Erdoğan Bahçeli'ye güveniyor...
R. Erdoğan, Ahmet Hoca'nın façasını yine çok fena halde bozdu. Şu hale bakın!.. Katar'dan dönerken kabin ekibine neler söylemiş neler!..
"Çift başlılık kalkmalı", "Partili Cumhurbaşkanlığı ile tıkanıklık aşılır"...
Vee!.."Birbirinizi ne kadar sevseniz de bazen sıkıntılar olabilir"...
Bu çıkışın ilginç zamanlamasına ve perde arkasına geleceğim de önce hükümetin kurulup güven oyu almasından bu yana saray çevrelerinden edindiğim bir izlenimi aktarayım. Kabine listesinde de tam itaat pozisyonunu sürdüren Ahmet Hoca yinede üstündeki kara bulutları dağıtamamıştı. Erdoğan'ın dikte ettiği listeye 7 günlük ayak sürüme sıkıntısı devam ediyordu. Saray yakınları ile ne zaman yeni Erdoğan kabinesini konuşsak "daha işler tam bitmedi" diyorlardı. AKP içinde saraya çok yakın kaynaklarda, "Ahmet Hoca'nın Başbakanlık ve Genel Başkanlık süresi" ilginç bir şekilde tartışılmaya devam ediyordu. Yani, anlayacağız saraydaki Ahmet Hoca öfkesinin şiddeti azalmamış devam ediyordu. Hükümet programında Erdoğan'ın dilediği şekilde tam manasıyla başkanlık sistemine güçlü vurguda yapılmamıştı. Bir de Ahmet Hoca'nın muhalefet partileriyle aradığı uzlaşma yöntemleri, CHP ile istikşafi görüşmelere atıfta bulunması, "daha önceki dönemde uzlaşılan maddeler" hatırlatmaları sarayın var olan kızgınlıklarını arttırmaya devam ediyordu. Derken, Rusya krizi patladı. R. Erdoğan'ın Ahmet Hoca'ya kızgınlığından işitilen diş gıcırtıları sarayın bin 150 odasından taştı Söğütözü'ndeki Genel Merkezin çay ocağında bile yankılanmaya başladı.
Yeni sıkıntı neydi?..
"Ahmet Hoca, Rusya krizinde Putin'in ağır eleştirilerine karşı Erdoğan ile istenilen kıvamda senkronize olmuyordu"... "Hoca bazı telkin, tavsiye ve uyarıların etkisinde kalıyordu"... "Erdoğan ve ailesine yeterli destek atmıyordu"...
Zaten, eski 4 Bakan'ın Yüce Divan'a gönderilmesi konusundaki tavırları, paralelle mücadeledeki "pasifliği" son olarak da tutuklanan gazeteciler konusunda yaptığı "tutuksuz yargılanabilirler" mealindeki açıklaması bir tarafta not edilmiş, duruyordu.
Saray ve aile içinde yapılan istişareler neticesinde "zamanlama" öne alındı ve düğmeye basıldı. Kabin ekibi de verilen başlıklara sadık kaldı... Aynı zamanda, R. Erdoğan, Ahmet Hoca'nın yeni anayasa konusundaki tüm planlarını bozarak "ben ne dersem, nasıl istersem aynen öyle olacak" mesajını net şekilde bir kez daha duyurdu.
Pekii!.. Saraydaki planlar neler?..
Anayasa değişikliği;
Anayasanın 101'nci maddesindeki, "Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer" maddesi kaldırılacak. Böylece yapılan değişiklikle Erdoğan'ın istediği "partili Cumhurbaşkanlığı'nın" önü açılacak.
Genel başkanlık değişikliği;
R. Erdoğan, 2019 seçimlerinden önce Cumhurbaşkanlığı'ndan ayrılarak tekrar partinin başına geçecek. Seçimlere Erdoğan'ın Genel Başkanlığı'nda girilecek.
AKP kulislerinde, 2019 beklenmeden Ahmet Hoca'nın ilk büyük krizde tasfiye edileceği yönünde iddialar ise henüz söylenti boyutunda...
Esas soru; 316 milletvekili ile (Meclis Başkanı oy kullanamadığı için 1 düştük-aht-) Erdoğan istediği Anayasa değişikliklerini nasıl gerçekleştirecek?..
Biliyorsunuz; Anayasa değişikliğinin Meclis'ten geçip en azından referanduma gidebilmesi için 330 gerekiyor. Anayasa değişikliklerinde oylama gizli yapılıyor. AKP'nin 14 eksiği var. Ancak, saray yakınları, bu sayınında üzerine çıkılacağı kanaatinde.
Saray yakınları, "partili Cumhurbaşkanlığı"nın Meclis'ten geçeceği konusunda çok emin bir görüntü veriyor. Mevcut MHP yönetiminden kuvvetli destek alacaklarını iddia ediyorlar. Hatta, bir saray baş danışmanının kullandığı ifade aynen şöyle;
"MHP'ye sunulacak bazı havuçlarla Anayasa değişikliklerini kısa sürede, zorlanmadan Meclis'ten geçiririz"...
R. Erdoğan, Devlet Bahçeli'ye -her nedense- çok güveniyor...
Hayırlara vesile olur İnşallah!..