Erdoğan, gözümüzün içine baka baka!
Başbakan Erdoğan yılın ilk “Ulusa Sesleniş” konuşmasını yaptı ve “73 milyonun hükümetiyiz” dedi. Daha neler neler dedi!.. Dilin kemiği yok.
Peki, AKP hükümetinin yönetimindeki Türkiye gerçekten sayın Erdoğan’ın dediği gibi bir Türkiye mi? Doğru fikir sahibi olabilmek için devletin kurumlarına bakmak herhalde önemli olmalıdır. Geliniz biz de öyle yapalım, devletin kurumlarından birine, hatta doğrudan AKP’nin yönetiminde olmayan, hukuken “Özerk” olan bir kuruma, meselâ TRT’ye bakalım!
Tarım Bakanlığı gibi, Maliye ve Orman Bakanlığı gibi başında bir AKP’linin bulunmadığı hukuken “hür” olması gereken TRT’de bütün gazeteler okunur, Yeniçağ gazetesi okunmaz? Niye? Niye olacak, Yeniçağ AKP iktidarına muhaliftir, Yeniçağ’ın manşetleri AKP’lileri rahatsız eder, Yeniçağ yazarlarının yorumları hükümetin icraatlarını eleştirir de ondan. Hani AKP hükümeti Türkiye’nin tamamının hükümeti idi?
Şu birkaç gündür TRT’nin “yanlılığı” o kadar açığa çıktı ki, inkârı hiç mümkün değil. Mesaj TV’de yayınlanan “Eko Analiz” programında izleyiciler arasında bulunan bir kişi, katılımcılara Dinler Arası Diyalog’un tehlikesini anlatan Prof. Dr. Haydar Baş’a, “Hocam Şeytana uydun” diye bağırıp çağırmaya başlayınca başka izleyicilerin saldırısına uğradı. Sayın Baş, “Bırakın, konuşsun” demesine rağmen tasvip edilmeyen olaylar oldu. TRT, aradan iki gün geçtikten sonra darp edilen şahısla ilgili neredeyse “dizi film” yapmaya başladı. Her akşam TRT ana haber bültenlerinde o sahneler!
Önce, Haydar Baş ve arkadaşlarına ve darp edilen şahsa geçmiş olsun diyor, TRT’ye soruyorum: Kardeşim bu işte Haydar Baş’ın bir dahli var mı? Yok. Darp edilen de seyirci, darp eden de! Bu bir. İkincisi, aynı Haydar Baş Türk ve dünya kamuoyuna bir “Millî Ekonomi Modeli” sundu. Onlarca uluslararası toplantıda bu modeli yüzlerce yerli ve yabancı Prof, Doç. titrli ekonomistler tartıştı. Pek çok ülkede parça parça uygulanmaya geçildi, Türkiye’den de pek çok parti aynı modelin bazı bölümlerini parti programlarına dâhil ettiler, seçim beyannamelerine aldılar. TRT olarak bu konularda bir tek haber yaptınız mı? Yapmadınız!
Belki, “Bizim için haber, kötü haberdir” diyebilirsiniz. Tamam, ona da varız. Sayın Erdoğan 2009 Ekim’inde Aydın’da seçim otobüsü içersinde halkı selamlarken Gazipaşa İlköğretim Okulu öğrencisi M.S.Ö otobüse doğru ailesinin yaşadığı maddi sıkıntıları hatırlayarak, “Allah cezanızı verecek” şeklinde bir laf attı. Sonra neler oldu ilkokul öğrencisi M.S.Ö’den dinleyelim:
“Korumaları beni tartaklayarak seçim otobüsüne bindirdiler. Birinci basamağı çıktım. Başbakan Erdoğan sol elini enseme koydu ve sıktı. Ve orada tahribata yol açtı.”
Başbakanın ensesini sıktığını söyleyen ilkokul öğrencisi Aydın Devlet Hastanesi’nden “darp edildiğine dair rapor” aldı. Raporda, “5 santimetre uzunluğunda, 2 milim derinliğinde tırnak izleri olduğu” kayda geçirildi. Yanılmıyorsam mesele mahkemeye de intikal etti. Haydar Baş’ı dinleyenlerin sebep olduğu bir olay suçlu bizzat Haydar Başmış gibi TRT’de üç gün arka arkaya haber yapılıyor da...Bizzat sayın Erdoğan’ın hem de bir ilkokul öğrencisine gerçekleştirdiği iddia edilen bir yaralama hadisesi hadi üç gün değil, hadi ana haber bülteninde de değil, ara haberlerde bir kez olsun niye gündeme getirilmedi?
Onu da geçelim...
Neredeyse bütün yandaş gazetecilerin kimsenin izlemediği programlarla bir şekilde ekmek yediği TRT’de, bütün Türkiye’nin kendisinden çok şey öğrendiği, reyting rekorları kıran, meslektaşlarımızın da gazetecilik dersi aldığı Banu Avar’ın “Sınırlar Arasında” sı niye yayından kaldırıldı?
“Özerk” TRT’si bu halde olan bir Türkiye’de sayın Erdoğan’ın,“73 milyonun hükümetiyiz” iddiaları gözümüzün içine baka baka bizimle dalga geçmek değildir de nedir?