Ergenekon ve mazlumlar
ABD'den aldığınız icazetle; eğitimi, adaleti, savunma ve iç işlerini teslim ettiğiniz FETÖ alçakları ile birlikte kurduğunuz Ergenekon ve Balyoz kumpasında mağdur ettiğiniz garip gureba ve mazlumlar hesap soracak elbette size..
Ne demiş atalarımız; "Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste"...
15 yılda devletin kılcal damarlarına kadar sızmasına müsaade ettiğiniz sözde cemaati büyüten yürüten ve Türk milletinin başına musallat eden sizler bu işin siyasi sorumlusu olarak vebal altındasınız.
Türk'ün omurgalarını kırıp ayakta duramayacak hale getirmek için Türk'ün Destanı olan Ergenekon'un adını verdiniz kumpasınıza. Bu şerefli Türk Destanı'nı da lekelemek istediniz. Türk milliyetçileri yıllarca;
Ergenekon yurdun adı
Börteçine kurdun adı
Dörtyüz sene durdun hadi
Çık Ey yüzbin mızrağımız
diyerek Türk evlatlarına destanımızı okurken bir avuç şerefsiz, yalan dolan ve iftiralarla başlattıkları Ergenekon kumpasları neticesinde nice ocaklar söndürüp nice yürekler yaraladı.
"Artık eski Türkiye yok her şeyi yeniden sil baştan yapıyoruz. Ben de bu davanın savcısıyım" diyen Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Ergenekon savcısı Zekeriya Öz'ün altına zırhlı makam arabası verirken "Süreç bizim dışımızda işliyor, hükümet olarak yargının işine karışmayız" diye konuşmuştu. Haksızlık o kadar tavan yapmıştı ki zulümler fırtına gibi eserken Ergenekoncu ilan ettikleri Abdülkerim Kırca, Yarbay Ali Tatar, Deniz Kurmay Albay Berk Erden AKP iktidarının kendilerine yaptıkları bu haksızlığa daha fazla dayanacak güçleri kalmadığı için intihar etmişlerdi.
Son yüzyılın en büyük silahlı terör örgütü dedikleri davada insanlar eşlerini ve hayatlarının kaybederken zulmün destekçileri "Türkiye bağırsaklarını temizliyor" diyerek sevinç naraları atmıştı.
Cemaat AKP ile birlikte TSK'daki Atatürkçü subayları tasfiye ettirmiş ve yerlerine de cemaatçi subayları atamıştı. Orduda yargıda ve bürokraside bütün bu kadrolaşmalar olurken "Atatürk devrimlerini karşı devrimle yıkacağız, hiçbir şehirde ve hiçbir yerde Atatürk'ün heykelleri kalmayacak" diyecek kadar küstahça açıklamalar yapılmıştı.
7 Aralık 2010'da merhum Necmettin Erbakan "Rejisör kendi oyununu oynuyor, kurunun yanında yaşlar da yanacak. Siz önce büyük fotoğrafa bakın" diyerek insanları uyarmış ancak onun bu söylediklerini o günlerde hiç kimse dikkate almamıştı.
Oslo'da PKK ile masaya oturduklarını unutup, "Her şeyin suçlusu cemaattir, biz hiçbir şey yapmadık" diyenlerin zeytinyağı gibi üste çıkmaları "Öküz öldü ortaklık bozuldu" sözünü hatırlatmıştı bize...
Ergenekon kumpasında 41 ay içeriye tıkılan teğmen Mehmet Ali Çelebi ve diğerleri bakalım hakkını helal edecek mi sizlere.
Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast masalıyla kozmik odaya girerek devletin en mahrem bilgilerinin alınmasında seyirci kalan AKP iktidarı, bu vebali nasıl taşıyacak üzerinde..
Ergenekon ve Balyoz davalarıyla "TSK'yı hizaya soktuk. Cumhuriyet tarihinin en büyük hesaplaşmasını yapıyoruz" sözlerini sandığa giderken yeniden hatırlayacak mı bakalım vatandaşlarımız?..
Aslında diyecek çok şey var ama en güzel sözü Dedem Korkut yıllar önceden söylemiş; "Kahpe içeride ise kapı kilit tutmazmış"...