Küçülse, değer kaybetse de "Bayram 1000 liraları" emeklinin kocaman yarasına bir pansuman. Eski tabirle "üç otuz para" ile koca ayı geçirmeye çalışanlar,"Buna da şükür, hiç yoktan iyidir"le biraz nemalanıyorlar.
Ramazan ya da şeker, adına ne derseniz deyin geçen bayram para dağıtımındaki organizasyon mükemmeldi.
Hem 1000 liralar, hem de emekli maaşları ilan edilen günde birlikte verildi. Bu kez aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Hatta, ikramiyelerle maaşların ödemesi ayrıldı. Üç gün önceye kadar zamanı bile belli değildi. Yaşlı insanlar o uzun kuyruklara 2-3 defa girmek durumunda kaldılar. Buna, mecbur bırakıldılar demek mümkün.
Adını vermeyeceğim Devlet Bankasının ATM'si bozulan bir şubesinde kavgaya üzülerek şahit oldum. Bastonların kullanıldığını gördüm.
Hesap sorulsun
Bu defa niye böyle oldu. Bunun üstüne gidilmeli . Millî Eğitim Bakanı'nın sınavlardaki yanlışlıkla ilgili olarak yaptığı görevden almaları bu rezalette de bekliyoruz. Böylece popolarını partiye dayadıklarını zannedip "Üç dönüm bostan, yan gel yat Osman" kafasındakilere bir yerde mesaj olur.
Yazdıklarımın doğruluğuna bizzat tanık olmak isteyenler günlerden pazar da olsa bile herhangi bir kamu bankasının önünden geçsinler. "Para çekme makineleri"ndeki kuyrukları görsünler. Yarın da bu işi beceremeyenlerin -çoğunluk böyle- bir kez daha uzun kuyruklar oluşturduklarına şahit olacaklardır.
Yazdıklarım, "Emekli bin an önce ölsün. Böylece bütçenin yükü hafiflesin" diyenlere. Öncelikle de artık bu işlerin tek hâkimi sayın Bakan Berat Albayrak'a
Geçmişten örnekler
Tercüman'dayız... Çöküşün son dönemi... Maaş bile alamıyoruz. Bizim ekonomi yazarı Remzi Özdemir'le birlikte çalışıyoruz. Onunla emeklilik durumumu konuştum. Bir başka mesai arkadaşım Salih Selçuk'un eşi de SSK'da çalışıyor. Emeklilik gün sayımı ondan öğrendim. Basın mensuplarının 4 bin 800 gün prim ödeyenleri emekli olabiliyor. Benimki ise 6 bin 125 gün olmuştu. Gerekenin yarısından daha fazlaydı. Üstelik şimdiki gibi yaş sınırı da yoktu. Özdemir, her zamanki gibi iş bitirici özelliğini kullandı, tam 13 günde maaşım bağlandı. Böylece kendimi garantiye aldım. Arada gazete de para ödüyordu. Geçimim kolaylaştı.
Dolandırıcılar
Maaşımı Vakıfbank Merter Keresteciler Şubesi ATM'sinden çekiyordum. Bu konu da ayrı dertti. Yürüyemeyen, hatta görme yeteneğini kaybetmiş insanların durumu yürekler acısıyldı. Üstelik banka caddenin sağında, ATM sol taraftaydı. Yaşlılara musallat olan dolandırıcılar bir başka problemdi. Paramı her çekmeye gittiğimde, bu zavallılar -herhâlde tipim güven veriyordu- başıma üşüşüp "Bana da yardım et" derlerdi. İnanın her defasında bu yüzden gazetenin toplantılarına hep geç kalmışımdır.
Unutulmayan bakan
Turgut Özal Başbakan, İmren Aykut Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı. Yani ödemelerde en önemli isimdi. Bir sabah kalktı ve üç aydan üç aya maaş alan emeklilerin ödemelerini aylığa çevirdi. Üç ayda bir kuyruğa girenler bu defa her ay işkence çekmeye başladılar. Buna neden gerek görüldü? sorusuna verdiği cevap daha hazindi:
"Para erken çekiliyor. Emekli ölünce devletin kaybı oluyor"
Bunu istediğiniz gibi yorumlamakta serbestsiniz
İntikam
Bildiğiniz gibi emekli zamları yılda iki kez uygulanır. İş başındaki hükümetler enflasyon rakamlarını işlerine geldiği gibi düşük gösterirler. Yüzde 40 olmuşsa, yüzde 9 artırımı yeterli görürler.
Bu konuda insafsızlık rekoru Tansu Çiller'e aittir. Hani şu AKP mitinglerinde boks ringlerinde raund tabelasını taşıyan bayanlar gibi görülen eski başbakan.
Tansu Hanım iş başındaydı. Bütçeyi denk tutma iddiasıyla emekliye "sıfır" zam çekti. Yani maaşları 5 kuruş bile yükseltmedi. Sonucu bilmeyenler için yazayım; partisi baraj altında kaldı. Bu da emeklinin intikamıydı.
Her zaman savunduğum bir konuyu tekrarlayarak yazımı tamamlayacağım. Bazı ülkelerde emeklinin partisi var. Bunlar her zaman grup kuracak sayıyı yakalarlar. Hatta İsrail'dekinin hükümete girmediği hiç bir seçim olmadı. Sonrası malum. Bu ülke emekli cenneti. Darısı başımıza.
GÜNÜN SÖZÜ:
Komşundan ya da akrabalarından borç alma. Yabancıdan al ki parayı ödedikten sonra ağızları kapansın
Lord Burleigh
