Erdoğan başkanlık isteğini niye esnetmedi?...

Yeni anayasa için uğraşan Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu bitkisel hayata girdi. Komisyon artık çalışmalarını yaşam destek makinesine bağlı olarak yürütüyor. Operatör doktor Tayyip Erdoğan’ın fişi çekmesi an meselesi. Komisyon başkanlık sistemi yüzünden gerilip stop edince AKP’li üyeler “muhteşem” e danışmak üzere gittiler ve “işinize gücünüze bakın, başkanlık sisteminde esneme mesneme yok” cevabı aldılar. Sonra ne oldu?.. AKP’nin komisyon üyelerinin söylediklerini hatırlayalım: Grup Başkanvekili Nurettin Canikli;
“Oybirliğiyle mutabakata varılan bir metin ortaya çıkmazsa, biz yine yolumuza devam ederiz. Taslakta bize en yakın görüşleri ortaya çıkan parti veya partilerle Anayasayı yapmak için yola devam ederiz”
Genel Başkan yardımcısı Mustafa Şentop:
“1 senede yarısını yazdık bu mantıkla bir sene daha lazım. Olmuyorsa zorlamanın anlamı yok.”
Bu “restleşme” komisyonun en son toplantısında yine tartışma çıkardı. Değişen bir şey olmadı.
Nurettin Canikli’nin dikkat çektiği “yola devam edilecek en yakın parti” hangisi?..
Cevap: MHP..
Bu cevap, kişisel görüşüm değil. Komisyon çalışmalarını yakından takip eden Parlamento muhabirimiz Fatih Erboz ile benim edindiğim somut bilgilerden. Bu somut verileri sıralayalım o zaman;
* AKP’li Ahmet İyimaya, hem komisyon çalışmalarında hem de kapı dışında yapılan sohbetlerde sürekli “Biz bunu anayasayı MHP ile yaparız” sözlerini dile getiriyor.
Ahmet İyimaya, “Yıl sonundan itibaren iki ay geçerse millet bize burada geyik yapan milletvekilleri sıfatıyla bakar” diyor.
* Mustafa Şentop, başkanlık sistemi ile ilgili beyanatını verdikten sonra ek binadaki MHP’ye ayrılan odaya gitti. Şentop, MHP’lilere “yanlış anlamayın” dedi.
* AKP’nin geliştirdiği formül; Komisyonun tamamen uzlaştığı kısımlar TBMM’den geçer, kalan kısımlar halk oylamasına gider. Bunu da MHP’nin desteği ile yaparız.
* Komisyonda genel görüş de; referandumlu bir çözüm olacağı yönünde.
* Yeni anayasanın tam bir uzlaşma içerisinde olması gerekiyor. “Parçalayarak gönderemezsiniz” şeklinde hüküm var, çalışma esaslarında. AKP, çalışma esaslarında değişiklik yapılmasını planlıyor. Bunda da MHP’den destek sinyali alıyor.
* Komisyonda MHP, “Parlamentarizmin özüne sadık kalalım, parlamenter sistemin tıkanıklık eleştirilerini aşacak bir rasyonelleştirme hayata geçirilsin” ifadelerini kullanarak AKP’ye destek için kapı aralıyor.
Uzlaşma komisyonunda diğer olup bitenler ise şöyle:
* Herkes atacağı adımları belirliyor duruma göre, bu nedenle şu anda Temel Hak ve Özgürlüklerin görüşüldüğü 1 no’lu Komisyon çalışıyor. Başkanlık sisteminin tartışıldığı yasa ve yürütmeyi ele alınan komisyon fiilen kalkmış durumda. Partiler, Temel Hak ve Özgürlüklerin görüşüldüğü komisyona gelerek katalog dışı maddeleri görüşüyor. Teorik olarak komisyon 2 alt komisyon olarak duruyor ancak fiili olarak böyle bir durum söz konusu değil sadece bir komisyon çalışıyor.
* TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, parti genel başkanlarıyla görüşeceği, arkasından da devam eden eder, etmeyen bırakır kalkar, yönünde bir adım atması bekleniyor.
* CHP kendi içinde bölündü. Komisyon üyeleri arasında bir birlik yok. Süheyl Batum, Atilla Kart, Rıza Türmen arasında ciddi fikir ayrılıkları var. Komisyon üyeleri, “İlk defa Süheyl hocayla CHP aynı düşünüyor” esprileri yapıyor. Batum, ulusalcı bir duruş sergiliyor, Türmen, liberal bir duruş ortaya koyuyor, Kart, Türmen ile ters düşmüyor ama Batum’la ciddi anlamda ters düşüyor. CHP, Batum’u mümkün olduğunca konuşturmamak istiyor. Batum, “Türkçe dışında başka bir dili resmi dil olarak kabul etmiyoruz, üniter yapıdan vazgeçmeyiz” diyerek gruptan destek aldı. CHP’nin duruşunu belirleyen bu anlamda Batum oldu.

Patlayan lastiklere belediye yaması
“Muhteşem” , AKP içinde doğudan ve batıdan çıkarılan isyanları bastırmaya çalışırken bir yandan da 3 dönemlikler ve de mahalli seçim aday yarışlarıyla uğraşıyor. Üç dönemlik “parlak” bakanları belediye başkanlığı yarışına sokacak. Yine üç dönemlik olan bazı “parlak” ve de “sıkıntılı” milletvekillerini ise Ankara, İstanbul, İzmir gibi illerin ilçelerinden aday yapmayı düşünüyor. Hatta bazı isimlere öneriler gitti bile.
“Muhteşem” ile papaz olan Başbakan yardımcısı Ali Babacan, siyaseti bu dönem bırakacağını medya aracılığıyla ilan ederek Ankara Belediye Başkanlığı yarışından da çekildiğini duyurmuş oldu.
“Muhteşem” in prenslerinden Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmak istemedi. “Benim orada ne işim var?” diye sorunca “Muhteşem” kızdı, “10 senedir benim sayemde bakanlık yapıyorsun, şimdi de sen benim istediğimi yap” diye cevap verdi. Aynı şekilde milletvekilleri içinde belediye başkanı olmak istemeyip tekrar Meclis’te olmak isteyenlere de “muhteşem” , “10 senedir sayemde milletvekilliği yapıyorsunuz şimdi de ilçeler dahil olmak üzere aday olun” yanıtını verdi.
“Muhteşem” , Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’den Diyarbakır Büyükşehir belediye başkanlığına aday olmasını istedi. Eker, Tayyip Erdoğan’a, “hayır” diyemedi fakat yakın çevresine “Osman Baydemir’in karşısında hiç şansım yok. Onun karşısına kim çıkarsa çıksın, seçimi kaybeder. Dokunulmazlıklar kalkarsa bırakın Diyarbakır’ı bölgedeki hiçbir ilde AKP’nin belediye başkanlığı kazanma şansı yok. Bunu bile bile yapması, bu gerçeği göre göre yapması manidar” diyor. Aynı durum Hüseyin Çelik için de geçerli. Çelik de Van Belediye Başkanlığı teklifi karşısında zor durumda. Pembe dantelli AKP’de sıkıntı had safhada..

Yazarın Diğer Yazıları