Enflasyon nereye gidiyor?
Merkez Bankası Başkanı’nın Ocak enflasyon düşüşüne kota koyması nedeniyle, faizlerle bağlantılı olarak enflasyon çok tartışıldı. Bunun içindir ki tutarlı bir enflasyon analizi yapılmadı.
Enflasyon istikrarsızlık demektir. Bir ekonomide üretim, yatırım, istihdam ve bölüşümü etkiler. Bu bağlamda enflasyonun nereye gittiğini ve nedenlerini tartışmak daha önemlidir.
1. 2014 Ocak ayından 2015 Ocak ayına, yıllık TÜFE oranı yüzde 7.24 oldu. 2014 Ocak ayında aynı oran yüzde 7.75 idi. Demek ki Ocak ayında yıllık enflasyon 0.51 yüzde puan geriledi.
2014 Aralık ayında, yıllık enflasyon 8.17 olmuştu. Bu enflasyonu 2015 Ocak yıllık enflasyonu ile karşılaştırmayı, ben doğru bulmuyorum. Enflasyonu etkileyen kalıcı faktörler de olsa, aylara göre enflasyon oranları farklı çıkıyor. Söz gelimi yaz ayları çoğunlukla eksi çıkıyor. Bu nedenle Ocak yıllık enflasyonunu önceki Ocak ayı ile karşılaştırmak gerekir.
2. Ocak ayında, gıdada yıllık enflasyon daha yüksek, yüzde 10.97 oldu. Bu anlamda, açıklanan TÜFE oranları, tüm halkın bütçe yükünü göstermiyor. Gıda harcamalarının TÜFE sepeti içindeki payı yüzde 24.5’tir. Oysa ki işçi, memur ve düşük gelir gruplarının bütçeleri içindeki payı daha yüksek, bazen yüzde 50 ve yüzde 60’lara ulaşıyor. İşçi ve memura TÜFE’ye göre zam yapıldığında, bu kesimlerin geçimi zorlaşıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun ayrıca, işçi ve memur ve düşük gelir gruplarının harcamalarını doğru yansıtan bir geçinme endeksi düzenlemesi ve maaş ve ücret artışlarının da bu endekse göre artırılması gerekir.
3. Özel kapsamlı TÜFE göstergeleri, çekirdek enflasyonu ifade ediyor. Hava koşulları, tarım üretimini etkiliyor. Alkollü içecek fiyatlarını büyük ölçüde vergi yükü etkiliyor. Altın fiyatları üstünde ABD manipülasyon yapıyor. Bu maddelerin sepetten çıkarılması, çekirdek enflasyonu veriyor.
Ocak ayında, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç, TÜFE oranı yüzde 8.63 oldu. Bu oran aynı zamanda enflasyonun düşmediğini ve aynı çizgide devam ettiğini gösteriyor.
4. Yıllık enflasyon ayrıca bazı geçici etkileri de barındırır. Söz gelimi yurt içi ÜFE’nin ve TÜFE’nin düşmesine, petrol fiyatlarındaki gerileme etkili oldu. Petrol fiyatları artarsa bu defa ters etki yapar. Yine döviz kurlarının artması ve düşmesi de, ithal ara malı ve hammadde fiyatlarını, ithal tüketim malı fiyatlarını artırıyor veya düşürüyor. Bu iniş ve çıkışlar da enflasyona yansıyor. Mevsimlik etkiler farklı oluyor. Bunun içindir ki çekirdek enflasyon da olsa, yıllık enflasyonda zikzaklar olabiliyor. Özetle yıllık enflasyon, enflasyon trendini (eğilimini) net göstermiyor.
Enflasyon eğilimini, 12 aylık ortalama enflasyon daha net gösteriyor. Çünkü her ay enflasyon oranı bir önceki yıl aylarına oranlamak suretiyle, geçici faktörlerin enflasyon eğilimi üstündeki etkileri zayıflatılıyor.
Yukarıdaki grafikte çizgili eğri Yıllık Tüfe oranlarını, düz çizgili eğri ise on iki aylık ortalamalara göre TÜFE’yi gösteriyor. Ocak ayında 12 aylık ortalamalara göre TÜFE oranı yüzde 8.8’dir. Ayrıca bu ortalamayı gösteren çizginin eğilimi yukarı doğrudur. Bu demektir ki enflasyon eğilimi artış yönündedir. Buna rağmen “öngörülen enflasyona göre faizleri indirin” demenin hiçbir teknik altyapısı yoktur.
Ayrıca grafikten görüldüğü gibi, 2005 Ocak ayında 12 aylık ortalamalara göre 8.5 olan TÜFE oranı, bu Ocak ayında 8.8’e çıkmıştır. Yani on yıldır enflasyon kronik yapı kazanmıştır.
Kronik enflasyon para ve faiz politikası ile çözülmez. Çözüm için ekonomide verimliliği artırmak, reel sektör-finans sektörü arasında yeniden denge kurmak, spekülatif piyasaları engellemek, oligopol ve monopol piyasa yapılarını kaldırmak, bütçe harcamalarını etkin kullanmak, kamuda bürokrasiyi kaldırmak, üretimi dışa bağımlı olmaktan kurtarmak gerekir.