Ermenistan lobisi ülkesine iyilik yaptığını mı zannediyor?
Sözde Ermeni soykırımı tasarısı ABD temsilciler meclisinin önünde duruyor. Şartlar değişmezse muhtemel kararın Ermenistan lehine sonuçlanacağı ihtimalinden söz edebiliriz.. Nitekim dünyanın pek çok yerinde konuşlanmış Ermeni lobisi bu konuda ciddi kampanyalar yürütüyor. Zaten öteden beri ABD meclisindeki güçlerini koruyorlar. Fakat bu güce rağmen bugüne kadar tasarının bir türlü geçmemiş olmasının başlıca iki sebebi var. Birincisi ABD başkanlarının dönemsel tutumları diğeri ise mevcut tasarıların en yüksek fayda sağlama anlayışı ile Türkiye tarafına adeta koz olarak sunulması. Geçtiğimiz günlerde Washington’da temaslarda bulunan Patrik Mesrob Mutafyan’ın planlanan konuşması Ermeni lobisince ertelendi. Belki de iptal edildi. Sebep tasarıyı istemiyor olması.
Dönelim sınır kapısına... Aynı günlerde Türkiye’de “Türkiye ile Ermenistan sınır kapısının ekonomik sonuçları başlıklı bir toplantı düzenlendi.” Düzenleyenler Arı Hareketi ve Uluslararası Ermeni Siyasi Araştırma Grubu. Finansörler arasında Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi de yer alıyor. Toplantı sınır kapısının açılması durumunda Türkiye’nin ne gibi faydalar sağlayacağına odaklanmış. Örneğin uzmanlar İhracat konusunda Türkiye’nin daha şanslı olduğunu bununlar birlikte Kars ve Van gibi illerin fayda göreceği yönünde açıklamalarda bulundular. Bazı uzmanlar ise Ermenistan’ın mal transferi noktasında zaten AB ülkelerine yoğunlaştığını kapı açılmasa bile bundan Ermenistan’ın çok zararlı çıkmayacağını ifade ediyorlar.
Bakıldığında direkt ticaret kapsamında olmasa da başka ülkelerden yapılan transferlerle Ermenistan içinde pek çok Türk malı satılıyor. Bunlar tamamen “duygusal” satışlar. Öyle ki Türkiye’nin Karabağ ve sözde soykırım meseleleri çözülmeden direkt ticarete başlaması doğru değil. Öte yandan Ermenistan’ın bazı üst düzey yetkilileri sınır kapısının açılmasında ısrarcılar. Bunu Ermeni lobisi ile olan görüş farklılıklarında aramak mümkün. Nitekim Ermenistan dışında yaşayan Ermeniler ülkelerindeki gerçeklerden ve ağır koşullardan önemli oranda haberdar değiller ya da hissetmiyorlar. Ama ülkede sıkıntı çekenler bu şekilde yıllar hatta nesiller tükettiklerinin farkındalar. Tabi bunlar öncelikle halkın “işinde gücünde” olan kesimi. Sınır kapısı açıldığında ekonomilerinin canlanacağını, Türkiye üzerinden değişik ülkelere mal ve hizmet pazarlamanın bilinci içerisindeler. Özellikle belli bir kesimin “şu soykırım işi bitse de geleceğimize baksak” demediği ne malum.
Soykırım nağraları ile ABD üzerinden gönderme yapanların çoğu Ermeni halkının üzerinden beslenenler ya da hayalperestler olmasın ? Açıkça ifade etmeliyiz ki Ermenistan içinde ve dışında görülen bu iki farklı yaklaşım ne ilişkileri düzeltebilir ne de Ermenistan’a bir kazanım sağlar.
Azerbaycan’ın işgal edilen topraklarından çıkmadıkça ve sözde soykırım teziyle projeler sunulmaya devam ettikçe ne Türkiye sınır kapısını açar ne de bir belgeye imza atar. Buna birisi “atarım” diyorsa yalan söyler. Kim söylerse önce kendisini sonrada bu ülkenin ölmüş ve doğacak nesillerine hakaret etmiş olur.Karşısında da bu Milleti bulur.
Ermenistan’ın yapması gereken önce ülkesinin geleceğini düşünmesi ve Lobi dedikleri örgüt ve kişilere kendi Lobilerini kurmaları. Bence Ermenistan’ın sağduyulu insanlarının ikna etmesi gereken Türkiye değil önce Lobi adı altında meseleyi çıkmaza sürükleyenlerdir. Önemle belirtmeliyiz ki hiç kimse bu topraklarda savaş, kaos ve karmaşa istemez. Aksine barış huzur ve istikrar dileğindedir. Ama aynı kimseler hiç de kusura bakmasınlar. Burası Türkiye...Yani tarihin en büyük gerçeği...