Erdoğan'ın okuduğu Tevrat!
Sayın Vural Savaş 9.6.2010 tarihinde Sözcü’de yayımlanan “Recep Tayip Erdoğan İsrail’e neden saldırıyor?” başlıklı yazısının son bölümünde “İsrail Devleti’nin kurulmasıyla Başbakan olan,(...) toplam on üç yıl Başbakanlık yapan David Ben Gurion, şunları söylüyor” diyerek, Yılmaz Dikbaş’ın “Efendi Teröristler”inden aşağıdaki bölümleri aktarıyor:
“... Filistin’in Araplarla Yahudiler arasında bölünmesi aşaması, Siyonizm’in başarısı için sadece bir ön adımdır... Toprakların tamamını ele geçirmenin hazırlıklarını yapmalıyız... Siyonist Yahudi göçlerinin stratejik hedefi, Filistin kentlerindeki toplulukları yok etmektir... Ele geçirdiğimiz yerleri yakıp yıkıp, yok etmeliyiz. Oralarda yaşayanları sürüp atmalıyız. Parayla toprak almayacağız; toprakları işgal edeceğiz.”
Toplam 13 yıl Başbakanlık yapan İzak Şamir, 1 Nisan 1998 tarihinde New York Times gazetesine şunları söylüyordu:
“Filistinliler tıpkı çekirgeler gibi öldürülmeli... Kafaları kuyulara ve duvarlara çarpılarak parçalanmalıdır.”
Ariel Şaron, 6 Şubat 2001’den, 4 Ocak 2006’da geçirdiği beyin kanamasıyla bitkisel hayata girinceye kadar İsrail’de beş yıl başbakanlık yaptı. İşte onun söyleşilerinden bazı bölümler:
“.. Ben askerlerimi, Arap kızlarının ırzlarına geçmeleri yolunda cesaretlendiririm. Çünkü, Filistinli kadınlar Yahudilerin köleleridir ve biz bu kölelere istediğimizi yaparız ve kimse de bizden hesap soramaz. Asıl biz herkesten hesap sorarız... Ben, uluslararası ilkeler diye bir şey bilmiyorum. Bu topraklar üzerinde doğacak her Filistinli çocuğu yakacağıma yemin ediyorum. Bir Filistinli kadının ve çocuğun varlığı, her yetişkin Filistinli erkeğin varlığından daha tehlikelidir. Çünkü, Filistinli çocuğun varlığı, Filistinli soyunun sürüp gideceğinin kanıtıdır.”
İyi de, İsrail’i yönetenler nasıl bu kadar zalim olabiliyor?
Çünkü İsrail Tevrat esaslı bir şeriat devletidir de ondan.. Çünkü Tevrat(Haşa tahrif edilmiş Tevrat)’a göre 10 Emri veren Yahve/Yahova/Elohim Yahudiler için “milli bir tanrı” dır. Yahova, Yahudi milletini seçmiş, her türlü ilgi ve iltifatını Yahudilere hasretmiş, diğer insanları ve diğer varlıkları da sanki adeta onlar için yaratmıştır.
Tevrat’a göre Yahudiler ‘efendi kavim’ insanlık ise “öteki”dir.. Muharref Tevrat’ın muhtelif bölümlerinde İsrail oğullarının başka bir kavimle savaştıklarında onların kökünün nasıl kazınacağı, kadın, kız ve çocuklarına nasıl zulmedileceği, nasıl vahşice ve insanlık dışı davranılacağı anlatılarak, işte böyle yapacaksınız emri güya Yahova tarafından verilmektedir.
Şimdi siz, ordu böyle düşünüyor olabilir, peki halk da mı böyle düşünüyor, diyebilirsiniz.
Bu sorunun cevabı da İsrailli gazeteci Uri Avnery’in İsrail tanımında bulabiliriz:
“İsrail, devleti olan ordudur!”
Yani?
İsrail, eşittir ordudur.
Sayın Erdoğan’ın Konya’da zamanın David Ben Gurion, İzak Şamir, Ariel Şaron’larına Tevrat’ın “On Emir” inden altıncısı olan “Öldürmeyeceksin”i Türkçe, İngilizce ve İbranice hatırlatması, bir yandan tahrif edilmiş Tevrat’ın reklâmı olmuş, diğer yandan kendisinin ve ona “On emir”den 8’incisi olan “Çalmayacaksın”la cevap veren Kılıçdaroğlu’nun bu konulara ne kadar hâkim olduklarını göstermiştir.
Çünkü Ali Serdar Bolat’ın da uzun uzun anlattığı gibi, “Hz. Musa’nın İsrail’in Tanrısı’ndan (Rab’dan yani Yahova’dan) aldığı bu on emir, Yahudiler arasındaki ilişkileri düzenler.
Yani, ‘öldürmeyeceksin’ emri, ‘Yahudi Yahudi’yi öldürmesin’ anlamındadır. (O da, ‘iman sahibi’ bir Yahudi olması koşuluyla...)
Tabi, “çalmayacaksın” emri de..
Nitekim İsrail askerleri Mavi Marmara’dakilerin her şeyini çalmıştır.