Erdoğan “Ekmel Bey”i ilk Gül’den duydu...

En merak edilen soruydu;
Çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu’na Başbakan Recep Erdoğan’ın ne tepki vereceği..
Partisinin grup toplantısında es geçti. Aslında önceki gün Ankara’da hava “çıkıp bir güzel çakacak” şeklindeydi. Ters köşe olan gazeteciler, grup çıkışı yakaladılar, her türlü riski göze alarak “Ekmel”i sordular Erdoğan’a ve “milletimiz karar verecek” şeklinde yine tahmin etmedikleri çok kısa cevabı aldılar.
Aslında şaşacak çok şey yoktu!..
“Ekmel Bey” in isminin kesinleştiği Pazartesi günü yakın kurmayları Erdoğan’a koşup özetle; “aman ha sakın yüksek perdeden eleştiri yapmayın. Bundan sonra kampanyamızda sertlik değil ılımlılık olmalı” mahiyetinde telkinlerde bulunmuşlardı. Onları da hayrete düşüren şey “Ekmel Bey” in ismine karşı Erdoğan’ın yüzünde ve tepkilerinde sürpriz ve şaşırdığına dair işaretler olmamasıydı. Kurmay isimler, “ılımlı ol” telkinlerine Erdoğan’ın hiç tepki göstermeden onay vermesi karşısında da çok hayrete düşmüşlerdi.
Recep Erdoğan’ın Salı günkü yumuşaklığı ve ılımlılığıyla birlikte İstanbul’a taşınma hazırlıkları(!) yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e Tekirdağ’da meslektaşlarımız “adaylık” ve “Ekmel Bey”i sordu. Cumhurbaşkanı adayı olmayacağını (kapıları kapalı odada)Recep Erdoğan’ın yüzüne karşı deklare eden Gül’ün “AKP’nin kurucularındanım. Bütün kademelerinde bulundum. Biz kendi aramızda değerlendireceğiz” demesi oldukça manidardı!.. Bu arada Köşk kaynak ve sözcüleri kulislere bir yandan “Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı adaylığı hâlâ bir seçenek” diğer yandan da “2015 genel seçimine yönelik CHP-MHP koalisyonu ve Erdoğan’ın Köşk’e çıkması halinde AKP’nin eriyebileceği, partinin başına kimin geçeceği hâlâ net değil” yorumlarını aktarıyorlardı. Recep Erdoğan’ın Haziran ayı ortasında planladığı adaylık ilanını Haziran sonuna bırakması da kafaları karıştırmıştı. “Ekmel Bey”in Abdullah Gül’ün çok yakın dostu olması ve aynı ekolden gelmeleri de yorumlara yorum, senaryolara senaryo katıyordu.
Oldukça puslu bir Ankara havasında araştırmacı ve de soruşturmacı gazeteci ne yaparsa onu yaptım..
Recep Erdoğan’ın çok yakınında olan güvenilir kaynağımdan zar zor, kısa süreli randevu kopardım. İlk sorum; “Ekmel Bey’in çatı adaylığına Erdoğan şaşırdı mı?.. İsmi duyduğunda ilk tepkisi ne oldu” şeklinde oldu. “Hayır şaşırmadı zaten biliyordu” dedi. “Nasıl” diye tepki soruma ise şu cevabı verdi;
“Son görüşmelerinde Abdullah Bey, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun çatı adayı olacağını Tayyip Bey’e fısıldamış.”
Araya girip “sonra” diye hamle yaptım. Devam etti;
“Abdullah Bey, (Başbakanlık ve Genel Başkanlık konusunda acele etme. Bunu geniş bir şekilde düşünelim. Daha çaplı analiz ve değerlendirme yapalım. Enine boyuna konuşup öyle karar verelim) demiş. Erdoğan bunu, (Gül, Genel Başkanlığı ve Başbakanlığı kendine istiyor)” diye yorumladı.
Kaynağımla soru cevap bu noktadan sonra şöyle gelişti;
-- “Erdoğan ne cevap vermiş.”
“Ne diyecek. (Peki o zaman değerlendirmelerimiz devam etsin) demiş.”
-- “Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda sıkıntı var mı?”
“Yok. Şimdilik. Her şey planlandığı gibi gidiyor.”
-- “Erdoğan, Abdullah Gül’e partiyi bırakmayı istemiyordu. Kararında değişiklik var mı?”
“Yok ama değerlendirmelere devam edecek. Partide senin bildiğin Gül’cüler dışında çok sayıda isim var. Bunların çoğu arka kapıdan Köşk’e giderek Abdullah Bey’le görüşüyor. Tayyip Bey hepsini biliyor ve de kontrol ediyor. Partinin karışmaması için çok iyi hesap yapılması gereken bir süreçten geçiyoruz.”
Recep Erdoğan’a yakın kaynağım Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın son “Başbakan Abdullah Gül olsun” çıkışına da dikkat çekti, “Sana verdiğim bilgiler Bülent Arınç’ta da var. Aslında Bülent Bey, Başbakan kendisi olmak istiyordu. Ama (olumsuz) cevabı alınca mahsus yapıyor. Abdullah Bey’in Genel Başkan ve Başbakan olması isteğinde samimi değil” dedi. Salı günü akşamın geç saatlerinde gerçekleşen bu görüşmemizde kaynağım bana “Yarın Fehmi Koru’nun Star gazetesinde çıkacak yazısını dikkatle oku. Dediklerime hak vereceksin” diye de uyarıda bulundu. Dün yazıyı okudum. Sizlere de tavsiye ederim!..
Tüm bu kulis bilgilerine bir de başkentteki yeni merkez parti çalışmaları ve CHP’de Deniz Baykal’ın da kulislerde seslendirdiği belirtilen “AKP, CHP ve MHP’nin küskünleri yeni bir partide birleşebilir” notunu ekleyeyim.
Kafaların karmakarışık olduğu Ankara’da bölenlerle çarpanların savaşı devam ediyor.
Abdullah Gül ile Kemal Derviş’in vakti zamanında samimi ve derin muhabbetine en yakından şahit olduğumda çok şaşıran biri olarak, “Abdullah Gül, hâlâ sahada top çeviriyor” diyebilirim.
Hafızamda Kemal Derviş’in 2002 yılında Bülent Ecevit’e, MHP’ye ve İsmail Cem’e çektiği numaralar tekrar canlandı. İsmail Cem’e parti kurdurup nasıl da ortada bırakmıştı vs..
Acaba, Kemal Kılıçdaroğlu ile Devlet Bahçeli tufaya gelmiş olabilirler mi?..
“Ekmel Bey” son anda bir sürpriz yaparak adaylıktan çekilebilir mi?..
Siyasette bir gün bile çok uzun bir süre..
Tüm bu olup bitenleri yalnızca iç dinamiklerin hareketleri çerçevesinde değerlendirmeyin.
AKP’de kaynaklar, “Erdoğan’ın üzerinde dışarıdan da çok büyük baskılar olduğunu” laf arasında geçiriveriyorlar..
“Dışarı”sı neresi?..
Somut bir cevap vermeye kimse yanaşmıyor..
Ankara’da her an her şey olabilir..
Ters köşe muhabbeti iyi tuttu!..

Yazarın Diğer Yazıları