Erdoğan Fatiha’yı biliyor mu?
Biliyorum, yazımızın başlığı pek çok kişiyi çıldırtacak. Amma, yazmak zorundayız. Çünkü bu kadar da olmaz, olmamalı.. MHP Lideri Devlet Bahçeli, Erdoğan’a, “Milliyetçi-ülkücü hareket mensuplarının Fatiha Suresini bilmemekle suçladın, bu sözlerini düzelt ve özür dile” çağrısında bulunuyor. Eğer bir ülkenin Başbakanı neredeyse Avrupa’daki bazı ülkelerin nüfusu kadar oy almış Müslümanlar için, “Fatiha’yı bilmiyorlar” genellemesi yapabiliyorsa o zaman “özür” yetmez; “helâllik” ve “tövbe” de gerekir.
Tam bu noktada, sizler de bize, “İmam Hatip Lisesi mezunu, beş vakit namazını kılan bir insan için, ’Erdoğan Fatiha’yı biliyor mu’demek ‘özür’ ve ‘helâllik’gerektirmez mi” sorusunu tevcih edebilirsiniz.
Haklısınız...
İsterseniz biz önce meram ve muradımızı aktaralım, sizler okuyun ve kararı ondan sonra verin. Gerekirse biz özür de diler, tövbe de ederiz.
Hani, “bilmek var-bilmek var” derler ya, biz Erdoğan’ın Fatiha Suresi ile kurduğu ilişkiye işte bu açıdan bakıyoruz. Çünkü bu ilişki “göz önünde” bir ilişki.
Biz Müslümanlar her gün en az 40 defa Fatiha suresini yani Yüce Allah’a, günde en az 40 defa, “İhdinassirâte’l-müstakîm. Sıratellezîne en’amte aleyhim, ğayri’l-mağdûbi aleyhim veleddâllîn” niyazında bulunuruz.
Yani...
Yani efendim, “Allahım bizi dosdoğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların ve sapıkların yoluna değil” diye yalvarırız.
Müfessirlerin neredeyse tamamı “gazaba uğrayanların” ve “sapıkların” Hıristiyanlar ve Yahudiler olduğunda ittifak etmişlerdir.
Şimdi siz günde beş vakitte kırk defa Müminin miracı namazda bu sözlerle Allah’a dua edip, namazdan çıkar çıkmaz Hıristiyanlar ve Yahudilerin plânı olan Büyük Orta Doğu ve Dinlerarası Diyalog projelerinde en aktif üyelerden biri olarak çalışır, “eş başkanlık” yapmakla gurur duyarsanız, bu, Fatiha Suresi ile kurduğunuz ilişkide sorun var demek değil midir?
Irak’ta Müslümanlara karşı ABD ve diğer Haçlı müttefikleri ile birlikte olacaksın, Afganistan’da Müslümanlara karşı ABD yine onun ve Haçlı müttefikleri ile birlikte olacaksın ve bütün bu birlikteliğin bir yerlerinde İsrail mutlaka bulunacak, yani Allah ne istiyorsa, tersini yapacaksın, sonra evinde, köyünde, tarlasında abdestini almış namazında Fatiha’sını okuyan MHP’ye oy vermiş muhafazakâr Anadolu insanını Fatiha Suresi’ni bilmemekle suçlayacak; yani “kalplerde olanı” bildiğini iddia edeceksin...
Söyleyin Allah aşkına, İtalya Başbakanı Berlisconi’ye, Erdoğan’ın oğlu Bilal’in nikâhında nikâh şahitliliği yaptırmanın âlemi ne?
Berlisconi, tıyneti bilinmeyen bir adam mıydı?
Hakikat dışında bir şey söylediğimizi zannetmiyoruz.
Yine de, bilmeyerek bir hata yaptık ise, tövbe Ey Rabbim.
İyi ve kötü
Önce kötüden başlayalım: Müyesser Yıldız’la ilgili Silivri duyumları. Yüreğimi kanatıyor. Ne zaman okusam kalbim duracakmış gibi oluyor. Sağlık durumunu çok merak ettiğim bir kişi de, Toplumsal Dönüşüm Yayınları’nın kurucusu ve “Şifre Çözüldü-Masonlar’dan Türkiye’ye kanlı hediye: ASALA-PKK” gibi değerli eserlere imza atan Ali Özoğlu. Silivri’de gözleri durmak, yani kör olmak üzereydi. Son durumu ne, çok merak ediyorum.
Kendi derdimize düştüğümüz, çok sık hastane halleri yaşadığımız için pek çok şeyden koptuk.
İyi olana gelince: Kastamonu Belediye Başkanı Sayın Turhan Topçuoğlu’dan, elhamdülillah, haftalardır tutulduğu uyutulma sürecinden uyandırıldığına ve ağız yoluyla beslenmeye başlandığına dair haberler geliyor. Dualarımızı eksik etmeyelim, bütün şifaların sahibi Allah(c.c.) Sayın Başkanımıza ve bütün hastalara merhamet etsin, şifalar versin. Amin.