Erdoğan ile Bahçeli arasındaki mutabakatın yeni maddesi...
MİT, KHK ile Cumhurbaşkanlığına bağlandıktan sonra düğmeye basıldı.
Geçen yıl MİT'te yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında 87 personel memuriyetten çıkarılmıştı. İhraç edilen 87 kişinin 52'si hakkındaki sorgulama sonuçları ve delillerden oluşan dosyalar savcılığa gönderilerek bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmuştu.
Önceki gün sızan haberlere göre, FETÖ soruşturmaları kapsamında 45 eski MİT personeli ile bunlarla irtibatları olduğu iddia edilen örgütün mahrem yapılanmasına dahil 18 kripto imam hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.
Gözaltı kararı kapsamında, MİT mensupları ve emniyet birimlerince, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında MİT'te FETÖ ile ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle kamu görevinden ihraç edilen ve haklarında suç duyurusunda bulunulan eski personel ile bunlarla örgütsel ilişkileri olduğu öne sürülen kripto imamların yakalanması için 21 ilde operasyon başlatıldı. Gözaltına almaların devam ettiği söyleniyor.
Bir zamanların şen ortaklığın hatırına devletin en stratejik ve güzide kurumların bir hain yapıya teslim edilmesinin acı bedellerini ödüyoruz. MİT'in Cumhurbaşkanlığına bağlanması ile gerçek manada bir temizlik yapılabilecek mi?.. Umarım, olur... Bağlanma kararnamesi öncesinde saray, MİT'in Yenimahalle yerleşkesine fiili olarak yerleşmişti. Erdoğan'ın özel seçip görevlendirdiği isimler kadro operasyonları dahil olmak üzere birçok operasyonu yönetiyordu. Bakmayın Müsteşar Hakan Fidan'ın, hemen hemen her gezide saray uçağında olmasına!.. Erdoğan, Fidan'ı pasifize ederek o makamın başında tutuyor. Son gözaltı operasyonlarının daha da genişleyeceği konuşuluyor MİT koridorlarında. Yurt dışı da dahil edilerek. Ancak sınır ötesi operasyonlardan sonuç elde edilmesi sanıldığı gibi kolay olamayacak. Biraz kurcaladığımda ilginç bir bilgiye ulaştım. MİT kaynaklarının söylediklerine göre, 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından, kurumun Pakistan görevlisi örtülü ödenekten kendisine emanet edilen 300 bin dolar civarında bir para ile İngiltere'ye kaçıp yerleşmiş. İade edilmesi mümkün mü?. Şu ana kadar sonuç alınamamış. Anlayacağınız, sıkıntı tek Almanya ile sınırlı değil.
Başkentte, MİT içindeki operasyonlar hiç gündemden düşmüyor. Tabii bu arada alışılmış soru hemen tekrarlanıyor; "MİT Müsteşarı Hakan Fidan görevden alınacak mı?" Saray kaynakları, net cevap vermekten itina ile kaçıyor. Şu kadarını söylemekle yetiniyorlar, "Kasım ve Aralık ayı içinde kopacak gümbürtüye hazır olun." Bu arada MİT İstanbul bölge başkanının "pasif kaldığı" gerekçesiyle görevinden alınacağı iddia ediliyor.
MİT faslına kısa bir ara verip, güvenlik bürokrasisinin diğer bir kanadına geçelim; İçişleri Bakanlığı'na... İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun eski Bakan Efkan Ala ekibini temizlemek için yoğun bir çaba sarf ettiği konuşuluyor. Sarayın memnun olmadığı isimler arasında Emniyet Genel Müdürü ile İstanbul Emniyet Müdürü de sayılıyor. Ankara'nın derin kulisleri her gün "bürokraside önemli değişiklikler" iddiaları ile çalkalanıyor.
Turpun büyüğünü en sona sakladım!.. Saraydaki kaynaklardan aldığım bilgiye göre, Erdoğan ile Bahçeli arasında var olan mutabakata yeni bir madde eklenmiş; İstihbaratın yeniden yapılandırılması... İddia edilen yeni mutabakat maddesine göre, Erdoğan MİT'in yeni kadrolaşması ile ilgili mutlaka Devlet Bahçeli'nin görüşünü alıyor ve alacakmış!.. Haydi hayırlısı diyemeyeceğim. Siyaset üstü kalması gereken ve adı Millî İstihbarat Teşkilatı olan bu güzide kurumumuzun, iç siyaset oyunlarına bulaştırılmasının neticelerini geçmişte kötü örnekleriyle yaşamıştık. AKP iktidarının ilk iş başına geldiği günlerde en önemli argümanı "istihbaratın tek elde toplanması" ve "dağınıklığın bitmesi", "iç çekişmelerin giderilmesi"ydi. Fikren ben de bunu desteklemiştim. Söylenenle icraatın bir olmadığı, zaman içinde en somut örnekleriyle ortaya çıktı!.. GES Komutanlığının MİT'e bağlanmasıyla TSK'nın belinin nasıl kırıldığını acı acı yaşadık. 15 Temmuz'u gördük!.. Yukarıda verdiğim Pakistan olayı da çok şeyi anlatmaya yetmiyor mu?.. Hata üzerine hata... Hata üzerine hata... Lütfen, biri çıkıp mantıklı bir izahat yapsın; MİT yeniden yapılandırılıp kadrolaşırken, Devlet Bahçeli'ye neden danışılır veya danışma ihtiyacı olur?.. MİT, neden siyasi pazarlıkların bir parçası haline gelir?..
Devlet Bahçeli, saray kaynaklarının bu iddiasını en kısa süre içinde yalanlar ve "çekin elinizi MİT'ten" derse en çok ben sevineceğim...