Emeklinin yine burnundan getirildi
Önce "1000 mi, 1260 mı?" tartışmaları başladı. Bir süre sonra buna "Ne zaman ödenecek?" eklendi. İlk açıklama âdeta sızdırmaydı; "27-31 Mayıs arası."
5 liraya muhtaç insanların gözü kulağı Ankara'ya sabitlendi. Önce her bayram Kemal Kılıçdaroğlu'na teşekkür edilen paranın miktarı netleşti: Bin lira. Hem ne bin lira; satın alma gücü çoktan 650 liraya inmiş bir para!
Üç gün önce de ödemelerin 31 Mayıs günü yapılacağı belirtildi.
12 milyonun üstünde emekli ve eşler şimdi de cuma gününü iple çekmeye başladılar. Burada sormak istiyorum. Bu işleri düzene sokmak çok mu zor?
"Bu organizasyon bozukluğunun sandığa yansıyacağından haberleri mi yok?" Bunun etkilerini 23 Haziran'da mutlaka görecekler.
İftarda bile ayırım
Bu arada bir konuyu daha merak ediyorum. Erdoğan'ın verdiği iftarlarda hiç emekli kuruluşu var mı? Var da ben mi bilmiyorum?
Hükûmet etme konumunda olanlara bir kez daha seslenmek istiyorum; insanların ömrü uzadı. Bu birkaç defa daha sandığa gitmeleri demektir.
Hep yazdım, hep örnek verdim; "Türkiye'de emekliler partisi kurulsa" Meclis'te mutlaka grup çıkarır. Dönüp İsrail'e bakın. Emeklilerin oluşturdukları parti hemen her seçimde hükûmet ortağı olmakta. Hatta kabinede bakanları mevcut.
Dikkat edin, devlet eliyle tatil ve hatta dünya seyahatlerinden söz etmiyorum. Bizim istediğimiz hiç olmazsa üç kuruşluk maaşın zamanında ödenmesi.
Kılık-kıyafet devrimi
Burada sayın ilgili bakan Zehra Zümrüt Selçuk'a da bir-iki laf etmek istiyorum. Giyim-kuşam konusunda altın bamya ödülü ihdas edilse, birincilik mutlaka Zehra Hanım'ın olur. İkinci kesinlikle Binali Yıldırım'ın eşinin olur. Tavsiyem kendilerine Emine Erdoğan'ı rol model almaları.
Bunlar konumuz dışında ama dayanmadım. Tesettürlü giyim de güzeldir. Önemli olan biraz özen gösterilmesi.
Yolun sonu görünüyor
Yeniçağ'daki yıl dönümüm, aldığım mesajların sayısını ikiye katladı. Tebriklere teşekkürler. Ancak okur tespitlerine bakıyorum, mükemmel. Yurt dışından yollananlar ise daha çarpıcı gibi.
Fransa'dan Şadan Kün'ün gönderdiğine öncelik vermek istiyorum:
"Sevgili Burhan baba
İzin verirseniz İstanbul seçimleriyle ilgili naçizane fikrimi söyleyeceğim.
İstanbul seçmeni, kırsaldakinin profiline benzemez. Anadolu'daki seçmen akşam oldu mu TRT 1 ve benzeri kanalların haberlerini izlerler. Bu yüzden de kolay kolay fikir değiştirmezler. Ama megakent seçmeni daha bilinçli ve sosyal medyayı daha çok takip ediyor. Ekonomik krizi ve kurdaki dalgalanmaları anında algılayıp, tepki gösteriyorlar.
YSK'nın İstanbul seçimlerini iptal etmesini ekrandan değil de sosyal medyadan takip etmeleri cevaplarının ağır olacağının göstergesi. Türkiye, yep yeni, diplomalı, lisan bilen, hak yemeyen gerçek bir lider buldu. Bazıları kendi kuyularını kendileri kazdı. 'Her şey çok iyi olacak mı' bilmiyorum ama bu aralar Musa Eroğlu'nun 'Yolun sonu görünüyor'unu sık dinliyorum.
Azrail'in gelir kendi,
Ne ağa der ne efendi.
Sayılı günler tükendi.
Yolun sonu görünüyor.
Ellerinden öper, uzun ömürler dilerim."
100. Yıl
N. Öztürk 19 Mayıs'ın 100. Yılı'nı ateşleyenlerdendi. Daha Şubat ayında "Kurtuluş Ateşi"ne dikkat çekmişti. Eşi ve kızlarıyla Samsun'daki kutlamalarını anlatmakta. Bazı eksiklere rağmen bu muhteşem olayı yaşamanın mutluluğunu belirtiyor.
...
Beşiktaşlı dostlarımdan gelen mesajlara pek yer veremediğimin farkındayım. "Onlar nasılsa bizden" mantığının yanlış olduğunu belirtmeliyim. Kartal sever Alaattin Demirtaş, oğlunun doğduğu gün benim Yeniçağ'da yazmaya başladığımı söylüyor. Hoş bir rastlantı olsa gerek.
Mehmet Kemal Aktoprak, "Beşiktaş bu yıl istediğini elde edemedi. Ancak hocamız Şenol Güneş muradına erdi ve Millî takımın başına geçti" diyor.
Ersin Şiyhan, üşenmemiş kulüplerin borçlarını çıkarmış. Fenerbahçe 4 milyar 250 milyon lira ile birinci. Galatasaray 2 milyar 825 milyon lira ile onu takip ediyor. Beşiktaş 2 milyar 314 milyon lira ile üçüncü, Trabzonspor 1 milyar 45 milyon lira ile dördüncü sırada.
Diğer mesaj yollayan dostlarıma ise teşekkür etmeyi unutmuyorum.
GÜNÜN SÖZÜ
Yiğitten korkma, korkmamaktan kork. Türk Atasözü