Enişte “Veto etmez” dedi
Her gün yeni papatya fallarına bakılan iktidar kulislerinin son gündem maddesi: Milletvekili ballı emeklilik yasasının akıbetinin ne olacağı konusu.
“Tayyipçi”ler bir tarafta, “Gülcü”ler bir tarafta ellerinde papatyalar birer birer yaprak çekip sayıyorlar:
“Veto eder”, “veto etmez”... “veto eder”, “veto etmez”...
“Tayyip” çiler içlerindeki o “birazcık” şüpheyi saklamıyorlar ama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son darbesinin ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yeni bir gerginlik yaratmaya cesaret edemeyeceği görüşündeler. Oldukça ürkek görüntü veren “Gülcü” ler ise Cumhurbaşkanı’nın şike yasasındaki hassasiyetinden dem vurup işi “hani olur ya veto eder mi eder”e getirmeye çalışıyorlar. “Gülcü”lerin gönlünden geçen ise “Cumhurbaşkanı’nın şike yasasının ardından böyle bir fırsatı kaçırmaması”...
Bürokrasi devrede
Bu arada Abdullah Gül’ün yeni siyasi imaj çalışmalarına acar Köşk bürokratları da dahil edildi. Ballı emeklilik yasasına gelen tepkiler facebook üzerinden umuma açıldıktan sonra kaynağı saklı kalma şartıyla “bilgilendirme” çalışmalarına da hız verildi. Köşk’ten hem medyaya hem de siyasi kulislere sızdırılan bilgilerle, şike yasasının veto gerekçesi olan “ölçüsüzlük” hatırlatılarak “veto edilebilir” havası yayılmaya çalışılıyor.
Bence burada da Cumhurbaşkanı el altından yoklama yapıyor. Mektup numarası tavsayınca araya başka ulakların girmesi pek de anormal değil. Baksanıza akçeli işlerde en hassas isimlerin başında gelen AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’ın bile çıtı çıkmıyor!..
Her kafadan bir ses çıktığı durumlarda işin en güzeli ya doğrudan kaynağa veya en yakın isme gitmektir. Cumhurbaşkanı ballı emekliliğe ne yapacağı konusuna direkt cevap vermediğine göre biz de en yakındaki isme, ailenin bir ferdine gittik.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kız kardeşinin kocası, eniştesi AKP İzmir Milletvekili Mehmet Tekelioğlu’na “Ballı emeklilik Köşk’ten veto yer mi?” diye sorduk.Tekelioğlu, Abdullah Gül’ün şike yasasını suç-ceza dengesine ölçülülük kriterlerine dikkat çekerek veto ettiğini hatırlattı ve emekli milletvekilleri için çıkarılan yasada böyle bir durumun söz konusu olmadığına vurgu yaptı. Enişte Tekelioğlu’nun kanaati; “Abdullah Gül bu yasayı onaylar”.
Mehmet Tekelioğlu, Gül’ün ballı emekliliği neden onaylayacağını ise şöyle izah etti:
“Cumhurbaşkanının genel prensipleri belli. Hukuka uygun olan her şeye tabii ki zaten ‘evet’ diyor. Hukuki bakımdan ve kamuoyunun hassasiyetleri bakımından inceliyor. Genel prensip böyle. Cumhurbaşkanımız, genellikle bütün partilerin üzerinde mutabık kaldıkları şeylerde eğer hukuka aykırılık yoksa kendi fikrini öne çıkarmadan onaylıyor. Burada da bütün partilerin bir mutabakatı olduğu için onaylar diye düşünüyorum.”
Hem Abdullah Gül hem de Tayyip Erdoğan ile ilişkileri iyi olan AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’e de aynı soruyu sordum. Metiner’den Gül’ün yasayı veto etmeyeceğini düşündüğü izlenimini aldım. Mehmet Metiner’in sözlerine gelince,
“Ben veto etmemesi gerektiğine inanıyorum ama takdir sayın Cumhurbaşkanımızındır. Cumhurbaşkanımız bir daha görüşülmek üzere Meclis’e gönderirse bu takdir yetkisine hepimiz saygı duyarız. Sayın Cumhurbaşkanımız adına konuşamam, bir öngörüde bulunamam. Ama böyle bir yasayı veto etmemesi gerektiğine inanıyorum. Meclis’ten geçmiş bir yasa çok da haksız ve adaletsiz bir yasa değil; bence popülizm yapılıyor. Özellikle AKP karşısında alternatif siyaset üretemeyen CHP’nin içine sürüklendiği trajedinin bir başka boyutudur bu. Daha önceki milletvekillerimiz ile şu anki vekillerimiz arasındaki bir uçurum giderilmeye çalışılıyor. Başka alanlara çekmenin, gece yarısı operasyonu, gece yarısı kıyak emeklilik biçimine dönüştürmenin kaba bir popülizm’den öte bir anlamı olduğu kanaatinde değilim.”
Abdullah Gül, şike yasası ile yediği golden sonra Erdoğan’a bir rest daha çekebilir mi?
Bana sorarsanız, “zor” derim.
Benim tanıdığım Abdullah Gül’ün bünyesi çok açıktan oynanan gerginlik oyunlarını üst üste kaldırmaya müsait değildir. Bir de Abdullah Gül, gerçekten “Kayserili hesaplarını” çok iyi yapar. CHP, MHP, BDP milletvekillerini bir tarafa bırakın, gelecek siyasi hesapları için, ballı emekliliğe tam kadro onay vermiş AKP milletvekillerinin hışmını üstüne çekmek istemez. Ama siyaset bu, belli de olmaz. Türkiye’deki siyaset oyunlarının sadece içerden oynanmadığını hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız.
Arınç rahatsızlığı
Bütçenin son günü Meclis Genel Kurulu’nda “Kürtlere anayasal haklarını vereceğiz” diyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tan duyulan rahatsızlık AKP içinde de derinleşmeye başladı.
Yeni bir anayasa yapma yolunda “olumsuz algılamaları kırmak” için uğraşan TBMM Başkanı Cemil Çiçek de yakın çevresine bu sözlerden duyduğu sıkıntıyı dile getiriyor. AKP’nin ağır toplarından aldığım bilgilere göre sıkıntılı taban partiyi devamlı arayıp, “Bu sözler Bülent Arınç’ın şahsi görüşü mü, yoksa Hükümet görüşü mü?” diye soruyorlarmış.
“Tayyipçi”ler, özür dilemesine rağmen Bülent Arınç’ın hâlâ Başbakanlık koltuğunda gözü olduğuna ve bundan vazgeçmediğine inanıyorlar. Kendisine en güzel mesajın ise geçende katıldığı bir toplantıda, sözlerinin salonda bulunanlar tarafından sık sık “Başbakan Tayyip Erdoğan” sloganları ile kesilmesiyle verildiğini belirtiyorlar.
Arınç da bu harekete çok sinirlenmiş ve slogancıları sözlerinin kesilmemesi için uyarmıştı.
Bu bir eski Milli Görüş geleneğidir.
Vakti zamanında Tayyip Erdoğan ile Melih Gökçek’in konuşmaları da, “Mücahit Erbakan”, “Başbakan Erbakan” diye sık sık kesilirdi.