Erdoğan’ın açılım planı...
Tayyip Erdoğan sonrası başbakanlık koltuğuna oturma hırsına kapılan
Bülent Arınç’ın “Herşey verilecek...” sözleriyle işaret ettiği “ikinci açılım” AKP’nin içini fena karıştırmış görünüyor. Arınç’ın rüyalarını Başbakanlık koltuğu süslese de Erdoğan, o’na başkanlığın vekaletini bile çok görüyor. Her ne kadar hükümet adına, bütçe görüşmelerinde Arınç konuşmuş olsa da, Ankara’da Erdoğan’ın vekaletinin Beşir Atalay’da olduğu biliniyor. Habur rezaleti yüzünden ilk açılımı eline-yüzüne bulaştırmakla itham edilen Beşir Atalay, herşeye rağmen açılımı Arınç’a kaptırma niyetinde değil. “Cerasertel devam edeceğiz” demiş olsa da AKP içindeki açılım çatlağı yandaş medyanın manşetlerine çıktı bile.
Başında damat Berat Albayrak’ın bulunduğu Sabah, Atalay’dan aldığı yedi maddelik yeni açılım paketini açıklarken, Bugün gazetesi Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan, böyle bir paket hazırlığı olmadığını duyurdu. Oysa Atalay’a dayandırılan haberde “yargılama sürecini kısaltma, AİHM’deki usûl hataları, bebek katiline ’sayın’demenin suç olmayacağı, suç ve suçluyu övme maddesinin esnetilip, dağdan inişlerin teşvik edileceği” gibi genel affı çağıran maddeler vardı.
Bugün gazetesi tutukluluk süresinin kısaltılmasına da karşı çıkıyor. Tıpkı Adalet Bakanı Sadullah Ergin gibi... Tutuklu milletvekilerinin serbest bırakılması çalışmaları esnasında “İçlerinde PKK’lı, Hizbullahçı, DHKP-C’liler yanında tecavüzcüler de serbest kalacak” diye itiraz eden Ergin, alt komisyondaki mutabakata rağmen buna izin vermeyeceklerini belirtmişti.
Bu konuda aldığım sağlam bilgiler, AKP hükümetinin Silivri’de dördüncü yılını dolduran tutukluların serbest bırakılmasına soğuk baktığı, yıllardır süren davalardan geri adım atmaya niyetli olmadığı yolunda. Öte yandan dayatılan açılım ile PKK’ya örtülü af sözü var... Son dönemlerde yapılan operasyonlarla örgütü önce silah bırakmaya zorlamak gibi formül üzerine yoğunlaşıldığı belli. Bu konuda İmralı ile mutabakatın sağlandığına dair iddialar da var. Öcalan, örgütten ziyade kendisini düşündüğü için önce eve çıkmayı, daha sonra da siyaset yolunun açılmasını arzu ediyor. Zamanlama konusunda henüz anlaşma sağlanamadı.
Okyanus ötesinden planlanıp Erbil’de Barzani ve Talabani’nin katkılarıyla şekillendirilen planda “ılımlı” söylemlere ağırlık verileceği belirtiliyor. Tabii mevcut tabanlarını tutabilmek için bireysel çıkışlara göz yumularak şehir eylemlerine yol verilecek.
Sonuçta AKP içindeki çatlağı onarma görevi her zaman olduğu gibi Erdoğan’a düşüyor. Şimdilik kaydı ile bu danışıklı-döğüşü seyrediyor gibi yapan Erdoğan’ın keseceği racon merak ediliyor. Hayatı boyunca riskleri göze almakla tanınan Erdoğan’ı yakından tanıyanlar “iki ileri bir geri” taktiğini gerçekleştireceğini vurguluyorlar. Köşk yolunu sorunsuz aşabilmek için yapıyormuş gibi görünerek öteleyeceğini belirtenler bunun tecrübe ile sabit olduğu yönünde birleşiyorlar. Bir nevi “benden sonra tufan” diyerek kendini bu işten sıyırmaya çalışacağını söyleyebiliriz.
Psikolojik harbin kuralıdır... Önce bir konuyu öne sürüp tartıştırmak ve sonrasında gelen tepkilere göre gaz ayarını bulmak. Bu konuda Erdoğan’ın mutfağı başarılı. Fakat aynı mutfakta Abdullah Gül’e servis yapan ahçılar da var. Bu konudaki rahatsızlığı bilinen Erdoğan’ın mutfakta temizliğe gideceği yolundaki ciddi istihbaratların sonucunu önümüzdeki günler göreceğiz. Birbirlerini yalanlayan Sabah ve Bugün’e gelince... Aralarında ciddi fikir ayrılıkları varmış gibi görünseler de yandaş medyanın Amiral Gemisi Sabah’tır. Üstelik kaptan damat olunca mağlubiyet diğerlerinin payına düşecektir.