Erdoğan, Yıldırım'ın ABD temaslarından memnun kalmadı!..

Çok çok özel toplantılar İstanbul'a kayınca Ankara'dan haberleri toplamamız biraz gecikmeye sebep olabiliyor...

AKP Genel Başkanı R. Erdoğan, Başbakan ABD'de park gezintisinden döndükten sonra Rusya gitmeden önce o çok kısa aralıkta Binali Yıldırım ile İstanbul'da iki defa sürpriz bir şekilde görüştü. Görüşmelerin içeriği -doğal olarak- çok merak edildi. TBMM Başkanlığı adaylığı, yenilecek grup vitrini, Rusya'ya gitmeden önce son bir görüş alışverişi vs. gibi gündem başlıkları sıralandı. Sarayın yönetim şeklini iyi tanıyanlar bunların dolgu malzemesi olduğunu çok iyi bilirler. Erdoğan, neye karar verdiyse bir telefon talimatı ile Binali Yıldırım'ı bilgilendirebilirdi. Hiç de sorun olmazdı. Erdoğan'ın neden Binali Yıldırım'ı iki defa huzura çağırdığına saray kaynaklarından ulaştım:

Erdoğan, Binali Yıldırım'a çok ama çok öfkelenmiş...

Neden?..

Hatırlayalım; Başbakan Binali Yıldırım, yola çıkmadan havaalanında, vize krizi hakkında yaptığı ABD'nin "Türk hükümetinin ABD çalışanlarını tutuklamayacağına ilişkin güvence verdiği" yönündeki açıklamasına ilişkin olarak, "İki ülke de hukuk devleti, ABD'ye güvence vermedik" demişti. Yıldırım, ABD'ye gitmeden önce temasların tek gayesinin Zarrab dosyası olduğu Ankara'da genel kabuldü. Görüşmelerin sonuca etki etmeyeceği, ABD'nin bir tutum değişikliği içine girmeyeceği beklenendi...

Erdoğan'ın kafasının tası Binali Yıldırım'ın havaalanında yaptığı açıklama sırasında atmış. Başbakan'ın, "iki ülke de hukuk devleti" cümlesindeki ABD'ye hukuk devleti sıfatını vermesine çok içerlemiş. Yıldırım döndüğünde de huzura çağırarak öfkesini en sert sözlerle yüzüne karşı aktarmış. O kadar çok kızmış ki Erdoğan Yıldırım'a, birinci görüşme kesmemiş, ikinci görüşme de aynı konu mevzubahis olmuş. Saray kaynaklarıma, Erdoğan'ın fırçasının mahiyetini sordum. Söylemediler. "Binali Yıldırım'ın ABD gezisinden netice alamadığımızın ötesinde Erdoğan'ın Zarrab konusunda söylem politikasını da bozdu" demekle yetindiler.

***

Sütten dili yanan yoğurdu üfleyerek yermiş misali... Binali Yıldırım, MHP Genel Başkanı Doktor Devlet Bahçeli'nin bu haftaki grup toplantısında seçim barajı indirilsin talebinde yaptığı yeni çıkışa hiç değinmedi. Geçen Salı, "yüzde 10 çok ağır" diyen Bahçeli'nin hamlesini, ittifaklara zemin hazırlama çabası olarak değerlendirip, "Bahçeli, ikinci yarının başlama vuruşunu yaptı" demiştik. Doktor Devlet Bahçeli, bu haftaki grup toplantısında, "AKP ile aynı saftayız","yan yanayız" diyerek işin rengini ve niyetini iyice belli etti.

MHP kaynakları, grup toplantısından önce kulislere "Bahçeli yüzde 10 barajının düşürülmesini istiyor. Siyasi partiler Kanunu'nda başka değişiklik yapılmasını istemiyor. Daraltılmış bölge istemiyor" diye fısıltılar yaydı. Bu haftaki malum konuşmasının bütününe ve saray ile yürütüle gelen arka kapı diplomasisine baktığımızda Bahçeli'nin pazarlık şansı olmadığı ortada. Ne verirlerse kabul etmek zorunda.

Saray cephesine bakalım:

İktidar, seçimler konusunda yeni kriterler arifesinde... Erdoğan,aile fertleri ve yakın çevresi ile Rusya'ya gitmeden önce yaptığı en son toplantıda, genel seçim anketlerini bir kez daha masaya yatırdı. Partisinin yüzde 41'a aşamadığını bir kere daha gördü. Kurmaylarına, "Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda tereddüdümüz yok ama erken seçimi anketlerde yüzde 45'i görürsek tekrar değerlendirelim" dedi. Saray kaynakları son durumu, "şu anda erken seçimi gündeme almıyoruz. Ama bu gündemden tamamen de kalkmış demek değil" diye ifade etti.

İktidar, yerel seçimlerde seçmenden dayak yememek, milletvekili genel seçimlerde de parlamentoda güçlü çoğunluğu yakalamak için uyum yasalarını kendi menfaatlerine uydurma çalışmalarını sürdürüyor. Eski yazdıklarımıza ek olarak, 30 Büyükşehir dışında kalan tüm illerin Bütünşehir statüsüne alınması, il sayısını arttırılması, 82,83,84... gibi.

Tüm bunların sonucunda AKP anketlerde yüzde 45'i bulur mu?.. Atatürkçülük gömleği işe yarar mı?..

Ben, Kasım ayı sonunda ABD'den esecek Zarrab fırtınasının beklenmesinden yanayım. Kulislerde, Zarrab'ın itirafnamesinden olduğu iddia edilen pasajlar dolaşıyor. Ülkem, millettim ve devletim adına çok can sıkıcı!.. Şüyuu vukuundan beter cinsinden. Doktor Devlet Bahçeli'nin "aynı safta duracağız" açıklamasına bir de buradan bakmak lazım.

Koltukların bekası mı devletin bekası mı?..

İşte bütün mesele burada!..

Yoksa koltukların kardeşliği mi?..

Yazarın Diğer Yazıları