"Enosis" inadı çözüm sürecini tamamen bitirdi
Bugüne kadar yazdıklarımız, söylediklerimiz ve yaptığımız uyarıların boşuna olmadığı ortaya çıktı; Rum-Yunan ikilisinin Enosis saplantısı sürdürülmekte olan müzakere sürecini tamamen ortadan kaldıracak darbeyi vurdu. Güney Kıbrıs Rum Meclisi'nde geçtiğimiz hafta alınan kararla milletvekilleri, 1950 yılında Enosis -Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanması- için yapılan plebisitin okullarda anılması, kutlanması ve okutulması yönünde karar üretti. Irkçı Elam Partisi'nin önerisini DİKO, EDEK, Yurttaşlar İttifakı, Çevreci Hareket gibi "Makariosçu" ve "Enosisçi-Magali İdea'cı" partiler desteklediler. Bu partilerin diğer ortak bir özelliği, retçi cephe olarak, federal bir çözüme ulaşma hedefiyle sürdürülmekte olan müzakerelere karşı çıkmalarıdır. Bu partilerin tamamı Kıbrıs Türkleri ile siyasi eşitlik temelinde yeni bir ortak devlet kurulmasına karşıdırlar. Retçi Şer Cephesi ikide bir de Rum lider Anastasiadis'e saldırmakta ve müzakereleri sonlandırması için baskı yapmakta, hatta tehdit etmektedir. Ne var ki Meclis'te alınan karar, Anastasiadis'in partisi olan DİSİ'nin çekimser kalması ile gerçekleşmiştir. DİSİ söz konusu kararın alınmasını önleyebilecekken sessiz kalmayı yeğlemiş, müzakerelere darbe vurabilecek bu eyleme zımnen destek vermiştir.
Tek hedef koltuk!
DİSİ'nin yaklaşmakta olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde sırf milliyetçi oyları almak üzere bu tavrı benimsediği açıktır. Herhangi bir anlaşma olmayacağına inanan DİSİ, hiç olmazsa Cumhurbaşkanlığı koltuğunu kaptırmamak adına fanatiklerin istediği gibi karar almalarına yardımcı olmuştur. Özünde Enosis'e bağlı bir parti olan DİSİ'nin bundan böyle Kıbrıs sorununun çözümü hususunda söyleyecek bir lafı ve tezi kalmamıştır. Anastasiadis müzakerelerden ümidini kesmiş olacak ki alınan bu kararla kendini yeniden başkan yapacak sürece odaklanmıştır. Gerisi umurunda değildir. Zaten Anastasiadis'in seçildiği ilk günden itibaren samimiyetsizliği ve anlaşma istemediği açıktı.
KKTC'nin yeni seçilen Cumhurbaşkanı Akıncı, Anastasiadis'in gerçek yüzünü anlamak için en az iki yıl zamanını harcaması gerekti. Önce New York'ta, sonra Mont Pelerin'de ve en son da Cenevre'de Rum-Yunan ikilisinin uzlaşmazlığına ve samimiyetsizliğine şahit olan Akıncı'nın hâlâ daha masada ne yapmaya çalıştığını anlamakta güçlük çekmekteyim. Hele malum "Enosis kararı" sonrası Akıncı'nın tavrını merak etmekteyim. Türk tarafı olarak sadece geçen hafta alınan karar değil, Rum Meclisi'nde daha önce, 1967'de alınan Enosis kararı kaldırılıncaya, geri alınıncaya kadar müzakerelere devam edilmemesi lazımdır. Rum Kilisesi öncülüğünde 1950'de organize edilen Enosis plebisitine sadece Kıbrıs'lı Rumlar katılmış ve yüzde 96 olumlu yönde imza toplanmıştır.
Rum Yunan ikilisinin Enosis hayalini gerçekleştirmek üzere ilk 1928'te plebisit yaptığını,1931'de ayaklandığını, 1955'te EOKA terör örgütünü kurduğunu 1963-64, 1967 ve en son 1974'te silaha sarıldığını ve adayı cehenneme çevirdiğini, eline geçecek ilk fırsatta tekrar Enosis için her yola başvuracağını aklımızdan hiç çıkarmamalıyız.
Rum-Yunan ikilisi Enosis'e odaklanmış iken, her halükarda müzakere sürecinden bir sonuç alınamayacağı ortadadır ve devamının da faydası yoktur. Cumhurbaşkanı Akıncı'nın, söz konusu kararı esefle karşılayıp kınadığını açıklaması yerindedir ancak yeterli değildir.
Sırf Rum provokasyonlarına ve tahriklerine uymayıp masaya yapışık kalmanın, masayı terk etmemenin bugüne kadar bize ne faydası olmuştur? Türk tarafının iyi niyetine karşı bugüne kadar elde edilmiş ne vardır? Annan Planı'na evet dememiz karşılığında bize vaat edilenler verilmiş midir? KKTC tanınmış mıdır? Ambargolar kalkmış mıdır? İzolasyonlardan kurtulmuş muyuz? Emperyalist yalanlara daha ne kadar inanacağız? Bu kadar iyimserlik millî davamıza zarar vermektedir. Rum anlaşma istemiyor ve Enosis hedefinden de vazgeçmediğini sıkılmadan ortaya koyabiliyor.
KKTC'ye sahip çıkmalıyız
Bizde hiç onur, millî davaya sadakat, şeref, haysiyet kalmamış mıdır? İnsan şehitlerinden, gazilerinden utanır. Utanır da hâlâ daha katillerimizle, bizi ilk fırsatta yok edecek, Enosis yemini etmiş teröristlerle yeniden birleşme için çaba göstermez. Türk tarafı olarak adada barışın kalıcı ve sürdürülebilir şekilde devamı için elden gelen yapılmıştır. Bu gayretler bundan sonra da devam edebilir. Ne ki Enosis'i kafalarından çıkaramayanlarla olsa olsa yan yana iyi komşuluk ve iş birliği ilişkisi içerisinde olabiliriz. Rumlarla paylaşacak ne toprağımız, ne devletimiz, ne bayrağımız, ne egemenliğimiz ne de özgürlüğümüz olabilir. Onlar Enosis ve Megali İdea saplantılarının esiri olmaya devam ederken, bizler de müzakerelere bağlanan prangalardan kurtulup devletimiz KKTC'ye sahip çıkmalıyız; başka yol yoktur.