Enflasyonun günah keçisi
Merkez Bankası, 2006 yılından beri “enflasyon hedeflemesi rejimi” uygulamaktadır. Bu çerçevede 2006 yıl sonu enflasyon hedefi, Merkez Bankası ve Hükümet tarafından yüzde 6.5 olarak ilan edilmiştir. Belirsizlik aralığı üst sınırı ise 2 puan daha yüksek, yüzde 8.5 olarak tespit edilmiştir. Oysa ki Eylül ayında gerçekleşen enflasyon oranı bu üst sınırın da üstünde, yüzde 9.24 olarak gerçekleşmiştir.
MB Kanunu 42 maddesine göre, gerçekleşen enflasyon belirsizlik aralığından daha yüksek olursa, MB bu sapmanın nedenlerini, Hükümete ve kamuoyuna açıklayacaktır.
Enflasyon hedeflemesi uygulamış ve uygulamakta olan ülkelerin, farklı zaman ve şartlarda olmakla birlikte, birkaçı hariç, tamamında hedeften sapmayı parlamento ve hükümete açıklamak zorunluluğu var.
MB geçen ay bu raporu açıklamıştır. Ancak sorun rapor hazırlamakla, enflasyon neden tutmadığını açıklamakla olmuyor. Temel sorun MB’nın 5 yıldır uygulamakta olduğu enflasyon hedeflemesi rejimine rağmen, enflasyonun halen yüzde 10’lar düzeyinde kaldığıdır. 2009 kriz yılı olmasına rağmen yüzde 6.53 olmuştur. Enflasyon hedefindeki sapma, ekonomide kırılganlığın artmasına neden oluyor, Merkez Bankasına olan güven azalıyor. Türkiye daha yüksek faizle dış borç bulabiliyor.
Enflasyon hedeflemesi rejiminde, MB tüm para politikası araçlarını, faizleri hedef enflasyonu sağlayacak şekilde kullanmasına imkan verir.
Başka bir ifade ile tek hedef enflasyon hedefidir. MB bu hedefi, iç ve dış piyasalarda bir taahhüt anlamındadır. Buna rağmen hedeften sapılması halinde, bankanın taahhüdünü yerine getirmediği şeklinde algılanmakta ve bunun içindir ki güvenirliği ve uygulamakta olduğu para politikalarının tartışılması gündeme gelmektedir.
Bu gün, dünyada enflasyon sorunu kalmadı... Bizde ise 2004 yılının mart ayında yüzde 10 düzeyine düşen enflasyon, 7 yıldır aynı yerde takıldı, kaldı.
Elbette ki bu şartlarda, MB’nın başarısızlığın makul gerekçelerini, kamuoyuna açıklamada zorlanacaktır. İç ve dış piyasalarda güvenirliğini korumada sıkıntı çekecektir.
Cari açık üstünde sıcak para girişi, cari açığı artırmış, kırılganlık yaratmıştır. MB’nın enflasyon hedefi konusunda başarısız olması bu kırılganlığı daha da artırmıştır.
Ayrıca artık para politikaları ile kronik enflasyonu çözmenin zor olduğu anlaşılmıştır. Yapılması gerek yapısal sorunların çözülmesidir.
İç tasarruf yetersizliği, yatırım hacminin düşmesi, üretim kapasitesinin düşük kalması, düşük verimlilik, işsizlik gibi sorunlar çözülmeden, kronik enflasyonun çözülmeyeceği anlaşılmıştır.
Bu sorunların çözülmesi için 2001 yılından beri uygulanmakta olan kısa vadeli politikaların bırakılması, uzun vadeli bir yapısal dönüşüm planı yapılması, kur politikasının değişmesi gerekir.
Hükümet kısa vadeli ve günü kurtarma politikalarını tercih ediyor. Enflasyon sorunu olunca da, Merkez Bankasını günah keçisi yapmayı tercih ediyor.