Ermenistan'la ilişkilerin zorluğu!
Her şey bir futbol karşılamasıyla başladı. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye-Ermenistan arasında oynanan maça Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan tarafından davet edilmişti. Cumhurbaşkanı Gül de davete icabet edip Erivan’a gitti. Maç izlendi. Temenniler edildi ve dönüldü. Aslında Cumhurbaşkanı Gül Ermenistan’a gitmeden önce de Türkiye ile Ermenistan arasında dolaylı ve gizli görüşmeler sürdürülüyordu. Taraflar kaskatı hale gelmiş sorunlarını kemikleşmiş iddialar temelinde konuşuyorlardı. Bu nedenle görüşmelerde herhangi bir ilerleme kaydedilemiyor.
Ermenistan tarafı “1915-1923 yılları arasında Ermeni ahaliye karşı soykırım yaptığınızı kabul ediniz” diyor. Türkiye tarafı ise “bu iddiaları tarihçiler arasında kurulacak ortak bir komisyon incelesin” diyor. Ermeni tarafı bu iddialar adeta “bizim için bir din ve kimlik sorunudur” diyerek tartışmayı bile kabul etmiyor.
Ermeni tarafı “Kapılar açılsın! Koşulsuz görüşmeler başlansın” diyor. Türkiye tarafı “Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topraklarından ve Dağlık Karabağ’dan Ermeni kuvvetleri çekilmeden kapılar açılamaz” diyor. Ermenistan “Türkiye ve Ermenistan” arasındaki ilişkilere üçüncü tarafın sorunlarının dahil edilmesini kabul etmiyor. Yine Ermenistan, iki ülke sınırlarını belirleyen “Gümrü ve Kars Antlaşmaları’nı” kabul etmiyor. Ağrı Dağı’nın “Ararat” olarak paralarının üstüne resmini koyuyor ve Türkiye’nin bir kısım topraklarını kendi sınırları içinde göstermeye devam ediyor. Türkiye bunun sona erdirilmesini istiyor.
Görüldüğü gibi görüşmelere ya da ilişkilere Türkiye’nin yüklediği anlamla Ermenistan’ın yüklediği anlam son derece farklıdır.
Türkiye, Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan çekilmesini ve Dağlık Karabağ sorununun çözülmesini istiyor. Ermenistan Dışişleri Bakanı ise açıkça “Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığından” söz ediyor. İşgal altındaki Azeri topraklarıyla ilgili olarak da silaha baş vurmadan diplomatik yollardan sorunun çözülmesi için Rusya’nın önderliğinde Aliyev ve Sarkisyan arasında görüşmeler yapıldığından söz ediyor.
Küçük jestlerden büyük sonuç beklemek!
Bu arada Rusya’nın Gürcistan’a müdahalesi Ermenistan işgalini kırmaya yönelik bir Türk/Azeri operasyonunu son derece güçleştirmiştir. ABD’de “soykırımı tanıma taahhüdü”nde bulunan bir başkan seçimi kazanmıştır. “Ermeni soykırımı” iddiaları yirmiyi aşkın ülkenin parlamentolarında kabul edilmiştir. Ortada bir de “Ermeni soykırımı” iddiasından başka elinde bir araç bulunmayan bir Ermeni diasporası vardır.
Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbantyan’ın Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığı için İstanbul’a gelmesi ve bazı görüşmelerin yapılmış olması önemlidir. Ama hepsi o kadar. Türkiye’nin “Kafkasya’da İstikrar ve İşbirliği Platformu” önerisi çerçevesinde yapılacak olan görüşmelere büyük umutlar yüklemek doğru değildir.