Erdoğan'ın cevap vermesi gereken soru!

Konumuz yine, 510 kilometrelik Suriye sınırındaki Türk topraklarının, mayınlardan temizlenmesi karşılığında, 49 yıllığına, MOSSAD denetimindeki bir İsrail firmasına verilmek istenmesi.
Önce birlikte okuyalım.
“-Suriye tarafı temizleme işini yaptı. Biz de Suriye’nin yaptığını yapıp o bölgeye yaklaşık 210 bin dönümlük organik tarım yapabileceğimiz bir alan kazanalım istedik. Hemen yakıştırma başladı, ‘Siz burayı İsrail’e peşkeş çekeceksiniz!’(...) Bu kadar kolay mı? Türkiye cüce bir ülke değil. Paranın dini, ırkı olmaz. (...) Yahudi sermayesidir, olmaz. Yahu burada kim çalışacak? İzak çalışmayacak, Hasan, Ahmet, Mehmet çalışacak!”
Bu sözler Başbakan Erdoğan’a ait.
Düzeltmeye nereden başlasak bilemiyoruz.
Bir kere, “İsrail’e peşkeş” bir “yakıştırma” değil. AKP iktidarı mayın temizleme ihalesini açtı ve İsrail firmasına verdi, iş mahkemeden döndü. Sonra, iktidar kanadından, biz bu işi askere havale ettik, ödeneğini de çıkarttık, yapamayız diyerek ödeneği iade ettiler savunması geldi. Sonra anlaşıldı ki, mesele verilen ödeneğin yetersizliğinde düğümleniyor. 35 milyon dolar olsa mayın temizleme işi için gereken ekipmanlar alınabilecek, amma, ne hikmetse, hükümet Başbakanlık için birkaç uçak almaya birkaç 35 milyon doları bulabiliyor amma, askeri karşısına alıp, gel şu işi birlikte halledelim, para ise para, eğitimse eğitim, en stratejik sınırımız, bölgede gözü olan bir ülkeye 49 yıllığına gitmesin, demiyor. Ortalıkta “Ordu iyi ki işin içinden çekildi, biz bildiğimizi okumaya devam ederiz” gibi bir koku dolaşıyor. Evet, böyle bir koku geliyor, bu bir, ‘niyet okuma’falan değil, çünkü asker, bu şartlarda biz yapamasak bile NATO’nun ilgili birimi var, onlar bu işi “masrafları karşılığı” çok kısa sürede yapıyor ve çekip gidiyor, diyor, iktidar ona da yanaşmıyor, “ille de bildiğim” türküsünü okumaya devam ediyor.
Bu işin bir yönü.
Başbakan, “Türkiye cüce bir ülke değil” diyor, haklı, zâten böyle bir şey diyen de yok, ülke maşallah heyula gibi, toprakları, mâdenleri, müesseseleri sat sat, insanları ise şehit ola ola bitmek bilmeyen bir ülke. Böyle bir ülke cüce olabilir mi, demek ki cüce olan başka bir şey?! Ve başbakan iyi bir şeymiş gibi övünerek gerçeği itiraf ediyor: “Burada İzak çalışmayacak, Hasan, Ahmet, Mehmet çalışacak!” Bu sözler, ihalenin ille de İsrail firmasına verileceğinin itirafıdır ve yine bu sözler, 210 bin dönümlük Türk toprağında İsrail vatandaşı İzak’ın çalışmayacağı, yani ağa olacağı, Hasan’ın, Mehmet’in, Ahmet’in ise AKP iktidarı eliyle kendi toprağında marabalaşacağının itirafıdır.
Tuhaf olan ise Başbakanın bununla övünmesi ve bizlerden de alkış beklemesidir.
Ve devam diyor Başbakan:
“- Suriye bunu yaptı, biz de yapalım dedik!”
İşte acı olan ve Başbakanın cevap vermesi gereken soru burada düğümleniyor:
“-Suriye bunu nasıl yaptı?”
Arkasında, bugüne kadar milyonlarca kilometrelik mayınlı alan temizlemiş NATO olmayan ve Türkiye kadar maddi ve teknik imkânlara sahip bulunmayan Suriye’nin yaptığını Türkiye yapamıyor olabilir mi?!
Olamaz.. Bunun cevabı, “yapamıyor” değil, bu işi birileri bilerek “yapmıyor” yahut, bu iş Türk’e, Türkiye’ye, birileri tarafından, inadına, Irak’ın kuzeyindeki oluşumun Akdeniz’e açılması için “yaptırılmıyor” olabilir mi?
Son sözümüz şu.
İsrail’in, Arz-ı Mev’ud sınırları içersinde gördüğü 210 bin dönümlük o topraklarda nefret ettiği Suriye ile de 510 kilometre sınır olduktan sonra, 49 yıl süresince, sadece domates, biber yetiştirmekle yetineceğini söylemek, sonra da bizlerden, buna inanmamazı beklemek, bilerek yahut bilmeyerek, İsrail adına konuşmaktan başka bir şey değildir. Türkiye-Suriye sınırında Türkiye ve Suriye için İsrail’den daha tehlikeli bir mayın düşünemediğimizin bilinmesini istiyoruz.
Not: Bize, İsrail firmasının MOSSAD denetiminde olduğunu nereden biliyorsun, diyorlar. İsrail’de MOSSAD, yani İsrail derin devletinin olmadığı tek yer, ‘hiçbir yer’dir de, ondan..

Yazarın Diğer Yazıları