Erdoğan AKP’yi istişare manyağı yapacak
AKP’nin oy oranı yüzde 51,5 muş... Atma Recep din kardeşiyiz!..
Yok deve!..
Küçük at da civcivler de yesin!..
Yok devenin nalı!..
Amma da uçtun!..
Anlat, anlat çok heyecanlı oluyor!..
Nasıl tepki verirseniz verin..
“Muhteşem” oy oranını açıklayan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Meclis bütçe konuşmaları sırasında belli ki hızını alamamış. Bir araştırma şirketine dayandırarak partisinin oy oranını uçurtmuş.
Nasıl olsa meydan boş..
Salla salla gitsin..
Muhalefetteki lider, zenci ile çektirdiği fotoğrafları basına dağıtıp siyasetteki yerini tanımlamaya çalışırken bir diğeri de parti içindeki hiziplerle uğraşırken; bu oran 70-80’ler olarak ifade edilse ne olur?..
Nasıl olsa kendileri çalıp kendileri oynuyorlar.
Millet dünyayı bölüşmenin peşinde, bizimkiler Meclis’te uçkur muhabbeti yapıyor. Rüşvetin “etik” ölçülerini belirlemeye çalışıyorlar!..
Beşir Atalay da çıkmış göz göre göre yalan söylüyor. “Muhteşem” in kendisine özel yaptırdığı son anketleri daha önce de yazmıştım. Bu anketlerde AKP’nin yüzde 40 bandında olduğundan dolayı “Muhteşem” in önüne geleni fırçaladığını, gündeme getirmiştim. Kandırmaca son sürat devam ediyor. O zaman biraz daha bilgi takviyesi yapalım.
Beşir Atalay çıkıp da AKP’nin en son yapılan il başkanları ve belediye başkanları toplantısının basına kapalı bölümünde “Muhteşem” in feryat-figan ne fırçalar attığını açıklayabilir mi?
Hayır..
Atalay, “Muhteşem” in “Yatıyorsunuz, çalışmıyorsunuz. Oy oranımız düşüyor” diye nasıl esip gürlediğinden söz edebilir mi?
Hayır..
Ya, “Muhteşem” in milletvekillerine “İllerinizi tatil yerine çevirdiniz. Gidiyorsunuz ama çalışmıyorsunuz. Tatil yapıp Ankara’ya dönüyorsunuz” sözleri?..
(....)
Beşir Atalay’ın rakamlarına bakıp da dışarıya sunulan pembe dantelli AKP tablolarına siz yine de kanmayın.
“Muhteşem”in tek derdi var. Önümüzdeki mahalli seçimlerde en az yüzde 50 oy alıp bununla birlikte “başkanlık” seçimlerini garantiye almak. Ama ne yaparsa yapsın partisinde patlayan lastikleri tamir edemiyor.
“Muhteşem”in sinirleri
öylesine bozuk ki; örneklemeye devam edelim.
Şu, meşhur yolsuzluk itirafının ardından “Muhteşem” , telefonla attığı fırça ile yetinemiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı’na o kadar kızmış ki yanına çağırıyor ve ağır sözlerin ardından, “Hayattaki en büyük yanlışım sensin” deyip Erdoğan Bayraktar’ı kapı dışarı ediyor. O Erdoğan Bayraktar ki “Muhteşem” le İstanbul’dan bu yana derin dostlukları var(dı). TOKİ Başkanı iken Bakanlar üstü bir isimdi Bayraktar. Ama siyaset bu!.. Yolsuzluk itirafı yapıp da tam devlet başkanlığı arifesinde adamın maskesini düşürürsen bir kalemde çiziliverirsin. Oy pazarı bu, Bursa pazarı değil ki..
Ya, Abdullah Gül’ün prensi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a ne demezsiniz?
Erdoğan, Babacan’ın gizli temas ve çalışmalarından o kadar rahatsız ki; kendi Başbakan Yardımcısının istemediği ve direndiği siyasi danışmanı zorla yanında işe koyuyor.
Bunlar da yetmiyormuş gibi bir de Şamil Tayyar vakası var!..
AKP’nin tvitterda gündemi alt üst eden(!) cevval mebusu Şamil Tayyar geçenlerde “Muhteşem” e gitmiş, Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve partiyle şu ara papaz olan geniş ölçekli bir topluluğu şikayet etmiş. Güya kendisinin dinlenmesinden onlar sorumluymuş. Muhteşem de öyle bir yanıt vermiş ki Tayyar’a;
“Sen onların adamı değil miydin?.. Onlar adına tetikçilik yapmadın mı?.. Şimdi ne oldu da aleyhine döndüler?..”
AKP’nin hava durumu uzmanları da yakın zamanda ABD üzerinden çok kuvvetli bir kasırganın geleceğini “Muhteşem” e rapor edip duruyorlar.
Bu ara “istişareler” çok yoğunlaşacak.
Benden söylemesi!..