Ermenilerin ders alınacak dayatmaları
2 Kasım tarihli Hürriyet Gazetesi “İşte Fark Bu” manşetiyle çıkmış. Gazete, Ermeni ve Türk tarafının somut bazı tavırlarına dikkat çekerek, iki tarafın arasındaki üslup farkına vurgu yapmış. Gazete, Ermeni tavrına bir şarkıcı bir de Başpatrik’in sözlerini örnek olarak vermiş. Gazetenin yazdığına göre Fransız şarkıcısı Şahmur Aznavuryan’ın “1924, yani doğduğum yıl Ermenilere anlaşmalarla toprak sözü verilmiş. Bu hâlâ gerçekleşmedi. Bir 85 yıl daha bekleyemem” demiş. Klikya Başpatriği 1. Aram ise, Lübnan’da düzenlenen “Adana’daki Ermeni katliamlarının 100. Yıl dönümü” adlı etkinlikte “Ermeni milletinin tazminatı gündeme getirmesi zamanı geldi. Soykırımın tanınmasına yönelik çalışmalar da sürdürülmeli” dediğine dikkat çekilmiş. Ermenistan’daki bir düşünce kuruluşunun başkanı olan Tevanyan ise “Karabağ’da taviz verilirse askeri darbe bile olabilir” demiş.
Ermenistan’ın ve Ermeni diasporasının stratejileri ve tutumları çok nettir. Onların, barış adına ya da Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi hesabına asırlık/kurumsal davalarından vaz geçeceklerini düşünmek akla ziyan bir durumdur. Ermenistan tarafı protokolleri tarihi emellerini gerçekleştirmenin bir aşaması olarak imzalamıştır. Ortada taviz vermeye hazır bir Türkiye hükümeti varken bundan en yüksek derecede çıkar sağlamayı, Ermenistan temel strateji olarak devreye sokmuştur.
Barış projesi!
Türkiye tarafı ise Ermenistan’ın katı tutumunu çeşitli jest ve hoşluklar yaparak, alttan alarak yumuşatmaya çalışıyor. Bu yaklaşım biçimini, karşı tarafın tam anlamıyla suçluluk psikolojisinin dışa yansıması olarak nitelendirdiği ortadadır. Türkiye, bu bağlamda geçmişte bir çok işe yaramaz jestler yapmıştı. Örneğin, bir süre önce Türkiye’nin, restore ettiği Akdamar Ermeni Kilisesi müze olarak Türkiye tarafından hizmete açılmıştı. Bugünlerde de Türkiye benzer jestlerine devam ediyor. Bu amaç için Ermenistan cemaatine ait Anadolu’daki yedi kiliseden birisi olan, temeli 1191 yılında atılan Kayseri’deki Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi’nin restorasyonunu Türkiye tamamlamış. Türkiye Ermenilerinin, Kilisede 8 Kasım takdis töreninde buluşması için devlet katında her türlü hazırlık bitirilmiş. Öyle anlaşılıyor ki, yetkililerin hoş görünmek için yaptığı faaliyetlere bazı sivil toplum kuruluşları da katkı veriyorlar. Zaman Gazetesinde yer alan bir habere göre “Malatya’da örnek bir olay yaşanmış. Kent merkezinde bulunan 250 yıllık tarihi Ermeni Kilisesi’nin restorasyonunun masraflarını bir cami yaptırma derneği üstlenmiş. Çarmuzu Tepebaşı Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği yetkilileri, günümüze sadece kalıntıları ulaşan 18. yüzyıl eseri Ermeni Tashoron Kilisesi’nin ihyası için” harekete geçmişler. Cami yaptırma ve yaşatma derneği yetkilileri tutumlarını “Barış Projesi”ne katkı olarak açıklamışlar. Ayrıca bu projenin ülke turizmine de büyük yararlar sağlayacağını ifade etmişler.
Cami yapmak amacıyla kurulmuş bir dernek, Kilise yapımına katkı sağlayarak amacı dışına çıkmayı “Barış Projesi” diye nitelemektedir. Dağdan inen teröristlerin kendilerini “Barış Elçisi” ilan ettikleri yerde her türlü anormallik artık normaldir. Ancak Ermenilerin barışı Türklerin soykırım yaptığını kabul etmesine, kendilerine de toprak verilmesine bağladıkları çok acı bir gerçektir. Öyle görülüyor ki barıştan iki taraftan her ikisi de yanlış şeyler anlıyor. Yanlışından hangi tarafın önce döneceğini ise zaman gösterecektir.