Erdoğan, WikiLeaks sahibiyle arkadaş mı?

300 bin ABD gizli belgesinden her gün bir bölümünü açıklayacak olan Wikileaks, Beyaz Saray ve Pentagon’da oturanların yüreğini ağzına getirir ve diğer dünya liderlerinin paçasını tutuştururken Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan niçin hiçbir Başbakan, Bakan, Cumhurbaşkanı, Kral ve Şeyh’in söylemediği bir sözü söyledi?
Evet, niçin sadece Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan Wikilieaks için, “Ciddiyeti tartışılır” dedi, düşündünüz mü? Böyle bir söz söylenecekse onu söyleyecek kişinin kirli çamaşırları ortaya çıkacak olan ABD’li yöneticiler olması gerekmez miydi? ABD’lilerin “ciddi” bulduğu ciddi buldukları için de, açıklayacakları şeylerden korktukları, susturmak için koskoca ABD’nin bütün imkânlarını kullandıkları, sitesini çökerttikleri, şu anda bir Avrupa ülkesinde, nükleer bir saldırı karşısında halkın sığınacağı sığınaklardan birine sığınmak zorunda kalmış Wikileaks için Amerikalıların yapmadığını niye Erdoğan yaptı, “Ciddiyeti tartışılır” dedi?
Sayın Erdoğan’ın Wikilekas’in kurucusu Julian Assange’yle arkadaşlığı mı var? Yani Erdoğan onu tanıyor olabilir mi? Zannetmiyoruz. Erdoğan Wikileaks’in zor duruma düşürdüğü ABD’li diplomatların avukatlığına da soyunmayacağına göre Wikileaks’i ciddiyetsizlikle itham etmesi için geriye bir tek sebep kalıyor. O sebep de başta Erdoğan olmak üzere pek çok AKP’linin şahsi, AKP’nin de kurumsal olarak yüreğini ağzına getirmiş olması ihtimalidir. Wilkilieaks’ın 300 bin belgesinin ağırlık merkezi Hürriyet’in de manşetten verdiği gibi Türkiye ile ilgili. Bırakın 300 bini, bunun 50 bini, 50 binini de geçtik 20 bini Türkiye ile ilgili olduğunu varsayalım. Bugüne kadar yayınlanan belgelerin dilinden anlıyoruz ki ABD’li diplomatlar “fazla pervasız” ve “oldukça detaycı” üstelik bir hayli “ilgili”ler. Bu “ilgi” bu “detay” merakları ABD’li diplomatların birilerinin PKK ile göbek bağlarını, rüşveti, kara para ve eroin ticaretini, başka devletler adına çalışmayı öğrenmelerine sebep oldu ise ve bu öğrenilenler “pervasız bir şekilde” kayda geçti, bu kayıtlar da Wikileaks’a ulaştı ise... Elbette önceden “tedbir olsun” diye “Bu adamın ciddiyeti tartışılır” denilmesi icap eder. Hatta iktidar için sıkıntı yaratacak hiçbir şey yoktur ihtimalini de göz önünde bulundurmak için “Bekleyelim, görelim” politikasını da “rezerv olarak tutmak” bile gerekebilir. Nitekim Sayın Başbakan bu ihtimali de göz önünde bulundurmuş, “Hele bir eteklerindeki taşı döksün” deyivermiştir.
Velhasıl dostlar...
Wilkileaks’ın açıklayacağı belgelerde ABD’nin PKK’ya yardım ettiğinin belgelenmesi yahut Türk devlet ve hükümet adamları için kötü şeyler söylemeleri Türk kamuoyu için asla “şaşırtıcı” ve “şok” etkisi yapmaz. Yapmaz çünkü bu halk Wikileaks’ten önce Amerika’nın böyle olduğunu zaten biliyor. Hatta özel konuşmalarında Batılıların yani Haçlı ve Siyonistlerin Türk devlet ve hükümet adamlarına, İslâm dinine ve bütün Türklere nasıl küfürler ettiklerini de biliyor bu halk. Wikileaks’ın yayınlayacağı belgelerde Türk insanını “şaşırtacak” olan ve Türkiye’yi “şoka sokacak” bir şey varsa, o da, Türkiye’yi yönetenlerin Türkiye’ye, ellerindeki devlet gücü ile vurdukları hançerlerin teşhiri olacaktır. İnşallah böyle bir şey yoktur ve inşallah Sayın Başbakan böyle bir endişe ile hiçbir Batalı devlet ve hükümet yetkilisinin, hatta hiçbir batılı gazetecinin söylemediği o sözü söylemiş, “Bu adamın ciddiyeti tartışılır” dememiştir.
Zaten önemli olan Wikileaks’ın ciddiyeti değil, Wikileaks’ın yayınladığı ve yayınlayacağı belgelerin ciddiyetidir. Ve o belgelerin ciddi olduğu ABD’yi yönetenlerin içine düştükleri panik ile çoktan açığa çıkmıştır.
Bu köşeden bakınca önümüzdeki günlerin Türkiye’sinde gördüğümüz, Wikileaks’ın Türkiye ile ilgili belgeler yayınlayacağı, Türkiye’de bir kesimin bu belgeler yayınlandıkça, “Hesap ver” diye tutturacağı, bir kesim de, “Ergenekoncular Wikileaks’a sarıldı” diye köşe yazıları ve manşetler döşeneceğidir.

Yazarın Diğer Yazıları