En büyük şövalye bizim şövalye...

Onca patırtı kütürtü arasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, first lady ile beraber kalktı Hollanda Kraliçesini ziyarete gitti.
“Ne alaka?” demeyin!..
Tekrar hatırlatmakta fayda var...
Batının dış politika geleneğinde rastlantılara yer yoktur. Her adım bilinçli atılır. Sözcüklerle beraber semboller ile de mesaj verilmesi çok iyi bilinir.
Ama anlayana...
Öğrendik ki; “Devlet ziyaretinin” ilk gününde Hollanda Kraliçesi Beatrix tarafından Abdullah Gül’e Hollanda’nın en büyük nişanı olan ’Hollanda Aslanı Büyük Şövalye Nişanı’verilmiş. “Hanımefendiyi” de unutmamışlar. Kraliçe Beatrix, Hayrrünnisa Gül’e de, ’Hollanda Kraliyet Büyük Nişanı’nı vermiş.
İki kelime ile; muhteşem, ne büyük onur!..
Abdullah Gül, Hollanda Kraliçesi ile de “şerefe” kadeh kaldırmış.
Abdullah Gül, Kraliçelerle kadeh tokuşturmayı sever. İngiliz Kraliçesinden aldığı şövalye ve bilumum nişanların ne manaya geldiğini, kimlere ne için verildiğini daha önce dile getirmiştik.
Hollanda Kraliçesinin Abdullah Gül’e bahşettiği büyük nişan; kraliyet aile üyelerine, ülke liderlerine, eski prenses, başbakan ve KARDİNALLERE takdim edilen en büyük nişanmış. Eski BM Genel Sekreteri ve şu anda Suriye Özel Temsilcisi olan Kofi Annan ile her şeyden daha önemlisi İngiltere’nin eski Başbakanı Winston Churchill de nişana layık görülen isimler arasındaymış.
Vay bee!..
Breh... Breh... Breh...
İngiltere’nin Abdullah Gül’e bahşettiği büyük unvanların manasını ezberledik de Hollanda’nınki ne oluyor?
Uzman bir tarihçiye, MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu’na sorduk. Cevaba dikkat!..
“Biliyorsunuz Haçlı Dönemlerinde Ortaçağ’da Şövalye özel bir duruma sahip. Zaten dini bir motifi olan bir kişi ve aynı zamanda silahşör tabii. Kendini din uğruna adamış kişi. Bu unvanı herkese vermezler. Sadece Hollanda için değil, Almanya, İngiltere hepsi için geçerli bu. Hepsinde o şövalyeler var, Saint-Jean şövalyeleri var. Dikkat edersen hepsi azizlerin ve albigenistlerin isimlerine istinaden verilen bir unvan bu. Din uğruna mücadele eden, savaşan savaşçı.”
-Abdullah Gül’e verilmesi?
“Demek ki o da din uğruna çalışıyor. Başbakan’a da Türk-Yahudi Nişanı verdiler. Dikkat ederseniz Türk ve İslam dünyasının hayrına çalışan bir zihniyette değiller sonuç olarak. Hıristiyanlık adına mücadele veriyor adamlar. Şimdi Suriye’de kimin adına mücadele ediyorlar. Suriye’de sözde, Müslümanları koruma anlamında bir mücadele verdiklerini iddia ederlerken aslında biliyorsunuz sadece Müslümanların Müslümanlarla çatışmasına vesile olacak bir politika içerisindeler. Esad’ı devirince veya Esad’ı devirmek için ne yapacaklar, diyelim ki, Türkiye’nin Suriye ile savaşmasını istiyorlar. Kim kimi kıracak? Müslümanlar birbirini kıracaklar. ”
-Daha önce de Churchill ve Annan’a verilmiş bu nişan.
“Şimdi Hollandalılar biliyorsun Haçlı ordusu içinde, Şövalye grubu içersinde önemli rol oynayan insanlar. Dolayısıyla Almanya, Hollanda, İngiltere, Fransa bunlar Haçlı seferleri içerisinde birinci derecede rol oynayan devletler. Churchill’e vermeleri gayet tabiidir. ”
Gül çiftinin, Amsterdam Şehir Müzesinde düzenlenen, “Levanten Ticaret Odası Hollandalı Tüccarlar ve Osmanlı Sultanları” konulu sergide Kraliçe ile beraber 1723 tarihli, ressamı bilinmeyen ’İzmir Manzarası’adlı tablonun önünde fotoğraf çektirmeleri de ayrıca anlamlıydı.
Bu fotoğraftaki mesajı da stratejist Erol Bilbilik’e sorduk;
“Abdullah Gül’ün Hollanda’ya gidiş sebebi; bunlar Avrupa sermayesini Türkiye’ye çekmek için uğraş sarf ediyorlar. Ekonomiyi ayakta tutabilmek, ayakta kalabilmek için uluslararası sermayeyi Türkiye’ye çekmeye çalışıyorlar. Çünkü bütçe iflas etmiş durumda. Öyle bir çalışma var. Onlar da bunun karşılığında bunların boynuna madalya takıyor.
Hollanda büyük sanayi ülkesi. Her konuda yüksek teknolojisi var. Hollanda büyük sermayesi, Amerikan küresel sermayesi ile bitişiktir. İşte bunların ziyaretleri o sermayeyi Türkiye’ye çekmek. ’Gelin bize her türlü yatırımı yapın’diyorlar.
Erol Bilbilik çok önemli bir noktaya daha dikkat çekti:
“Hollanda ayrıca NATO’nun en büyük üssüdür. NATO’nun bütün her şeyi orada. Bütün yapılanmaları Hollanda’dadır. Geçen yıl Hollanda’ya gitmiştim. Ne kadar Amerikan menfaatini savunan önemli örgüt varsa hepsi Hollanda’da güçlüdür. Onlar sermaye transferi ve büyük firmaların Türkiye’ye getirilmesi için çaba sarf ediyorlar.
İslami kamuflajlı taraftar medya, “şövalye nişanları”nı öve öve bitiremiyor. Asıl merak ettiğim; AKP iktidarında bir dönem Abdullah Gül’e danışmanlık yapan ve 28 Şubat süreci yüzünden şu anda Sincan’da tutuklu yatan kudretli Paşa Çevik Bir’in ne düşündüğü ve neler hissettiği.. Abdullah Gül, 28 Şubat sürecinde REFAHYOL hükümetinin Devlet Bakanıydı. Görüntüde pek etliye-sütlüye bulaşmazdı. Çevik Bir de “irticai faaliyetleri” yüzünden bunların yakasına yapışmıştı ya!..
“Büyük şövalyenin” önceki günkü fotoğrafları Çevik Bir’e nasıl geldi acaba?!..

Yazarın Diğer Yazıları