Erdoğan muhaliflerine kapıyı gösterdi...

Gerçek karakterine göre hareket etti.
Geri vitesine takmadı.
Yumuşakları hayal kırıklığına uğrattı.
Daha da ileri gitti.
 “Alçaklar” diye hakaret dozajını artırdı.
“Anladığınız dilden konuşurum”,  “ümüğünüzü sıkarım”  diyerek tehdit tonunu en üst perdeye çıkardı.
Ne oldu Abdullah Gül-Bülent Arınç ittifakına?
Hani, Abdullah Gül krize el koymuştu!..
Ne oldu “Hükümet özür diledi” edebiyatı yapanlara?
Demek ki Bülent Arınç’ın ses tonunun yumuşatması ile olmuyormuş bu işler!..
“Muhteşem”in tehditleri sadece meydanlarda toplanan AKP iktidarı karşıtları için savurduğunu sanıyorsanız;
Aldanıyorsunuz!..
Hafta sonu, AKP-MKYK İstanbul’da toplandı. Alınan kararların bazıları yandaş medyaya dikte ettirildi. Malum köşe yazarlarına Tayyip Erdoğan’ın  “dik duruşu”,  “durmak yok yola devam” ı yazdırıldı. Bazı ince ayrıntılar ise bilinçli  gözden kaçırıldı.
“Muhteşem” Kuzey Afrika’dayken kulislere bazı AKP milletvekillerinin istifa edeceği yönünde haberler yayılmıştı. Bu isimler Başbakan’a anında iletildi.  “Muhteşem” İstanbul’daki MKYK’da öyle bir konuşma yaptı ki beğenmeyene kapıyı gösterdi.  “Muhteşem” yurt dışındayken cart-curt edip “yumuşama” isteyenlerin sesi bile çıkamadı.Yarım ağız ile istifayı ima edenler buhar oldu.
Bir gözü, bir kulağı Çankaya Köşkü’nde olan AKP’liler fal açmaya başladı. AKP büyüklerinden kim, kimin yanına geçip yer değiştirdiğine  dair tahminler yapılıp, istikamet belirlenmeye çalışılıyor.
Çankaya Köşkü’nden ise son durum ile ilgili tık yok.
AKP zihniyeti hep kazananın yanında olmayı gerektirir.
“Beyefendiye” ulaşamayan AKP’liler Köşk danışmanlarını ve bürokratlarını arıyorlar. Aldıkları,  “Beyefendi ile Başbakan’ın arası gayet iyi, sorun yok”  cevabı karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar.
 “Muhteşem” ne yapacağını çok iyi biliyor. Açıktan sergilediği  “başörtülülere saldırdılar”, “Camide içki içtiler”  türünden  kışkırtıcı söylemlerin yanı sıra kendi tabanına fısıltı gazetesi ile şunları yayıyor;
“Doğuş Grubu, Yusufeli barajı için yurt dışından kredi buldu. Hazine garantisi istedi, vermedik. Onun için karşımıza dikildiler.”
“Faiz lobisi bankaların yemini kesmek için ilk icraatımız emekli maaşlarının bu bankalardan ödenmesini bitirmek olacak.”
Daha önce de yazmıştım; Faiz lobisi kavgası bana hiç inandırıcı gelmiyor. Bunların aynı lobiyle 2002 yılından itibaren nasıl kol kola girip de halkı manipüle etmek için kayıkçı kavgası yaptıklarına en yakın şahit olanlardan biriyim. O günlerde  “Muhteşem” elinde liste Aydın Doğan’ın Vakıfbank’tan aldığı kredilerin hesabını soracağını millete anlatırdı.
Dünden bugüne ne oldu?..
Beğenin beğenmeyin  “Muhteşem”ne yaptığını çok iyi biliyor.
Asıl sorun; ne yapacağını bilemeyip rüzgara göre sağa sola savrulanlar ile gölgesinden korkanlarda!..

 

Beyaz şov!..

 

 “Muhteşem” in Ankara’ya dönüşü muhteşem oldu!..
“Yiğidi öldür de hakkın yeme”  derler ya..
Öyle yapalım;
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek büyük(!) organizatör olduğunu bir kez daha gösterdi..
Her canlı yayın yapan tivi kanalına göre Ankara Esenboğa havaalanının şehre uzaklığı (km. olarak) değişik yansıdı ama olsun!..
Kalabalığı görünce küçük dilinizi yutmuş olmalısınız..
Twitter’dan kafasını kaldırmayan Melih Gökçek gerçekten çok çalıştı!..
Varoşlardan otobüs ve servislerle toplanan vatandaşlara 20 liradan 100 liraya varan katılım payları dağıtıldı.
Belediye ve tüm taşeronlarda çalışan personele “düğün ve cenaze dışında”  karşılamaya katılım mecburiyeti getirildi.
Ankara’da faaliyet gösteren birçok servis firmasına gönüllü taşıma zorunluluğu getirildi.
Taksi duraklarını gezen Melih Gökçek’in elçileri tarafından taksici esnafı  “duraklarının dağılmaması”  için ikna edildi.
Karşılamaya giden taksi ve servis esnafına benzin fişleri dağıtıldı.
Kırıkkale, Çankırı ve Çorum’dan getirilen vatandaşlar da katılım paylarından nasibini aldı.
Belediye şirketlerinden iş ve ihale alanlara  “yedikleri ekmeğe ihanet etmemeleri”  ve  “ederlerse nasıl çarpılacakları” yönünde vaaz edildi.
Bu arada küçücük(!) bir hata tezgahı gözler önüne serdi.
Melih Gökçek’in Oğlu Osman Gökçek’in üstüne gibi gözüken Beyaz tivinin canlı yayını sırasında muhabir karşılama kalabalığındaki başörtülü teyzeye görüşünü sordu. O da demez mi, “Kılıçdaroğlu’nun arkasındayız” diye.
Çanak çömlek patladı!..
Aklıma çok takılıyor;
“Muhteşem” faiz lobisi ve medyasından şikayet ediyor.
Peki şu sorular neden sorulmuyor;
Melih Gökçek’in gencecik oğlu hangi iş yaşamında kazandığı parayla milyon dolarlık Beyaz tivi yi kurdu?.. Değirmenin suyu nereden geldi-nereden de gelmeye devam ediyor?..
Günde bin dolarlar yiyen bir tivi kanalı hangi kaynaklarla ayakta durur?
Ya! Kanal A, Kanal 7, Kanal 24, Ülke TV..
Maliye ne iş yapar?..
Bu kanalların defterleri ve sahipleri  hep inceleme dışı mı?..
Bu neyin ve kimin lobisi?..

 

Devlet Mahallesi

 

Biz Angaralılar, “Devlet Mahallesi”  deriz;  “Namık Kemal”  (Saraçoğlu Evleri) Mahallesi’ne.. Cumhuriyetin ilk toplu konut projelerindendir. Başkentin merkezinde çok güzel bir yerdir.
AKP iktidarı AOÇ talanı ile eşzamanlı Devlet Mahallesine de operasyon başlattı.  “Önce SİT alanı yıkmayacağız. Restore edeceğiz”  dediler sonra bölgeyi Bakanlar Kurulu kararı ile SİT alanı kapsamından çıkarıp  “afet-riskli bölge”  yaptılar. Kulağımıza, Devlet Mahallesi’nde huzursuzluğun had safhaya yükseldiğine dair haberler geliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı evleri boşaltmamakta direnen sakinlere yeni bir tebligat gönderip 30 gün süre vermiş. Mahkemeye gidenlerin ise aranıp  “siz Balyozcu musunuz, Ergenekoncu musunuz?” diye tehdit edildiği iddia ediliyor.
Devlet Mahallesi sakinleri, evlerin yıkılıp daha sonra da AKP iktidarının AVM’lerine bir yenisinin daha ekleneceği görüşünde. Büyük mamayı kapacak iş adamlarının şimdiden belirlendiğini iddia edenler bile var.
Kuğulu Park’ta dans edenlere duyurulur..

Yazarın Diğer Yazıları