Erdoğan'ı minarede görmüşler

Batı’dan bakıldığında öyle görünüyor olmalı ki..
Bu haftaki sayısında Türkiye’nin dış politikasına geniş yer ayıran The Economist dergisi, Başbakan Erdoğan’ın sırtını Batı’ya dönmüş, elindeki teleskopla cami minaresinden Doğu’ya bakarken çizilmiş bir karikatürüne yer vermiş.
Batı’dan kasıt Avrupa ve Amerika ise, Türkiye’nin sırtını Batı’ya döndüğü falan yok. Türkiye Doğu ile ilgileniyor ama bu Batı’ya sırtını döndüğünden falan değil, tam tersine Batı’nın fiilen Doğu’da yer almasından kaynaklanıyor. Mesela Amerika.. CIA’sıyla, işadamlarıyla, Pentagon’u ile Irak’ta, İran’da, Afganistan’da, Pakistan’da, Çin’de, Hindistan’da değil mi? Siz Obama ve ekibinin Beyaz Saray’da oturuyor olmalarına bakmayınız, masalarında açılmış bir dünya haritası gün yirmi dört saat Doğu ve Ortadoğu üzerinde mesai yapıyor, Türkiye’ye de Batı ile ilişkilerini sürdürebilmesi için, onların var olduğu yerde, Doğu ve Ortadoğu’da mesai harcamak düşüyor.. Hani hep doğuya giderek batıya varmak gibi bir şey, bu.
Batılılar o kadar Doğulu hale geldiler ki, Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda bile Ankara’dan, hele CHP ve MHP gibi mecliste gurubu bulunan muhalefet partilerinden daha etkililer, siz bu iki partiye iktidar partisi AKP’yi de katabilirsiniz, Öcalan çetesi ve Barzani devletinin hatırı için başlatılan açılımın yılbaşına kadar (sıkıştırılmış bir şekilde) hayata geçirilmek istenmesi Amerika’nın Doğudaki varlık ve devamlılık hesapları sebebiyle değil mi?
Şimdi siz, Irak’ı işgal etti, Afganistan’a yerleşti, Pakistan’a çökmek üzere, Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu’sunda cirit atıyor diye ABD için “Batıya sırtını döndü” diyebilir misiniz, diyemezsiniz.
Biliyoruz daha çok yerleriniz var gidilecek ve tabi iziniz sürülecek.. Nereden biliyorsunuz derseniz ordunuzun eski generallerinden Wesley Clark’tan deriz.
Kendisi söyledi, 11 Eylül’ün olduğu günlerde Pentagon’daymış, Savunma Bakanı Rumsfeld ve yardımcısı Wolfowitz’le görüşmüş. Eski mesai arkadaşı generallerden biri onu alt katta çağırıp, “Efendim benimle birkaç dakikalığına konuşmalısınız” demiş. Irak’la savaşma kararı aldıklarını açıklamış ve masasından bir kâğıt çıkartarak önüne uzatıp Savunma Bakanlığı’nı kastederek, “Bunu az önce yukarıdan aldım” demiş. “Gizli” mi diye sormuş General Clark, “Evet efendim” demiş.
O “gizli” evrakta ne varmış onu da açıkladı General Welsey Clark:
“- Beş yıl içinde Irak’la başlayan sonrasında Suriye, Libya, Somali ve Sudan’la devam edip İran’da bitecek yedi ülkeyi ele geçireceğimizi dikte eden bir nottu bu.”
Hedefinizde talan edilecek yeni ülkeler oldukça sizinle oralarda karşılaşmak için elinde dürbünle etrafı dikizleyen başka ülkeler olacaktır. Türkiye de bunlardan biridir...
Ayrıca, Türkiye’nin sırtını Batıya dönmesi bir bakıma Batı ile aynı cephede olduğundandır da...
Malûm, müttefiklerin yüzü aynı yöne olur, birbirlerine sırtlarını dönerler. Cephenin en önünde olduğu için Türkiye’nin siz hep sırtını görürsünüz. Cephenin önüne attığınız ve sırtını kendine siper ettiğiniz Türkiye ne zaman başı sıkışıp arkasına baksa, sizi görememiş, hatta, “A’aa! Siz oraya ne zaman geçtiniz!” şaşkınlığı yaşamıştır..
Çünkü bir de bakmıştır ki arkasında sandığı sizler karşı cephede yer alıvermişsiniz..
Şimdi söyleyin Allah aşkınıza böyle bir Türkiye elinde teleskop minareye çıkıp gün yirmi dört saat etrafı dikizlemesin de ne yapsın!

Yazarın Diğer Yazıları