En istikrarlı politikaları bu: Her şey mümkün!
Uluslararası ilişkilerde ebedi dostluk/düşmanlık olmaz; doğru. Ancak, karşı karşıya olduğumuz vakanın konusu bu değil.
Uluslararası ilişkilerde şahsi duygular, ideolojik tutumlar, siyasi pozisyonlar değil millî menfaat/çıkarlar esas alınır; doğru. Ancak, karşı karşıya olduğumuz vaka buna da karşılık gelmiyor.
Zira, hafta sonu belirmiş "tebessümle tokalaşma" fotoğrafıyla tazelenen tartışma, bu ilke, prensip, ölçülerin birine bile uyulmadan, alabildiğine kişiselleştirerek yürütülmüş bir politikanın/politikasızlığın neticesi aslında!
*
Eğer bir siyasetçi…
Üzerinde "devlet sorumluluğu" da yüklü olan bir siyasetçi…
Tıpkı, içerde, düne kadar "Vampir, kan emici, ırkçı, kafatasçı, salyalı, köksüz, alçak, hasta kafalı, zürriyetsiz, ahlaksız, namert" diye seslendiği "siyasi rakibiyle" bir anda ve orantısız şekilde samimi olup, ittifak yapabildiği gibi…
*
Dışarıda da…
Düne kadar, 15 Temmuz 2016''da maruz kaldığımız alçaklığın "faili", "finansörü" varsaydığı ülkenin, Birleşik Arap Emirlikleri''nin yöneticileri ile bir anda ve orantısız bir "kardeşlik" ilişkisi kuruyor/ilan ediyorsa…
*
Düne kadar, "Alçak" dediği, Türkiye''de, İstanbul''un göbeğinde canice işlenen bir katliamın bütün sorumluluğunu yüklediği, "Hesap sormayı" vaat ettiği, "Yargılanmasını" talep ettiği, bütün dünyayı "İlişkilerini kesmeye" davet ettiği, adını "Zulüm" ile özdeşleştirdiği Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman''la bir anda ve orantısız bir kucaklaşma yaşayabiliyorsa….
*
Düne kadar…
Bulduğu her fırsatta "Esed katil", "Soruyorum bu IŞİD belasını Orta Doğu''ya musallat eden kim? Beşar Esad. Alan açan kim Beşar Esad. IŞİD''e destek veren, silah veren kim? Beşar Esed. Gittiler bu eli kanlı zalimi Şam''da ziyaret ettiler. 250 bin insanı katleden böyle bir katille resim çektirenlerin kimler olduğunu sizler çok iyi biliyorsunuz", "Şu anda Suriye''de eğer Esed''den bahsediliyorsa, Esed katildir. Zira, 1 milyona yakın vatandaşını öldüren bu değil mi?", "O çocukları gördünüz değil mi? Ey katil Esed, sen bunların ahından nasıl kurtulacaksın! Ey buna sessiz kalan dünya, buna sessiz kalan BM! Bunun hesabını nasıl vereceksiniz!", "Katil Esed''in mi yanında olacaktık", "Biz katille neyi konuşacağız" diye haykırdıktan sonra, bir anda ve orantısız şekilde bir görüşme, buluşma, konuşma, anlaşma arayışına giriyorsa…
*
Düne kadar;
"Darbeyle başa geçen ve 50 kişiyi idam eden zalim Sisi…" diye andığı…
Türkiye''deki seçimlere bile adını karıştırıp, seçmeni, muhalefetin fenalığına "Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz?" ifadesiyle iknaya çalıştığı…
Kendisini barıştırmak isteyenleri "Asla kabul etmiyorum, etmem de. Neden? Halkının yüzde 52 oyunu almış olan bir Mursi''yi ve arkadaşlarını cezaevine mahkûm eden bir antidemokratla karşı karşıya gelmem, onunla aynı masada oturmam" diye terslediği…
Görüşme ihtimali gündeme getirildiğinde, "Şaka yapıyorsun herhalde. Böyle bir şey arkadaşlar söz konusu değil. Bizim gündemimizde böyle bir şey asla söz konusu değil" diye kestirip attığı…
Konumunu, tekraren ve açık biçimde "Ben uluslararası platformlarda şu anda darbeci Sisi''yi Cumhurbaşkanı olarak kabul etmediğimi söyledim. Yine söylüyorum. Benim için Mısır''ın Cumhurbaşkanı Mursi''dir. BM''de aynı masaya onunla oturmadım. Oturursam, kendimi inkâr ederim. Oturursam demokrat olmam" diye tarif ettiği Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es Sisi ile bir anda ve orantısız şekilde üstelik de tatlı tebessümler eşliğinde el sıkışabiliyorsa…
*
O siyasetçi için "Her şey mümkün" demektir.
Peki "Her şey mümkün" ne demektir?
*
"Olmaz"ların pekala "olabildiği" böyle bir seyir uyarınca;
Bugün tepesine ve tam da olması gerektiği gibi bomba yağdırılan PKK/YPG/PYD''ye yeniden posta güvercinleri yollanmayacağına, mücadelenin yerini müzakereye bırakmayacağına inanabilir miyiz?
Çaycısı, çorbacısı cezaevlerinde ömür tüketirken, "kaymak tabakası"nın kahir ekseriyeti firari durumda olan, dünyanın farklı coğrafyalarında krallar/kraliçeler gibi yaşayan "FETÖ"cülerin bir gün yeniden "Dön artık bitsin bu hasret" figanlarının muhatabı olmayacağına inanabilir miyiz?
MHP''nin "çözümü tıkayan", "engel", "sorun" ilan edilip, HDP''nin "demokratik ortak"lığa terfi etmeyeceğine inanabilir miyiz?