Ermenistan ne yaptığını biliyor!
Son zamanlarda Türkiye açılım üstüne açılım yapıyor. İktidar Dış ilişkilerde komşularla “sıfır sorun” stratejisini, iç politikada ise “bütün Türkiye’nin açılımı” yoluyla iç barışı tesis etme yöntemi uygulamaya koyulmuş durumdadır. Hemen başında söyleyelim, milletler ve devletler var olduğu sürece çıkar çatışmaları da var olacaktır. Sıfır sorunla yaşamak isteyen ülkeler ancak tarih sahnesinden çekilerek bunu başarabilirler.
Ermenistan’la yeni açılım!
Türkiye ve Ermenistan arasında, İsviçre’nin yardımıyla daha önce paraflanan protokolün içeriği belli oldu. İki ülkenin altı hafta boyunca içeride istişare edip imza atması beklenen protokol, “yürürlüğe girdikten iki ay sonra” karşılıklı olarak diplomatik ilişki kurulması ve ortak sınırın açılması öngörülüyor. Protokol Türkiye ile Ermenistan’ın mevcut sınırlarının karşılıklı olarak tanınmasını öngörüyor. Protokole göre, üç ay içerisinde iki ülkenin uzmanlarının yanı sıra İsviçreli ve diğer uluslararası uzmanların katılımıyla bir tarih komisyonu kurulacak. Bu komisyon iki halk arasında karşılıklı güven tesis edilmesi, mevcut sorunların tanımlanması amacıyla tarihsel kaynak ve arşivleri tarafsız ve bilimsel açıdan inceleyecek.
Türkiye açısından ortada ciddi bir sorun var. O da Başbakan Erdoğan’ın en son 13 Mayıs 2009 günü Azerbaycan’a giderek İlham Aliyev ile yaptığı görüşmeden sonra Türkiye’yi bağlayan taahhütlerde bulunmasıdır. Nitekim Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Elhan Poluhov protokol ile ilgili gelişmeleri duyar duymaz bunu hatırlattı ve şöyle dedi: “Türkiye Başbakanı Erdoğan, Mayıs ayında Azerbaycan Milli Meclisinde yaptığı konuşmasında, ‘Türkiye Ermenistan ile sınırlarını Azerbaycan topraklarının işgal edilmesinin ardından kapattı, işgal edilen topraklar geri verilmediği sürece sınırlar açılmayacak’demişti. Hatta Azerbaycan tarafının rızası olmadan Türkiye’nin bu yoldan dönmeyeceğini söylemişti”.
“Türkiye bize ihanet ediyor”
Bir iş adamı olan Robert Bosch yıllar önce “insanların güvenini kaybetmektense bütün servetimi kaybetmeyi tercih ederim” demişti. Bir şirketin güvene, tutarlı olmaya verdiği önemi bir devletin vermemesinin nasıl açıklanacağı henüz bilinmiyor. Bu nedenle olacaktır ki, Davutoğlu’nun çok net bir ifade ile söylediği “Hiçbir süreç Azerbaycan dostluğundan önemli değil” sözleri Azerbaycan’da yankı bulmuyor. Nitekim Azerbaycan’da basın “Türkiye ile krizin eşiğindeyiz” başlıkları atıyor ve Türkiye bize ihanet ediyor” söylemleri yükselmeye başlıyor. Bir gazete ise “Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun açıklamalarının amacı, bizi uyutmak mı?” diye soruyor.
Diğer yandan iki ülke arasında düzenlenen protokolde “ön koşulsuz” ibaresi geçmediğinden Ermenistan işgalinin kalkmasının Türkiye tarafından “ön koşul” olarak değerlendirilebileceği yorumları yapılıyor. Ancak Ermenistan Cumhurbaşkanı Serkisyan, “Türkiye ile yaptığımız görüşmeler, Karabağ konusu dahil olmak üzere hiçbir önkoşul içermiyor” diyerek durumu açıklığa kavuşturmuştur. Serkisyan bu açıklamayla da yetinmeyerek, Ermeni işgali altındaki Yukarı Karabağ’da bağımsız devlet kurulduğunu, “Tüm Ermeniler emin olsun ki, Karabağ sorununun çözümüne yönelik herhangi bir barış anlaşması, Karabağ halkının (bölge Ermenilerinin) onayıyla ve onların özgür iradeleri temelinde olacaktır”. Ermenistan ne yaptığını biliyor, ya Türkiye?