Erdoğan’ın itirafı!
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir Başbakan çıktı, benim hükümetimde bazı bakanlar, bazı milletvekilleri yolsuzluğa bulaştı, ben de onları bakanlıktan uzaklaştırdım ve onlara milletvekili listelerinde yer vermedim diye on binlerin önünde açık açık itirafta bulundu.
Onlarca seçim yaşamış, onlarca siyasi parti lideri ve pek çok başbakan görmüş bir vatandaş olarak gözlerime, kulaklarıma inanamadım. İnanamadım, çünkü bugüne kadar “Yoğurdum kara” diyen bir tek siyasetçi, bir tek lider görmemiştim. Cümlesi sütten çıkmış ak kaşıktı, Erdoğan bakanları ve milletvekillerinin yolsuzluk yaptıklarını itiraf ederek bir tabuyu daha yıktı, AKP sloganı ile “Hayaldi, gerçek oldu” vesselâm... Zaten yıllardır bizim söylediğimiz de Erdoğan’ın söylediğinden farklı değildi. “AKP, bakanları, milletvekilleri ile Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş bir cüret’le yetim hakkı yiyor” diyor ama kimseyi inandıramıyorduk. Dün bizim başımıza gelen bugün Erdoğan’ın başına geldi, ona da kimse inanmadı. Bir Başbakan olarak kendi bakan ve milletvekillerinin yaptığı “yolsuzluk itirafı” yandaş basında manşet olmadı, yandaş televizyonlara “haber” olarak yansımadı. Bu itiraftan sonra Erdoğan’ın kendi tabanında bile inandırıcılığını kaybettiğine dair bir hisse kapıldım desem yeridir. Çünkü bir tek AKP’li seçmen çıkıp, “Kim o hırsız bakanlar, kim o yetim hakkı yiyen milletvekilleri” diye sormadı. İnsan hiç seçilsin diye dağ tepe gezdiği insanların bakanlık koltuğuna oturduktan ve Meclis çatısı altına girdikten sonra çevirdiği fırıldakları merak etmez mi? “Biz sizi çalsınlar, çırpsınlar diye mi gecemizi gündüzümüze kattık!” diye hesap sormaz mı? Bunların hiç biri olmadı. Bunun iki sebebi olabilir, birini söyledik, Erdoğan kendi tabanında bile inandırıcılığını yitirmiş, ikincisi, tabanın önemli bir kesimi de bu işin içinde yer almış, konu kapansın istiyor. Lâkin bir mesele daha var dostlar, hiçbir savcı Erdoğan’ın bu itirafını ihbardan saymadı.
Niye acaba?
Beceriksiz muhalefet!
Erdoğan’ın, “Bakanlarım ve milletvekillerim yolsuzluk yaptı” itirafı karşısında muhalefetin beceriksizliği ise insanı çileden çıkartacak çapta desek, yeridir. Yaptıkları tek şey, “Açıkla o isimleri” demekten ibaret. Beyler, “Bizimkiler yolsuzluk yaptı” derken bile Erdoğan’ın sesi sizden gür çıkıyor. Bugüne kadar hiç biriniz çıkıp, “Niye suç duyurusunda bulunmadın?” diye sormadınız. Oysa bu tarihi itiraf yapıldıktan sonra muhalefetteki bir siyasi parti liderinin yapacağı ilk iş kurmaylarını toplayıp bütün seçim stratejilerini değiştirmek ve propagandasının merkezine Erdoğan’ın itirafını koymak olmalıydı. Cumhuriyet tarihinde belki de bir daha asla ele geçmeyecek bir fırsatı kader önünüze koymuş, siz hâlâ teferruatla meşgulsünüz.
İnsan hiç olmazsa...
Sayın Başbakanın, “Benim bakanlarım ve milletvekillerim yolsuzluk yaptı” itiraf kasetini gittiği miting meydanlarının dört bir yanına yerleştireceği ekranlardan, toplanan on binlere dinleterek işe başlamaz mı? Sonra da, “Ey millet, ben demiyorum, işte kendi itiraf ediyor, bunlar bakanları, milletvekilleri ile yolsuzluk yapmışlar, köşeleri dönmüşler, Erdoğan da bütün bunlara seçim gününe kadar göz yummuş, savcılıklara suç duyurusunda bulunmamış. Yaptığı tek şey bunları bir daha aday yapmamak olmuş, yani yapanın yanına kâr kalmış!” demez mi? Derse, doğru yapmış olmaz mı? Yetim hakkının peşine böyle ciddi şekilde düşüldüğünde Allah (c.c.) da bunun karşılığını vermez mi? Ömrünüz boyunca böylesine gardını kendi düşürmüş bir rakibi bir daha nerede bulacaksınız? Bir şey yapmanıza hiç gerek yok, adam kendini dövüyor, siz gidip yumruğuna kafa uzatıyorsunuz. En büyük “destekçiniz” olmaya soyunmuş Erdoğan’ı kendi elinizle “rakip” leştiriyorsunuz!
Helâl olsun size!..