Enflasyon TL krizini derinleştirdi
Kasım ayında enflasyon oranları geçen sene aynı aya göre ve önceki ay Ekim ayına göre arttı.
* TÜFE oranı aylık yüzde 3,51, yıllık yüzde 21,31 oldu.
* Yİ-ÜFE oranı aylık yüzde 9,9, yıllık yüzde 54,62 oldu.
1. Dünya Arjantin''le Türkiye''yi kriz ikizleri olarak tarif ediyor. En yüksek enflasyon da bu iki ülkededir.
Dünyada da enflasyon artıyor. Ama yine de dünya ortalaması yüzde 4''tür. Eğer Venezuela gibi ekonomisi çökmüş olan ülkeleri katmazsak, Türkiye TÜFE oranında halen Arjantin''den sonra dünyada ikinci sırada geliyor. Yİ-ÜFE''de de birinci sırada olduğunu tahmin ediyorum.
Bazı ülkelerde Kasım ayı TÜFE oranları (Yüzde):
Arjantin; 52,1
Türkiye; 21,31
Brezilya; 10,67
Rusya; 8,13
Meksika; 6,24
Euro Bölgesi; 4,9
2. Enflasyon artmaya devam edecek.
Yİ-ÜFE''nin yüksek olması, TÜFE ''nin devam edeceğini gösteriyor. Ayrıca çekirdek enflasyon da geçen seneye göre arttı ve bu artış enflasyon trendinin yükselme yönünde olduğunu gösteriyor. 12 aylık TÜFE ortalaması da enflasyon trendini gösterir ve artış yönündedir.
Türkiye''de öteden beri yapısal sorunlardan kaynaklanan bir kronik enflasyon var. İktidar yapısal sorunları görmüyor… Çünkü çözümünde siyasi maliyet var. Tersine, kamu kaynaklarının popülist amaçla kullanılması, devletin parti devleti yapılması kamuda verimliliği düşürdü. Devlette liyakat esası yerine, siyasi İslam ideolojinin öne çıkması bürokraside verimi düşürdü. Ücretlerin açıklanan TÜFE''ye göre artırılması ve ayrıca refah payı verilmemesi, çalışanlarda verimi düşürdü. Kamu tekellerinin özelleştirilmesi nedeni ile piyasada oligopol yapı oluştu. Yapısal enflasyon devam etti.
Kur şokları ve TL krizi, önden yüklemeli ilave olarak maliyetleri artırdı. Piyasada panik yarattı. Kimse TL ile işlem yapmak istemiyor.
Gerçekte ise MB''in görevi TL''yi korumaktır. Bu şartlarda koruyamadı. Merkez Bankası''na olan güven dip yaptı.
Merkez Bankası gösterge faizini çekirdek enflasyona göre düzenleyeceğini açıklamıştı. Kasım ayında çekirdek enflasyon (B) yüzde 19,75 oldu. Bu durumda yüzde 15 olan gösterge faizine göre;
* Çekirdek enflasyonda reel faiz oranı eksi 3,97.
* TÜFE''ye göre reel faiz de yüzde eksi 5,49''dur.
Bu durumda Merkez Bankası Başkanı''nın gösterge faizini indirmek için çekirdek enflasyonu kullandığı anlaşıldı. Şimdi çekirdek enflasyon daha yüksek olunca, MB''nin hülle yaptığı, ayak oyunları yaptığı anlaşıldı.
Yine açıkça görülüyor ki, MB ve hükümet kur artışlarını körüklemek için eksi reel faiz uyguluyor. Kur artışları da krizi derinleştiriyor. O zaman akla iki olasılık geliyor;
Bir; Acaba 128 milyar doları alanlar kur artışları ile dövizi bozdurup, siyaseti finanse mi edecekler? Zira 128 milyar dolar olayında dolar kuru 7,6698 idi. Bugün 13,7622''dir. Yani bir dolar için arada 6,0924 lira fark var. Bir milyar dolarda bu fark 6 milyar lira eder.
İkincisi; TL halen yüzde 50 dolayında düşük değerdedir. Acaba yabancılar ve özellikle Araplar ve bazı fonlar Türkiye''de borsayı, kamu yatırımlarını ve özel firmaları ucuza kapatsın diye mi bilerek bu iktidar ateşe körükle gidiyor. Bu fonların ne olduğu ve kimin söz sahibi olduğu da zamanla anlaşılacaktır.
Üçüncüsü; Yine acaba siyasi iktidar ekonomik bunalım yaratarak, o hale mi gitmek istiyor.
Olağanüstü hâl kanunu (2935) birinci maddesinin (a) şıkkı;
''''Bu Kanunun amacı, a) Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım'''' şeklindedir.
Temennimiz bunların hiçbiri gerçekleşmez ve yeni ekonomik modelin denemesi olumlu gerçekleşir. İktisatta izah edilemeyen bu politika yeni bir bakış açısı getirir.