Erdoğan çelmesi!

Terör, şehit cenazelerine katılmak, şehit ailelerine başsağlığı telefonları açmakla bitmiyor.

Terör, teröriste destek veren siyasilere hakaret etmekle de bitmiyor.

Geçen 30 yıllık süreç gösterdi ki terör, teröristleri öldürmekle de bitmiyor.

Yine 13 yıllık AKP iktidarı gösterdi ki terör, "siyasi istikrar" denilen "tek parti iktidarları" ile de bitmiyor.

İyi de, bunlar yapılmamalı mı? Elbette yapılmalı velâkin, dediğimiz gibi, bu kadarıyla terör bitmiyor; üstelik azdıkça azıyor...

Öyleyse, terörü önleyecek yeni bir akıl, yeni bir ruh, yeni bir enerji lâzım. AKP'de "metal yorgunluğu"na benzer bir "iktidar yorgunluğu" var. Yine AKP'de, "nasıl olsa yapılacak her seçimde ya iktidarız, ya birinci partiyiz" rehaveti hâkim. Bu yorgunluk, bu rehavet ve bu akıl, AKP ve yöneticilerini terörü önlemekle meşgul olmanın yerine, iktidar nîmetlerinden sonuna kadar istifade etmeye ve bu istifade sürecinde olabilecek hukuksuzlukların önünü kesmek için yeni bir hukuk ve kadro oluşturmaya kilitlemiş; görünen ve yaşanan bu.

Bu süreci tek başına götüren isim ise tartışmasız Recep Tayyip Erdoğan. Kendisi de zaten "fiilî durum bu, şimdi size düşen bu fiilî durumu kabullenmek" diyerek de itiraf etmiş...

Yani anayasal sisteme el konmuş.

Ordu üzerinde operasyon yapılmış.

İhdas edilen yeni örtülü ödenekle devlet bütçesine el konmuş.

Evlerinde para, rüşvet dolu para kasaları bulunan, evladı yaşındaki rüşvetçinin önüne yatmayı göze alan bakanların hesap vermesini engelleyerek, Adalet sistemine el konulmuş...

Okullara, dershanelere el konulmuş..

Kupon arazilere el konulmuş...

Başbakanlığa el konulmuş..

Bir önceki seçimde alınan yüzde 52'lik oy geçerli, bir sonraki seçimde alınan yüzde 40 küsurluk oy geçersiz sayılarak, sandıklara el konulmuş..

Velhasıl hukuki ve meşru olan her şeye çelme vurulmuş, yüzüstü tökezletilmiş...

Sonuç?

Sonuç, doların başını alıp gitmesi, ekonominin sarsılması, işsizliğin ve ahlaksızlığın artması, PKK terörünün azıp kudurması, Suriye-Irak sınırının delik deşik olması, ülkenin terörist mi, masum mu, kimsenin bilmediği milyonlarca mülteci ile dolması, insan kaçakçılarının Türkiye için cennet haline gelmesi ve yine Türkiye'nin IŞİD militanlarının hedefi, geçiş yolu ve devşirme mahalli olması...

Böyle bir Türkiye'de "tek irade" haline gelmiş Erdoğan'ın, ülkenin bu ağır sorunlarını arka planlara atıp parti kurmayları ile birlikte, "Tek sorumlu, beni Başkan yapmayan seçmedir, millettir" demeyi sürdürmesi; yönettiği ülkeye çelme değildir de nedir?

Ülkemiz maalesef çok kötü yönetiliyor ve yine maalesef tünelin ucunda bir ışık gözükmüyor.

Şimdi tek umudumuz yapılacak seçimde halk sağduyusunun galip gelmesi ve nefsi için ülkeyi her türlü badireye layık görenleri sigaya çekmesi...

Fakirlik

Dünkü gazetelerden birinde, "Fakirlik sinir hastası yaptı" haberini okuyunca, "İyi de" dedik, "Dünyanın en zengin liderler listesinde olanlardaki bu sinirin sebebi ne?"

Yani maddi olarak zengin oldukları halde "fakir kaldıkları" alanlar neresi?

Yazarın Diğer Yazıları