorununun temel ilkelerini, zaman içerisinde ve defalarca BM Güvenlik Konseyi kararlarında kaydedilen ilkeleri, hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklıkla netleştirmeliyiz” ifadesini kullandı.
Anastasiadis, Eroğlu’nun üç ay içerisinde çözüm bulunması ve olumlu sonuç alınamazsa B planı konusundaki açıklamalarına değinirken, her şeyi netleştirecek bir ortak açıklama için bunca şeyin nedenini sordu, şunları söyledi:
“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş anlaşmaları tahtında üniter bir devletin federal devlete dönüşmesi ve yeni federal devletin güya iki egemenliği olması veya tek ve bir uluslararası temsiliyeti olmaması veya tek ve bir vatandaşlığı olmaması mümkün değildir. Birileri, üç aylık süre dolsun diye diyalogu uzatmak isteyecek. Hareket çerçevemizin apaçık şekilde netleştirilmesi gerektiği ısrarım bu yüzdendir ve Kıbrıs Rum tarafı çözüm için iyi niyete, siyasi iradeye ve kararlılığa sahiptir.”
Anastasiadis Cumhurbaşkanı Eroğlu ile görüştükten sonra yaptığı açıklamada, görüşmenin her iki tarafa da, birbirlerinin tezlerini ve ortak açıklamada sonuca varmayı engelleyen sebepleri anlamaları imkanını vermesi bakımından faydalı olduğunu ancak, arzu edilen sonuca, iki toplum lideri arasında özlü müzakerelerin başlamasına imkan sağlayacak ve başarılı sonucun temel perspektiflerini yaratacak bir hedefe varabilmesi için hala alınması gereken yol olduğunu belirtti.
KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ise görüşmeden sonra verdiği beyanatta “Ortak açıklama” eksersizinin sonuca ulaşamamasının nedeninin Kıbrıs Rum tarafının öze yönelik ve kapsamlı çözüm müzakereleri çerçevesinde masada görüşülmesi gereken konuları ortak açıklama metnine dahil etmeye çalışması olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Eroğlu toplantıda Anastasiades’e zorlukların aşılabilmesi için bazı yeni formüller önerdiğini belirtti. Eroğlu, ortak açıklama konusunda tartışılan tüm konuların yönetim ve güç paylaşımı başlığının unsurları olduğuna işaret ederek, Anastasiades’e kendisi yurtdışından döner dönmez kapsamlı çözüm müzakerelerine yönetim ve güç paylaşımı başlığı ile başlayıp tüm bu unsurları sonuçlandırmayı teklif ettiğini açıkladı.
Anastasiadis’in uzlaşmazlık stratejisi güttüğü Cumhurbaşkanı Eroğlu ile yaptığı görüşme öncesi ve sonrası açıklamalarında apaçık ortadadır. Müzakerelerden bir sonuç alınamayacağı tezimin ne kadar sağlam temellere dayandığını örnekleriyle köşemde yazmaya devam edeceğim. Önemli olan bizi yönetenlerin Rum’un stratejisine karşı zamanında ve doğru adımlar atabilmesidir. Eroğlu’nun Kıbrıs Türkünün ve Anavatan Türkiye’nin çıkarlarını gerektiği gibi gözettiğinden kuşku yoktur. Ancak Rum tarafının başta ABD ve üyesi olduğu AB ülkelerinin desteğini alarak özellikle Anavatan Türkiye üzerinde başlatacağı yeni kampanyanın biz Kıbrıs Türklerini zor durumda bırakmaması için gerekli önlemler hemen alınmalıdır.