Engin Alan’dan mesajlar
AKP hükümeti köşeye sıkışınca yeni ittifakların peşine düştü. Kimilerine göre yeni ortakları arasında BDP var. KCK davasından tutuklu beş milletvekilinin gece yarısı tahliyesi ve ardından Meclis’te yemin edişi söz konusu arayışın göstergelerinden. İçeride bir tek MHP’li Engin Alan var. Hükümet Alan’ın tahliyesi için pazarlığa girmeye gayret ederken, Alan, “ömrümün sonuna kadar yatmayı tercih ederim” diyerek tepkisini dile getirdi. Sincan Cezaevi’ndeki Alan’ı daha önce ziyaret etmiştim. Bu defa Müyesser Yıldız geçtiğimiz gün gitti. Mesajları son derece düşündürücü. Engin Paşa’nın Müyesser’e anlattıklarını özetlemeye gayret ettim.
“Türk Milleti bu 5 vekilin ettiği yeminin bir kelimesine inandığını düşünüyor mu? Hafta sonu Şırnak ve Cizre’de söylediklerine baksın milletimiz. Bunları söyleyen insanların iki gün sonra ” Büyük Türk Milleti “ demesinin ciddiyeti olabilir mi? Milletin özünden kaçırmasınlar bu ikinci Habur vakasıdır, hatta ondan ağırdır. Özellikle vurgulamak istediğim şu; eğer Türk Milleti bu 5 kişinin Meclis’te, Alan’ın hapiste olmasını içine sindiriyorsa, ömrümün sonuna kadar burada kalmaya razıyım.”
Son tahliye olan BDP milletvekillerinin Meclis’te yeminden önce Şırnak ve Cizre’de nasıl karşılandığını ve yaptığı konuşmaları millete duyurmasını istedi Alan Paşa. Müyesser devam ediyor.
TBMM’de tutuklu milletvekilleri sorununu çözmek için bir komisyon kuruldu. MHP bu komisyona üye vermese de AKP, CHP ve BDP Anayasa’nın 83’üncü maddesinin değiştirilmesi konusunda ilke kararı aldı. Bu gelişme kamuoyuna, “Engin Alan’a tahliye umudu” olarak yansıdı. Peki kendisinin umudu var mı? Şunları söyledi:
“Bu filmin, bu tiyatronun böyle oynanacağını bildiğim için sürpriz olmadı. Anayasa değişikliğinin çıkıp çıkmayacağını bilmiyorum, merak da etmiyorum. Komisyona havale edecekler, zamana bırakacaklardır. Nasılsa Sebahat Tuncel dışarıda, ben içerdeyim...”
Gazetelerde Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin, Leyla Zana hakkında “terör örgütü üyeliğinden” verilen mahkûmiyet kararını bozduğu haberleri vardı.
Bu konudan devam edip, kendileriyle ilgili mahkûmiyet kararını onayan yerin de aynı daire olduğunu hatırlatan Engin Alan, “Görevle ilgili yaptığımız bir konuşma, 2 dijital veriyle biz darbeci oluyoruz. Ancak Leyla Zana’nın yıllardır yaptıkları terör örgütü üyesi olmaya yetmiyor. Aysel Tuğluk’un silinen 14 yıl 7 ayına da şapkamı çıkarıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’a “Devlet krizi yok” dediği için Engin Alan yaşananların adını koymasını meselesine. Şu fotoğrafı çekti:
“Cevabı çok net; AKP, ’devleti ben yöneteceğim’ diyor. Cemaat, ’Olmaz beraber yöneteceğiz’ diyor. Ben bu ülkenin normal bir ülke olması gerektiğini çok önce söyledim. Bu da onun sonucu. Yönetimi, yapısı, kurumları hepsi ayrı sorunlu. Yargının, yasamanın, yürütmenin hali ortada. Güçler ayrılığı dediğimiz norm yerle bir olmuş. Böyle bir ülke normal olabilir mi? Bu bir devlet krizdir. Bu krizden akılla, sağduyuyla, doğru bir devlet yapılanmasıyla, gerçek bir demokrasiye dönüşle, insan haklarına saygıyla, gerçekten bağımsız ve tarafsız yargıyla çıkılabilir. Özellikle şu anda yargıya olan güven sıfıra yaklaşmıştır. Bu devletin çöküşünün en ciddi emaresidir.”
Bir diğer sıcak gündem maddesi; Ergenekon, Balyoz davalarında yeniden yargılama yolunun açılması ve “kumpas” iddiaları... Alan’ın bunlara ilişkin cevapları da da sert oldu. İşte o sözleri:
“Mahkeme Başkanı Ömer Diken’in son açıklamalarını herkes okusun; Bu kafadan netice çıkar mı? Artı yandaş, yalaka takımı yeni bir konsept oluşturuyor. Şöyle; ‘Efendim haksızlık yapılmış olabilir... Ceza takdirinde yanlışlık olmuş olabilir’... En önemlisi de ‘kurunun yanında yaş da yanmış olabilir’ diyorlar. Bu büyük bir tuzak ve kamuoyuna yönelik bir algı yönetimidir.”
Ve Genelkurmay’ın “kumpas” la ilgili suç duyurusu... Çok sitemkârdı Engin Alan, şunu söylemekle yetindi:
“Genelkurmay Başkanlığı veya TSK, Başdanışman Yalçın Akdoğan’ın sözüyle bu işin kumpas olduğunu anladıysa, çok geç... Kara Kuvvetleri Komutanlığı bilirkişi raporları, üniversitelerin, yabancı bilişim uzmanlarının raporları var. Hepsi de Genelkurmay’ın elinde. Bu söz mü bu davaların sorunlu olduğunu gösterdi?”