Erdoğan'ın Lozan rahatsızlığı
Başbakan Erdoğan, “Diyanet İşleri Başkanımızla Bartholomeos’u da Atina’ya götürecektim, Diyanet İşleri Başkanımızın başka işleri varmış, olmadı” dedi, güleceğim geldi. Çünkü Bartholomeos Erdoğan’ın uçağına binmez.
Zira Erdoğan Başbakandır, Bartholomeos ise kendince, devlet başkanıdır.
Yani Erdoğan, Bartholomeos’u değil, Bartholomeos Erdoğan’ı Atina’ya götürebilir ancak.
Havaalanında uçaktan ilk inen Bartholomeos, şeref kıtasını selamlayan Bartholomeos olmadıktan, heyetler arasındaki görüşmeye Bartholomeos başkanlık etmedikten sonra, bir devlet başkanı olarak Bartholomeos’un Erdoğan’la aynı uçağa binmesi ayıp olmaz mı?!
Uçak da bulunur, para da!
Bartholomeos, Patrikhane’nin uçağı mı var ki Erdoğan’ı Atina’ya götürebilsin demeyin.
Komşunun bütün uçakları onun emrindedir.
Kanıt mı?
Bir sürü...
* 1995 Ekim’inde Yunan hükümeti Patrik için özel uçak göndererek Rum Ortodoks Katedralinin 100. yıldönümü törenlerine katılmasını sağladı.
* 1991’de Patrik ve beraberindekileri ABD’ye, Yunan Havayollarına ait bir uçak götürmüş, uçaktakilerin tüm masraflarını Yunan gizli servisi ile içli dışlı olduğu bilinen Yunan işadamı Panayotis karşılamıştır.
Yani Helenizm, Patrik’i Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın yanında bir çanta gibi gezdirterek, ezdirmez. Şimdi de Helenizm’le Patrik’le ne alaka demeyin.
Mayıs’ında Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yorgos Romeos ile Patrikhane Temsilcisi ve Kadıköy Metropoliti Ikoim arasında konusu, “Gurbet Helenizm’inin askıda kalan sorunları” konulu bir toplantı yapılmadı mı?
Helenizm mi dediniz?
* Helenizm mesela Yunanistan’ın, kurulduğu günden bugüne kadar bir kez bile olsun savaş kazanmamış olmasına rağmen Türkiye aleyhine tam 12 kat büyümesidir.
* Mesela Rum Kesimi’nin Londra ve Zürich Antlaşmalarını çiğneyerek AB’ye üyeliğidir...
Bu gerçekler ışığında bile...
Erdoğan, “Patrikhanenin ekümenikliği ecdadımı rahatsız etmediğine göre beni de rahatsız etmez!” diyebiliyor.
Hangi ecdattan bahsediyor merak ediyorum! Çanakkale ve Kurtuluş savaşındaki ecdadı, ekümenik patrikten rahatsız olmuş, Lozan’la ekümenikliğe bir son vermiş.
Bu gidişle Patrik, Erdoğan’ın uçağına binmez ama korkarız Erdoğan Patrikhane’nin uçağına biner...
Hayır, üfürmüyoruz..
Sakın ola ki, ajite ettiğimiz sanılmasın.
Küçük devlet; toprağı az olan değil, ideali küçük olan devlettir. Türkiye Brüksel’cilerin AB aşkı yüzünden küçük devlet olmayı seçmiştir.
Patrik ise büyük oynamaktadır.
Sayın Nazif Okumuş Patrik’in bu büyük oynayışını, “Bire bir gördük ve şahit olduk ki” cümlesi ile başlayan 3 Aralık 2004 tarihli Takvim’deki yazısında bakınız nasıl aktarıyor:
“Patrikhane’nin Brüksel ve Paris’te elçileri var. (...) Tıpkı Türkiye’deki Filistin Büyükelçisi gibiler. (...)Vatikan gibi muamele görüyorlar. Hatta Fransa darphanesinde paraları dahi basılıyor. Bu paranın bir yüzünde Dünya Ortodokslar Birliği’nin amblemi, diğer yüzünde Patrik Bartholomeos’un resmi bulunuyor.”
Özetle Patrik kendini Erdoğan’la değil, Atatürk’le eşdeğer görüyor. Yani büyük düşünüyor, çok büyük hem de..
Erdoğan Venedik Komisyonu’na kızmış olmalı!
“Patrik ekümenik olabilir” diyen Erdoğan, Venedik Komisyonu’na kızmış olmalı. Çünkü Bartholomeos da çok kızdı.
Niye mi? Komisyon bu yılın Mart ayında, “Türkiye, Fener Rum Patrikhanesi’nin ekümenikliğini tanımak zorunda değildir” dedi de, ondan.
Elin adamı “Tanımayın” Erdoğan, “Tanırım” diyor. Lozan kimin umurunda!