KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş vefat ettiğinde Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın herhangi bir taziye mesajı yayınladığını hatırlamıyorum. Gerek Rum ve gerekse de Yunanlılar arasında Denktaş’ın ölümüne sevinenlerin oldukça çok olduğuna inanıyorum. Adada, Kıbrıs Türkünün ve Türklüğün var olması için büyük mücadele vermiş bir liderden kurtulan Rum-Yunan ikilisi sevinmesin de kim sevinsindi? Azılı düşman olarak gördükleri Denktaş artık yoktu ve üzüntüden ağıt yakacak değildiler.
Ne var ki azılı EOKA’cı terörist katillere liderlik etmiş, birçok Türk’ün hunharca katledilmesinden sorumlu Rum Yönetimi eski Başkanı Glafkos Kleridis’in ölümü üzerine, Anavatan Türkiye Dışişleri bir taziye yayınladı. Benim saçma sapan bulduğum taziye aynen şöyledir:
“Kıbrıs’ta 1960 ortaklık devletinin kuruluşu aşamasından başlamak üzere, hukukçu ve siyasetçi olarak kritik dönemlerde önemli görevler üstlenmiş ve uzun yıllar liderliğini yaptığı Kıbrıs Rum toplumuna hizmetleri olmuş Glafkos Klerides’in vefatını üzüntüyle öğrendik.
Kıbrıs sorununun çözümünü amaçlayan müzakere süreçlerinde KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş ile birlikte 1968 yılından itibaren önemli bir rol üstlenen Klerides’in son olarak müzakerelerin önemli bir bölümüne katkıda bulunduğu ve Annan Planı olarak da bilinen Birleşmiş Milletler Kapsamlı Çözüm Planın’ın Kıbrıs Rum tarafının referandumda reddetmesi nedeniyle akim kalması sonrasında, Ada’da ortaklığı yeniden tesis edecek kalıcı bir kapsamlı çözüme ulaşıldığını göremeden hayatını kaybetmiş olması da ayrıca üzüntü vericidir.”
Efendiler, vefatından üzüntü duyduğunuz lider, Kıbrıs Türkünün adada yok edilmesi ve adanın Yunanistan’a bağlanması (Enosis) için hazırlanan ’Akritas Planı’nın altına imza koymuş, “Hiperidis” kod adlı, canavardan başka biri değildir.
1955-59 döneminde Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etmeyi hedefleyen EOKA terör örgütünde “Hiperidis” kod adıyla yer alan Klerides’in en büyük görevi EOKA’ya silah ve hukuksal yardım sağlamaktı.
Klerides, Makarios döneminde Meclis Başkanı olarak iki kez Enosis ve birçok kez de Türk aleyhtarı ırkçı kararların alınmasına öncülük etmiştir. Ölümü üzerine “ılımlı, uzlaşmacı ve barış taraftarı” diye yutturulmaya çalışılan Klerides, eli kanlı bir teröristtir.
KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş vefatından hemen önce bir gazeteye yaptığı açıklamada “Türk olan herkes Akritas Planı’nı okusun” vasiyetinde bulunurken, şunları söylemişti: “Kıbrıs’ın ikiye bölünmesinin, çok sayıda insanın canından ve malından olmasının temelinde Rum-Yunan liderliğinin Enosis hayali yatıyor. Rum liderliği bugün hâlâ aynı siyasettedir. Rum liderliğinin politikasıyla Makarios’un politikası arasında zerre kadar fark yoktur. Rum liderliğinin bu politikasına karşı Türk tarafının sağlam durması ve haklarını korumak için mücadele vermesi gerekir.”
“Türk olan herkese vasiyetim Akritas Planı’nı okumasıdır” diyen Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş, Akritas Planı ve Akritas Teşkilatı’yla ile ilgili olarak şu bilgileri de vermişti:
“Enosis’i gerçekleştirebilmek için Kıbrıs Türk halkına karşı silahlı mücadeleye karar veren Rum-Yunan cephesi, su yüzündeki organları yetersiz buluyor ve bunun için yer altı teşkilatı kuruyordu. Makarios tarafından kurulan Rum yer altı teşkilatının sorumluları 7 Şubat 1967 tarihli PATRİS gazetesinde açıklanmıştı. Bu açıklamaya göre Rum halkını silahlandıranlar şunlardı; Başkan: Polikarpos Yorgacis (İçişleri Bakanı), Başkan Vekili: Thasos Papadopulos (Çalışma Bakanı), Kurmay: Nikos Koççis (Milletvekili), Kurmay Daireleri Başkanı: Glafkos Klerides (Temsilciler Meclisi Başkanı), Lefkoşa Bölge Başkanı: Nikos Yuannu (Polis Komutanı), Yedekler Komutanı: Thasos Marki (Kıbrıs Ordusu’nda yüzbaşı).”
Bu azılı katilin ölümünden “üzüntü” duyan Anavatan Dışişleri, Klerides’in “Ada’da ortaklığı yeniden tesis edecek kalıcı bir kapsamlı çözüme ulaşıldığını göremeden hayatını kaybetmiş” olmasına da üzülüyor.
Bizim Türkiye Dışişleri hâlâ daha biz Kıbrıs Türklerini, Rum katillerle ortak yapma kararlılığını sürdürmektedir ve ne yazık ki Rum tarafının bu kadar ayak sürümesine karşın “kalıcı bir kapsamlı çözüme ulaşılacağına” da inanmaktadır.
Klerdes’in öldüğüne mi yoksa bizim Dışişlerinin taziye açıklamasına mı üzüleyim, ben de şaşırdım kaldım. Hayret ve ibretle Ankara’yı izlemeye devam ediyorum. Pes doğrusu.
