Erdoğan’ın oyları neden tepe taklak olacak?..

Dün savcıydı bugün avukat. 
Dün Erbakan’ı sattı bugün cemaati. Dün askeri sattı bugün polisi.
Kardeşim Esad’dan katil Esed’e;
Riyakarlıkta sınır tanımadı.
Habur’da teröristleri davulla zurnayla karşıladı.
“Öcalan ile görüşen şerefsizdir”  dedi. Bebek katili sözde çözüm süreci sayesinde ülkenin kaderini belirleyen  “kahraman”  oldu.. (Hâlâ Öcalan ile aynı masada oturuyor.)
Çapulcu başı Barzani, milletin gururu oldu.
“PKK, sınır dışına gönderildi”  dedi.. Teröristler şehre inip Kaymakamın Vali’nin yerine geçti.
Şehitlerin ruhu incindi, gaziler yaşarken öldü.
Fakir-fukara, garip gurebanın hakkından bahsederdi. Bilal oğlan en son kalan 30 milyon euroyu gömecek yer bulamadı.
Hapislerde ölen suçsuz insanlar.
PKK’lıların tokatladığı polisler..
3 kuruş hakları için ölüm orucuna itilen astsubaylar.
ÖSYM rezaletleri.
KPSS skandalları.
Suç olmaktan çıkan zina.
“Tayyipçi-cemaatçi”, “Alevi-Sünni”,  “Türk-Kürt”, “başörtülü-başörtüsüz”,  “Tayyipçi-Gezici”, gibi başlıklarla toplumu kamplara bölüp sürekli nefret tohumları ekti.
“Benim diktatörlüğümü kabul edeceksiniz. Etmeyene yaşama şansı tanımam”  dayatmasından hiçbir zaman vazgeçmedi.
Bilinçli bir şekilde yoksullaştırdığı kesimleri  “Benim verdiğim sadaka ile yetineceksiniz. İtiraz da etmeyip bana biat edeceksiniz”  zulmü altında inletti.
Hırsızlık suç olmaktan çıktı.
Attığımız her adımda rüşvet meşru oldu.
Yılların dostu en yakın bakanı “ne yaptıysam talimatı o verdi”  dedi.
Akdeniz ve Ege’de adalarımızı Yunan’a teslim etti. Kıbrıs satıldı.
Benzine, doğal gaza, elektriğe zam üstüne zam yaptı. Millete masal anlattı.
Özelleştirme adı altında milletin tüm stratejik ve iyi gelir getiren mal varlıklarını yabancı sermayeye peşkeş çekti.
Sürekli artan cari açık.
Kredi borcu bataklığına gömülmüş her kesimden insanlar.
Gezi; Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük..
Reyhanlı’da patlayan bomba; hiç uğruna ölen 52 vatandaş.
Ankara’da Melih Gökçek’i aday gösterdi.
Haçlı seferlerinin simgesi Papa heykelinin altında Avrupa Birliği’ne imza attı.
Irak’ta Müslümanları katleden ABD’li askerlerin tırnağına taş değmesin diye dua etti. Müslüman kanı dökülmesi için Irak’ı vuran uçaklara Türkiye havalimanı oldu.
Haram kapılarını sonuna kadar açtı.
Camiler yıkıldı. Hazinenin arazileri eşe dosta, yakın akrabaya AVM oldu.
Allah ile aldattı.
Ustanın hikayesi!..
Aklıma ilk gelenleri bir çırpıda sıralayıverdim. Eminim!.. Sizde daha fazlası var..
30 Mart’ta sandığı görebilirsek, Recep Erdoğan da Hanya’yı Konya’yı görecek;
Ergenekon, Çanakkale, Türk Milletinin ölmez ve öldürülemez ruhu olduğu için.
İslam Sancaktarı Türk Milleti olduğu için.
Fakat tedirginim!..
Toplum planlı bir şekilde cinnet sarmalına sokuldu. Sokaklar iş birlikçiler tarafından ustaca provoke ediliyor.
AKP iktidarı, Anglosakson zihniyet ile ustaca  “mağdur Erdoğan”  senaryosundan kurgulanıp başımıza tebelleş edilmişti.
Şimdi tezgah ters yüz edildi. Recep Erdoğan’ın zaafları ve açıkları, histerileri ustaca kullanılıyor. Bir anda kendimizi şiddetli kaos ortamı içinde bulabiliriz. Sandık önümüzden kaçırılıp yeni hormonlu figürleri yeni reçetelerle servis edebilirler.
Sağduyu ile aklı selim ile her zamankinden daha fazla hareket etmemiz gereken bir dönemin içindeyiz. Recep Erdoğan’ın bu seçimde tepe taklak olacağını patronları da gördü. Karşı tezgaha karşı çok uyanık davranmak zorundayız. 30 Mart’ta sandığı görürsek 31 Mart’ta da işimiz bitmeyecek. Aynı anda gelebilecek Cumhurbaşkanlığı ve erken genel seçimi içinde Erdoğan’ın -tabii ki AKP’nin- tüm kalıntılarını silmek ve yerine aynı karakterde başka cilalı isimlerin gelmesinin önüne geçmek zorundayız. 
Türk milleti zoru hemen halleder de imkansız için biraz zaman harcar; 3-5 dakika kadar!..

Yazarın Diğer Yazıları