Erciyes'e gidiyorum
Bölücülere karşı demokrat, kendi mensuplarına ise faşizan davranan malum zevat yüzünden Erciyes Kurultayı’nın yasaklandığını biliyorsunuz. Ağustos ayının ilk Pazar’ında 20 yıldır geleneksel olarak yapılan kurultay geçtiğimiz yıl uygulamaya konan yasağa rağmen bir avuç idealist Ülkücü tarafından gerçekleştirilmişti. Merhum Alparslan Türkeş’in sağlığındaki gibi yüz binler meydanı doldurmasa da Türkeş’in izlerinin silinmesine başkaldıranlarca Tekir yaylası boş bırakılmamıştı. Bu yıl da boş bırakılmayacak. Üstelik geçtiğimiz yıla rağmen katılım daha da artmış olacak.
Övünmek gibi olmasın memleketim Kayseri olunca gazetemizin değerli okuyucuları ile beraber yurdun dört bir yanından senede bir gün bir araya gelmeye çalışan Ülkücüler telefonla arayarak Erciyes’i soruyorlar. Hatta yıllık izinlerini kurultay tarihine getirerek hasret gidermeyi alışkanlık haline dönüştüren Avrupa’daki işçilerimiz de aradı. Eşleri, çoluk çocukları ile çadır kurup Türk adetlerini yaylada yaşayabilme imkanı bulan gurbetçilerimiz için Erciyes’in önemi çok farklıdır. Ekonomik kriz, ekmek gailesi ile aynı ülkede olduğu halde bir araya gelemeyen gurbetçilerimiz için kurultay bir nevi buluşma adresiydi. Ancak bir araya gelmeyi, istişare etmeyi sakıncalı gören zihniyet Erciyes’ten yakılan değişim ateşinden fena ürküyor. Sayıları kaç olursa olsun Tekir yaylasındaki çoban ateşi ışığının Türkiye’nin dört bir yanından görüneceği endişesi bürokrasiye bile baskı yolunu açıyor. Geçtiğimiz yıl Kayseri Valiliği’ne kurultaya izin verilmemesi için ne kadar baskı yaptıklarını yine bu sütunlardan dile getirmiştim ama bu yıl Türk Dünyası Zafer Kurultayı adı altında tüzel kişiliğe kavuşan hareket izin dilekçesini iki ay önceden vererek Erciyes yolunu hukuken açtı. Hoş izin verilmese ne olurdu? Hafta sonu pikniğe gidenlere de yasak koyacak halleri yoktu ya. Arabasına binen, otobüsle gidenlere niye dağa çıkıyorsunuz deme hakkına kimse sahip değil. Geçtiğimiz yıl yasağa rağmen değerli dostum İsrafil Kumbasar ve muhabir arkadaşımız Fatih Erboz ile beraber emektar düldüle binip gitmiştik. Kimse de yolumuzu kesmediği için ozanların piri Ozan Arif, Kayseri’deki Ahde Vefa derneği yöneticileri ve çeşitli illerden gelip çadır kuranlarla sabaha kadar ateşin başında sohbet etmiştik. Bu hafta sonu da aynısını yapacağız elbette. İzmir, Antalya, Muş, Çankırı, Yozgat, Maraş, Niğde, Nevşehir, Sivas, Tokat, Ankara, Eskişehir ve Mersin’den gelecek olan dostlarla kucaklaşacağız.
Havai fişekli, tantanalı konserleri gerçekleştiremesek de biz bize olmanın hazzını yaşayacağız. Yazımın başında gelen
telefon ve mesajlardan bahsetmiştim. Sitemler de var elbet. Büyük bir organizasyon ile Türkiye genelinde otobüslerle gelme taleplerini hüzünle dinledim. Gönül elbette milyonların bir araya gelmesini arzu ediyor. Ancak teğet değil de delip geçen ekonomik kriz yüzünden insanlarımıza yeni bir yük getirmek istemedik. İmkanı olan, gönlünden geçen gelsin. Gelemeyenlerin de gönüllerinin Erciyes’te olacağından şüphemiz yok.
Kayseri’nin Ulubatlı’sının Tekir’e diktiği bayrağın gölgesinde olmaktan yine onur duyacağım. İmkansızlıklar içinde imkan bulan dostlarımıza ulaşmak için www.erciyeszaferkurultayi.org adresine tıklayın. Mesajlarınızla onlara güç katın.
Cumartesi gecesi Erciyes’teyim. Pazar günkü bulgur pilavı, ayran şölenine sizleri de beklerim.