Erdoğan uçağı acil istedi!..

“Anayasa Mahkemesi değilim” dedi Budapeşte sırtlarından.
İnternet ve HSYK yasalarında Çankaya Köşkü’nden veto bekleyenleri hüsrana uğrattı. Tarafsız Cumhurbaşkanı beklentilerindeki saflıklarını değiştirmeyenlere bir kez daha gösterdi hedefini. Yanıltmadı, kendini yakından tanıyanları Abdullah Gül. Sürdürdüğü ince siyaset gereği noterlik gerekçesi için de “Geleneğimiz bu şekildedir. Benden önceki sayın Cumhurbaşkanları da (lehinde ve aleyhinde tartışmalar olan yasalar konusunda Anayasa Mahkemesi karar verir) diyorlar” demez mi?..
Öyle olmadığına dair birçok örnekten, aklıma, 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın veto ettiği 27.2.1991 tarihli, “Hakimler ve Savcılar Yasası ile Avukatlık Yasasında değişiklik yapan” yasa geldi. Adeta kıyamet kopmuştu Türkiye’de. Uzatmayacağım!.. Hakim ve savcıların disiplin cezalarının affedilmesi ile meslekten çıkarılanların avukatlık yapmasını düzenleyen yasanın o günkü tartışmalarına ve Özal’ın veto gerekçelerine arşivlerden bakmanızı öneririm. Abdullah Gül de Recep Erdoğan gibi millete balık hafızalı muamelesi yapmakta hiçbir sakınca görmüyor.
Abdullah Gül’ün tavrını, AKP kurucularından eski Devlet Bakanı Ertuğrul Yalçınbayır’a sorduk. “Cumhurbaşkanının tavrı” üzerinde yorum yapmak istemedi Yalçınbayır ama “Ben Cumhurbaşkanının bu konuda eskiye göre daha titiz davranacağını sanıyorum” diye anlamlı bir gönderme yaptı. Sonra da ekledi:
“Hükümetin bu çalışmaları genelde 17 Aralık ve 25 Aralık olayları ile ilgili. O zaman o olaylarla ilgili özel bir süreç var, özel bir değerlendirme var. Kanunlar da özel nitelikli çıkmaz, genel çıkar. Bu yolsuzluk ve rüşvet özel bir olay, genel olaylar içinde değerlendirilmez. Sadece kendilerine, yakınlarına geldi diye bir düzenleme yaparsanız bu kanunlara yapılması ile ilgili, genel, objektif ve soyut düzenleme olmaktan çıkar somut ve olaya ait bir düzenleme olur. Ayrıca hükümetin, AKP’nin bu konu ile ilgili 17 Aralık’a kadar herhangi bir düzenleme yapacağını gördünüz, duydunuz, okudunuz mu? Metinler ortada. Alın 10. Kalkınma Planı’na bakın, hükümet programına bakın, diğer planlarına bakın. AB İlerleme Raporları’na bakın, yargının kalitesinin yükseltilmesi ile ilgili çalışmalara, yargı reformu paketine bakın, yargı reformu strateji planına bakın. Ayrıca HSYK’nın AB ile işbirliği içinde çıkardığı 17 tane genelge var. Onlar Türkiye’nin AB yolundaki taahhütlerinin sonucudur. Onlarla karşılaştırılıp, beraber çalışılıp Kasım 2011’de çıkarılan yönetmelikler. Bunların hepsi yok olacak. Adalet Bakanı’na bağlı bir sistem olacak. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bu tür düzenlemeler boşuna düzenlemelerdir. Siz neyi yaparsanız yapın bu ülkenin önünde bir rüşvet vardır, yolsuzluk vardır. Bunu önleme ile ilgili ulusal programınızı alın işletin. 2010-2014 arasında rüşvet ve yolsuzluk ile ilgili ulusal strateji planını biz Avrupa’ya da verdik. Peki, neler yapıyoruz?.. Bu yapılanlar açıkça anayasaya aykırıdır. Anayasanın 2. maddesine aykırıdır. Hukuk devleti olmaya aykırıdır.”

***

AKP kulislerinde, Abdullah Gül’ün Budapeşte’den gönderdiği sinyaller ile paralel yapı eleştirileri ayrı bir mutluluk yarattı. Ortada gezinip yön tayin etmekte zorlananlar şimdilik derin bir “oh” çekti. Budapeşte duyurusundan sonra iktidar kulislerinde aldığımız haberi aktarayım. Fotoğrafı daha net görmenize yardımcı olabilir!.
Recep Erdoğan’ın VIP uçak filosuna dahil ettiği, Airbus’tan satın alınan A330 tipi uçağı hatırlarsınız. Kimilerine göre 120, kimilerine göre 400 milyon dolar maliyeti bulacak lüks uçak, iç düzeni Erdoğan’ın öneri ve istekleri doğrultusunda tasarlanmak üzere ABD’ye gönderilmişti. Başbakan’ın içinde yatak odası ve banyo da istediği 2012’de ABD’ye gönderilen “çalışma” uçağının 2014 Şubat’ta teslim alınması planlanıyordu. Olmadı!.. “Biraz daha gecikecek” dediler Erdoğan’a..
Ol(a)mayan bir iş daha var Ankara’da. AOÇ arazisi üzerine inşa edilen “Beyaz Saray modeli” yeni Başbakanlık binası. Recep Erdoğan’a “Mayıs 2013’te içine oturursun sözü verilmişti” . Mahçup oldu ilgili yetkililer!.. İnşaatın biraz daha süreceğini bildirdiler. Erdoğan, ortaya çıkan yeni kriz(!) gündemi yüzünden ilgili yetkilileri olağanüstü topladı. Kem-küm, gak-guk edenleri bir güzel haşladıktan sonra kesin talimatını verdi;
“Yeni Başbakanlığı en geç Haziran ayı (Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce-aht-) içinde ne yapıp edin bitirin. Uçağı da yine en geç Haziran ayı içinde istiyorum. Ne yapıp edip teslim alın.”
Netekim!..
Siyasetin paralel yapı taşları çok kayganlaştı çook!..

Yazarın Diğer Yazıları