Erdoğan’ı dinledim, fikrim değişmedi...
Dışişleri Bakanı Davutoğlu 3 Haziran 2012’de de Konya’da, “Kimseye demokrasi ihracı içinde olmadık. Türkiye’nin hiçbir ülkenin rejimiyle meselesi yok” diyerek bizi çok şaşırtmıştı.
Öyleyse Suriye, uçağımızı niye düşürdü ve iki pilotumuzu niye şehit etti? Tabii ki Türkiye, Suriye’ye rejim ihraç etmek istediği için. Sayın Bakan hâlâ, “Biz ülkelerin içişlerine karışmayız” deyip duruyor. Amma Erdoğan aksini söylüyor. Hüsnü Mübarek’in devrilmesinden sonra Mısır’a gitmiş, özel televizyon kanalı Dream TV’de program sunucusu Mona Shazly’nin konuğu olmuş ve o programda, “Laiklik kesinlikle ateizm değildir. Ben Mısır’ın da laik bir anayasaya sahip olmasını tavsiye ediyorum. Umarım ki Mısır’da yeni rejim laik olacaktır” demişti. Yani Mısır’ın içişlerine karışıvermişti. Biz şimdi hangisine inanalım?
Tam, “Tabii ki, Erdoğan’a inanacağız. Çünkü o Başbakan” diyecektik ki.. Dünkü grup toplantısında Erdoğan tuttu bu sefer, “Kimsenin içişlerine karışmak gibi bir niyetimiz yok” deyiverdi.. Biz şimdi “hangi Erdoğan’a inanacağız...” şaşırdık kaldık...
Sonra, siz ülkelerin içişlerine karışmıyorsanız o zaman niye “Büyük Orta Doğu Projesi’nin Eş Başkanlığı”nı yapıyorsunuz. Bu proje, aralarında Suriye ve Türkiye’nin de bulunduğu 30’a yakın İslâm ülkesinin rejimlerini değiştirmek, yani içişlerine doğrudan karışmak için servis edilmiş, İsrail-ABD yapımı bir proje değil mi? Hatırlayınız Erdoğan kaç defa Beşşar Esad’a, “sonun geldi” dedi. Esad muhalifleri Türkiye’de organize olmu-
yorlar mı? Sınırı geçip rejimi yıkmak için silah kullanmıyorlar mı? Suriye’nin rejiminden yani içişlerinden, Libya’nın rejiminden yani içişlerinden, Mısır’ın rejiminden yani içişlerinden Türkiye’ye ne?
Neymiş efendim Libya, Mısır ve Suriye halklarının da Türk halkı gibi insan hakları ve demokrasi hakkı imiş? O zaman adama sorarlar, Ürdün halkının demokrasi hakkı değil mi? Suudi Arabistan halkının demokrasi hakkı değil mi? Irak’ın kuzeyinde demokrasi mi var? Irak’ta demokrasi mi var? ABD ve diğer Batı ülkeleri bu ülkelerde insan hakları ve demokrasi için niye parmaklarını kıpırdatmıyor? Madem onlar kıpırdatmıyor, insan hakları ve demokrasi için Suriye’ye musallat olduğunu söyleyen Ankara niye müttefiklerini ikaz etmiyor? İnsan, hele bir devlet adamı bir şey söylediği zaman, o şeyin altı ile üstü tutarlı olmalı. Tamam, size inanıyoruz, teknolojinize güveniyoruz, Türk keşif uçağını Suriye’nin füzesi, üstelik uluslararası sularda düşürdü. Uçaksavarla vurduk, vurduğumuz uçağın kuyruğunu da Türkiye’ye verdik diyorlar, eminim yalan söylüyorlar. İnsan Türkiye’ye verdiğini iddia ettiği kuyruğun hiç olmazsa bir fotoğrafını servis etmez mi?
Bütün bunlara itirazımız yok... O uçak niye oradaydı da demiyoruz... Bizim söylediğimiz, Suriye füzesinden önce, uçağımızı vuran füzenin, Ankara’nın yanlış politikaları olduğudur... Maşalaşmaktır. Koçbaşılaşmaktır. Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanlığı’dır. Sayın Erdoğan, bu tür eleştiri yapanları elinden gelse bir kaşık suda boğacak. Tarihten örnek veriyor. Haçlılara karşı savaşan ve Kudüs’ü Haçlılardan kurtaran Selahaddin Eyyubi’yi örnek gösteriyor. İnsan gerçekten hayret ediyor. Beyefendi, o rahmetliler Haçlılara karşı savaştılar. Siz şimdi Haçlılarla birlikte Suriye’ye karşı değil misiniz?
Hem siz NATO’yu Suriye için niye devreye sokuyorsunuz? Suriye’den Türkiye’ye ateş açıldığı, birkaç vatandaşımız yaralandığı için mi? Suriye’nin Türk keşif uçağını düşürdüğü için mi? İyi de kardeşim, Irak’ın Kuzeyi Barzani bölgesinden 300’erlik, 500’erlik silahlı gruplar Türkiye’ye saldırıp karakolları basmıyorlar mı? Sivil, asker, çocuk, kadın demeden bölgeyi yıllardır kan gölüne çevirmiyorlar mı? Peki, burada niye NATO’yu devreye sokma girişiminde bulunmuyorsunuz? Bu tutarsız haliniz bile gösteriyor ki, NATO’ya başvurma fiiliniz bile birilerinin iznine bağlı! Demek ki Eş Başkanlık burada sökmüyor. NATO ve BOP’un efendileri, Barzani için bölgede bir devlet uygun görmüşlerse ve Irak için mevcut hali tercih etmişlerse, size sadece onaylamak düşüyor. NATO üyesi Suriye için istediğinizi Irak’ın kuzeyi için istemek haddi aşmak oluyor ve NATO ve BOP’un efendileri adama haddini aştırmıyorlar...
Bağımsız politika izlemezseniz...
Ekonomik olarak göbeğinizden efendilere bağlı olursanız...
Başka da yapacağınız bir şey yoktur zaten...
Ve yazımızı bir notla bitirelim: Sayın Erdoğan, “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözünü Hz. Ali(r.a)’ye mal etti.
İşin aslı, o söz Hz. Ali Efendimize ait değildir. Bir “kelamı kibar”dır.