Son günlerde "Ergenekon ve Balyoz hakimleri şu kadar ceza aldı" şeklinde haberler çıkıyor.
Ancak bu haberlerde ciddi bilgi eksiklikleri mevcut…
Çünkü 15 Temmuz'a giden süreç ve FETÖ'nün TSK'nın en kritik yerlerine yerleşme eylemleri doğru araştırılmıyor, analiz edilmiyor.
Balyoz, Ergenekon gibi kumpas süreçlerini gerçekleştiren hâkim ve savcılar sadece FETÖ kapsamında ceza alıyor. Gerçekleştirdikleri kumpaslara yönelik herhangi bir soruşturma geçirmiyorlar.
Daha açık bir ifade ile "Balyoz ve Ergenekon" süreçleri yargıda "kumpas" olarak değerlendirilmiyor.
Bu konuları yakından takip eden yazarımız Yavuz Selim Demirağ Ağabey'e meseleyle ilgili detayları sordum. Kendisi de sorunları teyit etti. Balyoz ve Ergenekon kumpaslarına ilişkin hiçbir soruşturma açılmadığını, bu eylemi gerçekleştirenlerin "Balyoz ve Ergekon'dan ceza almadığını" ifade etti. Daha da çarpıcı bir konuyu dile getirdi; "Mağdur olan insanlar, haklarını tek başlarına, güçleri yettiğince, suç duyuruları vb girişimlerle aramaya çalışıyorlar. Ancak sonuç alamıyorlar."
Şimdi burada büyük bir sorun doğuyor.
Siyasi iktidarın, "FETÖ'cüler hesap verecek" değerlendirmeleri ve yargının bu doğrultuda yaptığı soruşturmalar neden geçmiş dönemlere uzanmıyor?
17-25 Aralık ve 15 Temmuz dışında FETÖ'nün gerçekleştirmiş olduğu operasyonların üzerine niye yoğun bir şekilde gidilmiyor?
Binlerce insanının mağdur edildiği, hayatını kaybettiği, ailelerin dağıldığı ve en nihayetinde 15 Temmuz'a giden sürecin temelini oluşturan kumpasların üzerinde neden durulmuyor?
Mağdur edilen binlerce insan, haklarını nasıl geri kazanacak?
***
Bazı gerçeklerin adını koymadığımız sürece ileriye doğru düzgün adımlar atamayız.
Balyoz ve Ergenekon'un "kumpas" olduğuna dair yargı kararlarının ortaya çıkarılması gerekiyor. Bu sayede binlerce mağdur emsal kararlar üzerinden haklarını geri alabilecek, belki görevlerine geri dönecekler.
15 Temmuz bir anda ortaya çıkmamıştır. Günden güne, adım adım bu sürece götürüldük. O zaman bu sürecin sorumluları neden hala cezalandırılmıyor?
Balyoz ve Ergenekon operasyonlarını yaparak terörle mücadeleye de büyük zarar verdiler. Yıllarını Doğu'da, Güneydoğu'da teröristlerle çarpışarak geçiren komutanlara neler yapılmadı ki…
Gazeteler ve televizyonlar üzerinden çarşaf çarşaf kumpas kuranlar, TSK'ya FETÖ ile birlikte operasyon yapanlar bugün "FETÖ'den hesap soruyoruz" demesinler. Çünkü onlar da bu sürecin ortağıydı.
O zaman tam bu noktada önemli bir gerçeklikle karşılaşıyoruz.
Balyoz ve Ergenekon kumpaslarına ortak olanlar şu anda nerede ve ne yapmaktadır?
Hangileri devletin en kritik noktalarında yerleşmiş, hangileri medyanın köşe başlarını tutmakta, hangileri televizyonlarda ahkam kesmektedir?
Bu isimleri, bu profilleri çok iyi biliyoruz.
Memleketimizin en nadide kurumlarından birine operasyon üzerine operasyon çekenler, 17-25 Aralık ve sonrasında siyasi iktidara yakın durdukları için koruyucu bir kalkan edindiler. Aynı şekilde siyasetin içinde olanlar da siyasi iktidarın yanında kendilerini konumlandırdıkça soruşturma ihtimalinden uzaklaştılar.
İşte bu büyük bir hukuk problemidir.
15 Temmuz ve FETÖ ile gerçekten hesaplaşılacaksa bu sürece giden kumpasları kuranların ve onlara yardım edenlerin de yargılanması gerekiyor.
Binlerce mağdurun haklarının iade edilmesi ve Türkiye'nin ilerleyen yıllarda uluslararası mahkemeler tarafından büyük tazminatlara mahkûm edilmemesi için yargıda "Balyoz ve Ergekon kumpası"na ilişkin süratli soruşturmalar açılmalıdır.
